English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / All in a day's work

All in a day's work translate Turkish

130 parallel translation
You have a tough job too, telling people these things. All in a day's work.
Böyle şeyleri insanlara söylemek zor olmalı.
Well, tomorrow you'll get in a full day's work and a full day's pay, and then we'll all have enough.
Yarın, bütün gün çalışıp tam maaş alırsın böylece yeterli yemek olacak.
Well, all in a day's work for a deputy.
Serif için gündelik bir is yaptim canim.
All in a day's work, Rasta.
Fani dünyanın işleri, Rasta.
All in a day's work, Hugo.
Hepsi bir günlük iş, Hugo.
- Calm down. Calm down... - I know I shouldn't carry on so it's all in a day's work for you, but it's my first burglary.
- Evet ama senin için hergün yaptığın işlerden biriydi, benim ise ilk hırsızlığımdı.
It's all in a day's work.
Görevimiz.
It's all in a day's work for Bicycle Repairman.
Bu Bisikletçi Uzman'ın görevi.
It's all in a day's work for :
Görevimiz bu :
A, I catch you, and it's all in a day's work.
Yine peşine düşerim ve er ya da geç seni enselerim. B şıkkı :
You see, it's all in a day's work for program control.
Program Kontrolü için bu küçük bir iş.
Well, it's all set, a day or two in Futureworld, and you can come back stage with me and see the hard work behind the magic.
Geleceğin Dünyası'nda 1-2 gün geçirdikten sonra kumanda odasına, yanıma gelip bütün bu sihrin arka planının nasıI çalıştığını görebilirsiniz.
I've never been late or missed a single day's work in all these years
Bunca yıldır, bir gün olsun ne işe geç kaldım, ne de gelmemezlik yaptım.
- It's all in a day's work.
- Bütün gün çalışmanın sonu.
That's all in a day's work.
Hepsi iş icabı gereği.
All in a day's work.
Sadece bir günlük iş.
- It's all in a day's work.
- Bir günlük iş.
- All in a day's work, doctor.
- Bu bir klasik, doktor.
All in a day's work, I suppose.
Bu günlük bu kadar iş yeter sanırım.
All in a day's work.
Hepsi bir günlük iş.
Now, what could be more soothing than coming home after a hard day's work down the mine to the Wo-Man in us all?
Yorucu bir günden sonra, madenden eve geImek yerine... ... içimizdeki kadına gelmekten... ...daha iyi ne olabilir?
All in a day's work, you know.
Hepsi bir gün içinde oldu.
I work all day for my brother in law and I get a beating 2 or 3 times a week at least that's your mother
Ben bütün gün eniştem için çalışıyorum, ve haftada iki üç kez dayak yiyorum. En azından o senin annen.
- It was the least we could do. All in a day's work.
- Yorucu bir gündü.
It's all in a day's work.
Sadece bir günümü aldı.
- It was the least we could do. All in a day's work.
- Çok naziksiniz!
All in a day's work.
İş icabı.
Oh, geez... all in a day's work, ma'am.
Gadgetmobile... Vhoa. Şimdi disk frenleri nasıldı?
This kind of incidental injury is all in a day's work for the Jackie Chan Stunt Team.
Bu bir tür kazara sakatlanma Bu Jackie Chan'in Dublör Takımı için bir günün çalışması.
All in a day's work.
Hepsi bir gün içinde.
- is all in a day's work.
- Hepsi bir günlük iş.
All in a day's work, right?
Her zamanki iş işte, değil mi?
All in a day's work.
Hepsi günlük işler, canım. El salla!
It's all in a day's work.
Bir günlük bir iş.
All in a day's work, eh?
- Bir günde olanlara bak.
Okay, then. All in a day's work.
Ama tabii bu işte neler görmüyoruz ki.
Can't you work from home if you just sit in front of a computer all day?
Bilgisayarın karşına oturup işini evden yapamaz mısın?
All in a day's work, ma'am.
Bunlar günlük işlerim, bayan.
- All in a day's work.
- Günlük işler.
Trumping a talentless villain might seem all in a day's work for three ingenious orphans.
Yeteneksiz bir kötüyü alt etmek üç dahi öksüz için sıradan bir iş olabilir.
All in a day's work.
Her gün yaptığım iş.
All in a day's work, eh?
İşimiz bitti mi?
All in a day's work.
Günlük işler işte.
Living in a fishbowl is all in a day's work as this one's wife.
Böyle birinin eşiyseniz akvaryumda yaşıyor gibi hissetmek gün içindeki rutin durumlardan.
All in a day's work.
Evet. Her günkü işim bu.
All in a day's work.
İşimizin bir parçası.
There was one thing all the fathers on wisteria lane had in common- - they could return home from a hard day's work to the family they'd left behind and not feel at all guilty about the precious moments they had missed.
Wisteria Lane'deki tüm babaların bir ortak yönü vardı. Hepsi zor bir iş gününün ardından, geride bıraktıkları ailelerine geri dönerdi. Ve kaçırdıkları değerli anlar için hiç de suçlu hissetmezlerdi.
All in a day's work.
Hepsi bir günlük çalışma.
It's all in a day's work.
Tüm gün buna çalışıyoruz.
All in a day's work for a 15-year-old sexually-frustrated gay virgin.
15 yaşındaki azgın, lezbiyen ve bakire bir kızın bir günde yaşadıkları.
All in a day's work for me.
Bütün zaman bana çalışır

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]