Alike translate Turkish
3,082 parallel translation
Alike, this is Mrs. Singletary, one of my coworkers, and her daughter Bina.
Alike, bu Bayan Singletary, iş arkadaşlarımdan biri ve kızı Bina.
Look, Alike, or Lee or whatever it is you want to be called, I'm really not trying to hang out with you either, okay, but I'm not about to take an L for it.
Bak, Alike ya da Lee ya da her ne olarak çağrılmak istiyorsan ben de seninle takılma hevesinde değilim, tamam mı ama bundan kaybedecek olan da ben değilim.
Yeah, I see where Alike been running you around again, huh?
Bakıyorum da Alike yine seni oradan oraya koşturuyor.
Hold up, Alike.
Dur, Alike.
Just alike.
Tıpatıp aynı.
- I talked to Alike.
- Alike ile konuştum.
I talked to Alike.
Alike ile konuştum.
Alike, go back to bed.
Alike, odana geri dön.
Alike, baby, go back to your room!
Alike, bebeğim odana geri dön!
Alike go back to bed.
Alike odana geri dön.
Alike, please, just go back to your room, baby.
Alike lütfen, sadece odana geri dön bebeğim.
Alike, you tell your mama that's not true!
Alike, annene bunun doğru olmadığını söyle!
Alike.
Alike.
Also, he organizes orgies with wenches and barbarians alike and he takes sperm on him and gives it to women freely.
Hatta birçok barbarla grup yapıyormuş ve onların spermlerini üzerine boşalttırıyormuş.
They all look alike to me too. Ha-ha-ha.
Ben de hepsini birbirine benzetiyorum.
The same reason a poor black woman risked life and limb, partnering with white and black people alike to bring my ancestors to freedom on the Underground Railroad.
Aynı sebeple fakir, siyah bir kadın, beyaz ve siyah insanlarla aynı anda ortaklık ederek hayatını tehlikeye attı. Atalarımı yeraltı demiryolundan özgürlüğe ulaştırabilmek için.
We hate alike.
Nefretimiz karşılıklı...
- So we think alike.
- Demek ki aynı kafadayız.
I'm not saying all you people look alike- - Who-who all?
Hepiniz birbirinize benziyorsunuz diye bir şey demedim.
- Have you ever considered how much we look alike?
Birbirimize ne kadar çok benzediğimizi hiç düşündün mü?
Well, that way, we would look exactly alike.
Böylece birbirimize benzeriz.
You don't look anything alike.
Birbirinizle hiç alakanız yok.
Perhaps we look alike?
Belki birbirimize benziyoruz.
Because you and I are alike.
Çünkü birbirimize benziyoruz Mercy.
They say great minds think alike.
Doğru düşünmüşsün.
- Well, you know, we're not all alike.
- Biz birbirimize benzemeyiz.
A lot of people look alike in this world.
İnsanlar çift yaratılırmış.
I don't like the idea that my partner thinks that me and Jacob Broadsky are alike.
Ortağımın, benim Jacob Broadsky'ye benzediğimi düşündüğü fikrinden hoşlanmıyorum.
You're worried that we're not alike enough to be together.
Birlikte olabilmemiz için birbirimize yeterince benzemediğimizden endişeleniyorsun.
You two look so much alike.
Birbirinize çok benziyorsunuz.
Amber Lee will see that she and I are exactly alike, we'll become BFFs, she'll make sure Boi gets the role, then his fame becomes my fame!
Amber Lee birbirimize çok benzediğimizi görecek, kanka olacağız, Boi'ye rolü verecek ve onun ünü beni ünlü edecek!
You and I are exactly alike.
Sen ve ben çok benziyoruz.
Maybe I did think you and I were alike, but not anymore.
Çok benzediğimizi düşünmüş olabilirim ama artık değil.
You and he are nothing alike.
Sen onun gibi değilsin.
We're more alike than you think.
Birbirimize sandığından daha çok benziyoruz.
Ah, well, apparently, great minds think alike.
O halde, anlaşılan aklın yolu bir.
Nice to see you girls back together again, still dressing alike.
Ne var ne yok Kati, Is? Sizi yeniden birlikte görmek güzel hala benzer kıyafetleri giyerken.
How do we look exactly alike?
- Nasıl bu kadar benzeyebiliyoruz?
- How do we look exactly alike?
- Nasıl bu kadar benzeyebiliyoruz?
- How do we look exactly alike?
- Nasıl bu kadar benzeyebiliriz?
- Elena. - How do we look exactly alike?
- Nasıl bu kadar benzeyebiliyoruz?
How do we look exactly alike?
Nasıl bu kadar benzeyebiliyoruz?
We're alike that way.
Bu açıdan benzeriz.
I told you, we're nothing alike.
Ben de seninle hiç benzeşmediğimizi söylemiştim.
- You know, you and I are very much alike, Annie.
- Aslında birbirimize çok benziyoruz Annie.
So you think that all black people look alike?
Yani tüm zencilerin birbirine benzediğini mi düşünüyorsun?
I think all computers look alike.
Tüm bilgisayarların birbirine benzediğini düşünüyorum.
Oh, now you and me alike in some way.
Seninle ben aynı mıyız ki?
You're just alike.
Aynı onun gibisin.
They all look alike to her.
Onun için hepsi aynıdır.
You and I are alike.
Biz birbirimize benziyoruz.