English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Alia

Alia translate Turkish

324 parallel translation
The tremendous power of the Water of Life... caused the premature birth of Jessica's daughter, Alia.
Hayat suyunun korkunç gücü... Jessica'nin kızı Alia'nın erken doğumuna sebep oldu.
Alia was born with all the knowledge and powers of a Reverend Mother.
Alia, Aziz Anne'nin bütün bilgisi ve gücü ile birlikte doğdu.
Alia.
Alia.
Alia, now.
Bana gelin, Baron.
He just passed a routine physical on Alia IV with flying colors.
Çok kısa önce Alia IV'te fizik muayeneden pekiyiyle geçmiş.
Stop it, Alia.
Kes artık şunu Alia.
Alia.
- Alia.
Alia, stay.
Alia, otursana.
Alia, Sarra, keep away.
Alia, Sarra, uzaklaşın.
Alia, come here.
Alia, gel bakalım buraya.
Alia is a gem.
Alia tam bir cevher.
Did you see Alia?
- Alia'yı gördün mü?
Alia. Open up.
- Alia, kapıyı aç!
I had a hard time finding Alia's medicine.
Alia'nın ilaçlarını bulmakta zorlandım.
Alia... gently :
- Alia, sıkma.
Alia is better.
Alia daha iyi artık.
Sid'Ali wants Alia to go up and sing tonight
Sid'Ali, Alia'nın yukarıda şarkı söylemesini istiyor bu gece.
Alia, your mother wants you.
Alia, annen seni çağırıyor.
I want Alia to bring me my tea.
Çayımı Alia'nın getirmesini istiyorum.
Alia's voice is a treasure.
Alia'nın olağanüstü bir sesi var.
Alia, turn off the radio.
- Alia, kapat şu radyoyu.
You should have sent Alia.
Alia'yı göndermeliydin.
Has anyone seen Alia?
- Alia'yı gören var mı?
Send Alia with them.
- Alia'yı onlarla göndersene.
I'm giving them to Alia.
- Alia'ya vericem onları.
It hurts my feelings.
Şaşkınlar Alia.
They're confused, Alia.
Şaşkınlar Alia.
I hate them. Alia.
Ama anne, ben gördüm, bu doğru.
It was a cruel thing I did to you, Alia.
Kimse. Öyleyse bir daha asla söyleme.
We'll make them see that you're not just a little girl that you've never really been one.
Sana yaptığım zalimce bir şeydi Alia. Sen rahmimdeyken Hayat Suyu'nu içtim.
- Alia!
- Alia!
Alia knows my mind.
Alia benim aklımı biliyor.
By the time Alia is through, a common pickpocket won't be safe.
Alia'nın mevcudiyetiyle beraber, basit bir yankesici güvenli olmaz.
Alia?
Alia?
Muad'Dib is gone... but his children remain... almost grown... and about to face the consequences of their father's legacy... a legacy fiercely guarded by their aunt, Alia... even as she struggles with the ominous destiny of her own birthright.
Muad'Dib yoktu artık... fakat çocukları kalmıştı- - nerdeyse büyümüşlerdi... ve babalarının mirasının sonuçlarıyla yüzleşmek üzereydiler... Halaları Alia tarafından öfkeyle korunan bir miras... öyle ki, kendi doğumundan beri mücadele ettiği o uğursuz kader.
- We're not like Alia, Ghani.
- Biz Alia gibi değiliz, Ghani.
Alia's hold on power is beginning to slip.
Alia'ın gücü elinden kaymaya başladı.
You share her memories, Alia.
Onun hatıralarını paylaştın, Alia.
We try to limit Alia's public appearances.
Alia'ın halka görünme zamanlarını azaltmalıyız.
Paul's sister, Alia, matured at a frightening rate.
Paul'un kızkardeşi, Alia, korkunç bir düzeyde olgunlaştı.
- Alia.
- Alia. - Anne.
Alia keeps pace with the storm.
Alia fırtınayla birlikte adım atıyor.
Alia, you were told to wait.
Alia, sana beklemen söylenmişti.
I hate them.
Alia.
They're confused, Alia.
Onları korkutuyorsun.
It was a cruel thing I did to you, Alia.
Sana yaptığım zalimce bir şeydi Alia.
But we'll make them understand, Alia.
Ama anlamalarını sağlayacağız Alia.
You weren't even born.
Alia, sana beklemen söylenmişti.
Who has said that? No one.
Alia.
My children are not freaks.
Şaşkınlar Alia.
But we'll make them understand, Alia.
Bilmemem gereken şeyleri biliyorum işte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]