English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Alfalfa

Alfalfa translate Turkish

136 parallel translation
l got cattle and horses and chickens and alfalfa and- -
Sığırlarım, atlarım, tavuklarım, yonca tarlalarım ve...
Its got a few berries, and a place for alfalfa, with plenty of water to flood it,
Bir tarafta çilek ekili, öbür tarafta yonca. - Suyu bol, domuz ağılıda var.
I could easy build a few hutches, and you could feed alfalfa to those rabbits, now there.
Onlar için ufak bir yer yapabilirim. Tavşanları yoncayla beslersin.
And down on the flat, we're gonna have a field of alfalfa.
Kulübemizin yanında bir kümesimiz olacak. - Tavşanlarımız için.
And then disappears in the waving fields of alfalfa.
Sonra, sallanan yoncaların arasında kayboluyor.
It ain't exactly alfalfa.
Kesinlikle, öyle.
We're not cowboys at this post nor freighters with a load of alfalfa.
Bizler ne kovboyuz ne de taşımacılık yapıyoruz.
I brought in my alfalfa... and you won't return it.
Yoncamı getirdim sense iade etmiyorsun.
You can dance to fiddle music. Watch the alfalfa bloom.
Keman eşliğinde dans edip yonca çiçeklerini seyredebilirsin.
I get to feed alfalfa to the rabbits, right?
Tavşanları yoncayla beslemek de benim, değil mi?
I've got 1 0 acres in alfalfa.
Alfalfa yetiştirdiğim 4 dönüm arazim var.
And that's alfalfa, or it will be in two months.
Bu da yonca, yani iki ay sonra yonca olacak.
I'm going to have the alfalfa sprouts... and a plate of mashed yeast.
Biraz yonca yaprağı biraz da ezilmiş maya.
They like spinach. Or carrots or alfalfa.
Ispanak, havuç ya da yonca yemeyi severler.
The last time we saw you, you were dirt-diving in an alfalfa patch.
Biz seni son gördüğümüzde yerlerde debeleniyordun.
I put a little whey in it, then mix it with a little alfalfa sprouts, and some bean curd and spinach.
Kesilmiş süt suyu koyup, kaba yonca filiziyle karıştırıyorum, ve biraz fasulye ezmesi, ve ıspanak.
"Suspect hidden Jap airfield in Pomona alfalfa fields."
"Pomona'daki yonca tarlalarında gizli Japon havaalanı şüphesi var."
They're parachuting murderers into these hills, and now I'm getting reports of secret airstrips hidden away in the alfalfa fields of Pomona.
Tepelere paraşütle katiller indiriyorlar ve daha yeni Pomona'daki yonca tarlalarında gizli bir havaalanı olduğunu rapor ettim!
It's just the notion of Geoff among the alfalfa... in bib overalls and a straw hat, soberly hoeing.
Geoff'u çiftlikte yoncaların arasında, iş önlükleri ve kafasında hasır şapkayla, ayık bir halde bahçeyi çapalarken düşünemiyorum...
Yes, and I'll be having alfalfa sprouts and a plate of mashed yeast.
Evet, ben yonca filizleri ve bir tabak maya püresi alacağım.
If it isn't Spanky and Alfalfa.
Eğer Edi ile Büdü olmasaydınız
They got Alfalfa.
Arkadaşımı ele geçirdiler.
- I'M BEING INUNDATED WITH ALFALFA TABS.
- Beni kaba yonca tabletine boğuyorlar.
Alfalfa-based grain and lettuce.
Yonca ile tahıllar ve kıvırcık.
... little field of alfalfa for the rabbits.
-... tavşanlar için yonca tarlası olacak.
I could easily build a few hutches and you could feed'em alfalfa.
Kolayca bir iki kulübe yaparım, sen de onları yoncayla beslersin.
Well, you go out to the alfalfa field.
Yonca tarlasına gidersin. Bir çuvalın olur.
- Field of alfalfa for the rabbits.
- Yonca tarlası olacak, tavşanlar için.
Alfalfa needs sun.
Baklagillerin güneşe ihtiyacı vardır.
It's too bad Alfalfa's dead because he would have made a good you in the movie of your life.
Alfalfa'nın ölmesi yazık olmuş. Hayatının filmi çekildiğinde seni oynamak için ideal olurdu.
Alfalfa or is it Spanky?
Alfalfa mı? Yoksa Spanky mi?
He's killed the original Alfalfa!
Orijinal Alfalfa'yı öldürdü.
Luckily, Alfalfa was an orphan, owned by the studio.
Şanslıyız ki Alfalfa, stüdyonun yetimhaneden aldığı bir çocuktu.
Judging from the mud on the wheels and the alfalfa seedlings stuck in the metal frame, I'd say this vehicle belonged to a farmer, or, at least, someone who lived in a rural area.
Tekerleklerdeki çamura ve metal çerçevedeki yonca tohumlarını [br ] değerlendirsek, ben bu aracın bir çiftçiye ait [ br ] olduğunu veya en azından kırsal kesimde yaşayan birine [ br] ait olduğunu söyleyebilirim.
A touch of Alfalfa...
Birazcık Alfalfa...
Romaine, spinach, alfalfa.
Marul, ıspanak, alfalfa.
Today there's the Alfalfa on My Mind.
Bugün "Aklımdaki Alfalfa" var.
Doesn't Alfalfa make a haunting Judas?
Yahuda'yı ne kadar etkileyici tasvir etmişler, öyle değil mi?
Prozac and alfalfa sprouts? That could be lethal.
Karıştırmışsa, ölümcül olabilir.
You're sure this was the tomb of Alfalfa?
Sen bunun Alfalfa'nın lahiti olduğundan emin misin?
Oh. How about Alfalfa-Bits?
Alfalfa-bits'e ne dersin?
Discovered in a field of alfalfa.
Bir yonca tarlasında bulundu.
Go and gather alfalfa.
Alfalfa toplanacak.
Here I have planted alfalfa, my boy.
Oralara alfalfa ektim, oğlum.
Girl in a culvert pipe at a highway construction site... in the middle of an alfalfa field.
Kabayonca tarlasının ortasındaki bir otoban inşaatında kanal borusunun içinde bir kız.
Alfalfa.
Alfalfa.
No more dipping at the job, according to fucking Alfalfa.
"Alfalfa" şantiyeye bir daha bulaşılmayacak dedi.
I'll have the alfalfa sprouts and a plate of mashed yeast.
Kaba yonca ve maya alacağım.
That's alfalfa, Mrs. Rosen.
Bu kaba yonca, Bayan Rosen.
I like alfalfa sprouts for two reasons... lots of minerals and...
Kabaya oyuncuları iki nedenle seviyorum :
- I'm dumbing it down for you, Alfalfa.
- Senin anlayabileceğin kadar basitleştirdim, Alfalfa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]