English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Allright

Allright translate Turkish

796 parallel translation
Don't worry, everything will be allright
Merak etme, herşey yoluna girecek.
Is everything allright?
Herşey yolunda mı?
It's fair allright, but I couldn't raise that much now.
Oldukça adil ama şu anda bu kadar veremem.
Think you can find it allright?
Odayı bulabileceğinizi düşünüyor musunuz?
All right, allright!
Pekala, pekala!
It's something to be proud of, allright?
Bu gurur duyulacak bir şey, tamam mı?
You're foolish trying to save her, by morning she'll be just like the rest of them, and it's allright with me, it'll save trouble.
Onu kurtarmaya çalışmakla aptallık ediyorsun, sabaha kadar o da diğer yolcular gibi olacak, bana göre hava hoş tabii, bizi zahmetten kurtaracak.
Allright, get this end up.
Tamam, yukarı kaldırın.
Oh, it's allright Marry.
Oh, tamam Marry.
Ah, it's allright mummy, I told him I had a previous appoinment but only because I had.
Ah, sorun yok anne, önceden başka bir randevum olduğunu söyledim, ama yanlıca gerçekten olduğu için.
It's allright.
Sorun değil.
Allright, allright.
Tamam, tamam.
It was allright for him to escape.
Onun için kaçmak normaldi.
Checking his money around allright he's well on his way to Knighthood.
Etrafdaki parasını kontrol ederken şövalyelik payesine yaklaşıyor.
I'm here allright and I can prove it.
Ben buradayım ve sana bunu kanıtlayabilirm, tamam mı?
Allright, I'm coming.
Tamam, tamam geliyorum.
Allright, I don't blame you for that.
Peki, bunun için seni suçlamıyorum.
But it's allright now, isn't it Joe?
Ama artık herşey yolunda, değil mi Joe?
Yes, yes it's all allright now.
Evet, evet artık herşey yolunda.
Allright, maybe I do love you, but I'm going to marry her.
Tamam, belki seni seviyorum ama onunla evleneceğim.
Are you allright Mrs. Aisgill?
İyi misiniz bayan Aisgill?
She'll be allright, she knows her way around.
O düzelecektir, çaresini bulur.
Oh goodness knows, she's been drinking allright?
Oh Tanrı bilir, kafayı çekiyordu belki de.
We were allright till you came.
Sen gelene kadar iyiydik.
Are you allright now Jack?
Şimdi iyi misin Jack?
It's allright love.
Herşey yoluna girecek, canım.
Everything's allright now.
Herşey yoluna girecek.
Allright, I don't like to hide things.
Tamam, bir şeyleri saklamayı sevmem zaten.
That's allright now, leave her alone.
Tamam yeter bu kadar, ayrılın.
Oh, allright
Peki, öyle olsun.
- Allright
- Tamam.
Tell him to send someone from Station Y to meet me in Zagreb allright.
Benimle Zagrep'te buluşması için Y Karakolundan birini yollasın.
It's gonna be a trade allright.
Ticaret amacıyla yaptıkları açık.
Allright. I'll meet your price.
Tamam, Fiyatı görüşelim..
- Allright, you may go if you want to.
Peki, istersen git.
Gabriella. I heard it allright.
Gabriella... çok iyi duydum.
Is she allright?
O iyi mi?
Allright.
Tamam.
The baby is quite allright.
Bebek iyi durumda.
Boy will be allright.
Çocuk iyi olacak.
- You allright?
- İyi misin?
- Allright.
- Anlaşıldı.
Allright, let's go to the bedroom.
Peki, yatak odasına gidelim.
This one's allright!
Bunun yeri farklı!
Allright?
Oldu mu?
If you stumble, I'll pick you up, but we've got to keep going, allright?
Tökezlersen, ben seni kaldırırım, ama devam etmek zorundayız, tamam mı?
Allright... go!
Pekâlâ... haydi!
You'll be allright.
İyi olacaksın.
Don't worry about it, you'll get over it allright.
Merak etme.
- Allright.
Tamam.
How about that, allright?
Ya böyle nasıl, oldu mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]