English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Alongs

Alongs translate Turkish

49 parallel translation
Listen, you've had ride-alongs before, Nick.
- Dinle, daha önce de ortakların oldu.
- No, I don't have ride-alongs.
- Hayır, hiç ortağım olmadı.
Other guys have ride-alongs.
- Hayır, benim hiç ortağım olmadı. - Evet. Lütfen.
I know you think theJunior Campers are square and "uncool"... but they also do a lot of neat things- - like sing-alongs and flag ceremonies.
Genç Kampçıların berbat ve eski kafalı olduklarını düşündüğünü biliyorum ama aynı zamanda harika şeylerde yapıyorlar - -... beraber marş söylemek ve bayrak seremonileri gibi.
MICN ride-alongs.
MICN vardiyaları.
- I thought you finished your ride-alongs?
- Ambulans görevin bitti sanıyordum.
Uh, computer games, a video library, sing-alongs, nerf basketball, date nights.
Bilgisayar oyunları, video kütüphanesi, korolarımız, mini basketbol, flört geceleri. Babam kimle flört edecekmiş ki?
We have pony rides, sing-alongs... apple bobbing, apple picking, apple everything.
Ata bineriz, şarkı söyleriz elma kapmaca oynarız, elma toplarız, elmayla ilgili her şey.
Sing-alongs for 6-year-olds puppets that aren't funny, playing records...?
6 yaşındaki çocukların şarkılarını söyleyip, komik olmayan kuklalar oynatıyorsun. - Bize göre değil.
Thursday night sing-alongs, where he plays the piano?
- Evet. Perşembe geceleri, o piyano çalarken, birlikte şarkı söylüyorlar mı?
I can't believe that, like, fucking fanny packs and sing-alongs the whole way to the thing.
Yürürken bir şey taşımayı sevmiyorum. 20 tane çantaya ne gerek var?
Sure, we use that for campfire sing-alongs with our church group.
Evet, onunla kilisedeki gurubumuzla kamp ateşi etrafında şarkı söyleriz.
I've done a dozen ride-alongs with homicide.
Bir düzine vakada Cinayet Masasına eşlik ettim.
I just don't enjoy sing-alongs.
Ama şarkı söyleme oyununu sevmiyorum.
I forgot how much fun those humiliating family sing-alongs can be.
Ailece şarkı söylemenin ne kadar utanç verici olduğunu unutmuştum.
You civilian ride-alongs are all alike.
Siz sivil yolcular hep aynısınız.
No sing-alongs, no poignant messages of universal love and hope... just cellphones out, watches eyeballed, jackets left on, and a commitment to the sacred ideal of drive-through express justice.
Ne noel şarkıları söylemek ne de evrensel sevgi ve umut üzerine dokunaklı mesajlar var. Sadece kapalı cep telefonları, dikkat kesilmiş gözler, çıkarıImayan ceketler ve hukukun kutsal idealist ifadeleri.
Well, I don't want to take up your time, so I'll just tell you that as a lad in Beer-Sheba, my parents were famous for their garden parties that always ended with deafening sing-alongs.
Fazla vaktinizi almak istemiyorum. Sadece küçük bir hikaye anlatacağım. Zamanında ailemin düzenlediği bahçe partileri çok meşhurdu.
Even the sing-alongs?
İlahiler bile mi?
No, the sing-alongs are okay.
Hayır, ilahilere lafım yok.
No more sing-alongs in bars behaving like a tramp.
Barlarda ucuz kadınlar gibi şarkılara eşlik etmekle olmaz.
So, that we can get a better handle on why you're doing these ride-alongs, what's it you're looking to experience?
Peki, kendimizi daha iyi ellerde hissetsek de neden bu devriye gezmelerini yapıyorsunuz, Ne gibi bir deneyim kazanmayı bekliyorsunuz?
You see, I'm not doing them fake ride-alongs and filling out forms.
Bunları yalandan takiplerde ve formları doldurarak yapmadım.
Not a big fan of tag-alongs.
Yenilerin pek taraftarı sayılmayız.
You come as Elvis Presley every Halloween And dream of sing-alongs the whole wide world will sing Into the great unknown, Horatio
d Her Cadılar Bayramı Elvis Presley gibi giyersin d d Ve şarkı söylemek rüya iken, bütün vahşi dünyaya uzanan bir şarkı olur d d Bilinmeyen bir yüceliğe doğru, en güzel dostluğa d d Kalbin yakan arzu ve hırsı bırak d
I mean, nurses are supposed to do ride-alongs with paramedics once a year.
Yani, hemşirelerin zaten ilk yıllarında ilk yardımda bulunması gerekiyor.
I guess old timeline me used to take him on ride-alongs.
Sanırım eski zaman çizgimdeki ben onu da alıp sürüşe çıkardı birlikte.
Team only uses this two-seater for sponsor ride-alongs.
Takım, bu iki koltukluları sadece sponsorları ağırlamak için kullanır.
So, was it, like, nonstop "just say no" and sunset sing-alongs?
Hiç durmadan "Hayır De!" ve günbatımına karşı koro şarkıları söyleyerek mi geçti bakalım?
I've interviewed them, I've done ride-alongs.
Onlarla röportaj yaptım, beraber vardiya geçirdim.
- Hey, I really appreciate you guys coming to one of my sing-alongs finally.
- Hey, Size gerçekten minnettarım Sonunda beni dinlemeye geldiniz.
On all my ride-alongs the bag was always closed.
Bütün kariyerimde, ceset torbası her zaman kapalıydı.
Cops were even taking me on drive-alongs.
Hatta polisler bile beni eve kadar bırakmaya başladılar.
I assume that means more to you than drunken sing-alongs at a Sox game.
Öyle tahmin ediyorum ki bu sana Sox oyunundaki birlikte şarkılar söyleyen sarhoşlardan daha fazla şey ifade ediyordur.
No green tag-alongs or slimy snot-ridden booger delta's gonna detain General Thunderbolt Ross.
Hiçbir peşini bırakmayan yeşil yapışkan ya da ıslak veya kuru sümük istilâsı General Thunderbolt Ross'u durduramaz.
Sheriff, the cops in Philly they let me do ride-alongs all the time, all right?
Şerif, Philly'deki polisler her zaman yanlarında olmama izin verirlerdi. tamam mı?
We do ride-alongs all the time.
Her zaman bizimle gelenler olur.
Hey, with all the eyes on this house, you really think it's a good idea to bring people on ride-alongs?
Tüm dikkatler istasyonun üzerindeyken birini çağrıya götürmenin gerçekten de iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?
With all the eyes on this house, you really think it's a good idea to bring people on ride-alongs?
Tüm dikkatler istasyonun üzerindeyken birini çağrıya getirmenin gerçekten iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun?
Yeah, I don't take people out on ride-alongs anymore.
Artık kimseyi arabayla dolaştırmıyorum.
We don't dance or have jolly fucking sing-alongs.
Asla dans edip birlikte şarkılar falan söylemeyiz.
After we had built pallets underneath the fossil, we were able to scooch some plywood underneath'em, so that we could move it with chains and come-alongs and get it into the trailers.
Fosilin altına paletler inşa edip kontrplakları onların altına kaydırdık. Zincirler ve manuel vinçlerle onu hareket ettirip taşıyıcılara alacaktık.
Herrmann, Dawson, Cruz, and Otis, hook two come-alongs from the front of the frame to the back.
Herrmann, Dawson, Cruz, ve Otis, arka bölgeye iki kanca takın.
We do sing-alongs on Saturdays.
Cumartesileri şarkı falan söylüyoruz.
Ooh! Well, uh, uh, the fudge-alongs have raisins.
ee.. çikolatalı üzümlü olanlar var.
No civilian ride-alongs, my friend.
Sivillerin katılmasına izin yok dostum.
Oh, you typically love the sing-alongs.
Genelde şarkı söylemeyi çok seversin.
Sugar shack, sing-alongs, mulled wine.
- Tatlılar, müzik, sıcak şarap.
He used to come in ride-alongs.
Bizimle devriyelere çıkardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]