English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Alongside

Alongside translate Turkish

1,359 parallel translation
Word on the street is that the queen worked alongside her sisters, who interfered with the kill.
Söylemlere göre, Kraliçe öldürme işine engel olan kardeşleri ile birlikte çalışıyormuş.
I would be honoured to fight alongside you, as would all of my men.
Senin yanında savaşmaktan onur duyarım bütün adamlarımın duyacağı gibi.
Before I knew it... it was running alongside its mother, moving away with the herd.
Ben farkına bile varamadan annesinin yanında koşmaya başladı ve sürüyle birlikte uzaklaştı.
I demand assurances that the Leviathan hybrid will be resurrected that I will be leader of that project working alongside Lieutenant Larell!
Leviathan melezinin diriltileceğine ilişkin taahhüt istiyorum. Yüzbaşı Larell'ile yürütülen şu projenin liderliğine getirilmeyi de.
We will exercise together, we will eat together, we will work alongside of each other.
Beraber spor yapacağız, beraber yemek yiyeceğiz, yan yana çalışacağız.
And so now, we have to stop walking alongside one another... and turn and face each other, and move through the world face to face.
O yüzden yan yana yürümeye bir son verip... birbirimizin yüzüne bakarak bu dünya üzerinde yürümeye devam etmeliyiz.
My father always says that you learn life lessons whether you win or lose so I hope that my worthy running mates will work alongside me...
Babam, kazansan da kaybetsen de hayat dersleri öğrenildiğini söyler bu yüzden umarım saygı değer aday dostlarım bana katılır...
One time, I'm alongside this Turbo with doctor plates.
Bir keresinde doktor plakalı bir Turbo ile yan yanaydım.
Here we are, working alongside them.
İşte buradayız, onlarla yan yana çalışıyoruz.
And so it is my pleasure today... To nail her picture alongside those of our most distinguished alumni.
Ve bu yüzden bu günün anısına en seçkin mezunlarımızın yanına bir resmini asıyorum.
Alongside them lives a radically different kind of mammal, a kind to which we ourselves belong.
Orta ve Güney Amerika ormanlarında çok yaygınlar ancak onların yanında çok farklı bir memeli türü daha yaşıyor. Bizim de ait olduğumuz tür.
The first mammals lived alongside the dinosaurs for a long time.
İlk memeliler çok uzun bir süre dinozorlarla yan yana yaşadı.
Alongside the anteater, the pangolin.
Karıncayiyenin yanında ise ilk bilinen pangolin.
The lead ship is requesting permission to come alongside, sir.
Önder gemi yaklaşmak için izin istiyor, efendim.
Now German fought alongside Austrian.
Artık Almanlar Avusturyalıların yanında savaşacaktı.
This epic retreat shaped modern Serbian self-perception, taking its place in national myth, alongside the 1389 defeat by the Turks on the same Field of Blackbirds, still an open wound today.
Bu destansı geri çekilme modern Sırbistan'ın özalgısını şekillendirdi ve ulusal mitleri olan aynı Karakuşlar Meydanında, 1389'da Türklere olan yenilgilerinin yerini aldı ki bu, bugün hala kanayan bir yaradır.
We are coming up alongside you to escort you to Hanscom Air Force Base.
- Neden acaba! Üsse kadar size eşlik etmek üzere yanınıza geliyoruz.
Witness the repentant thief... crucified alongside our Lord Savior.
Pişman hırsıza şahitlik et. Lordun yanında çarmıha gerilmiş..
Christ on the cross... he gave forgiveness to a thief being crucified alongside him.
İsa haçta... yanında çarmıha gerilmiş hırsıza merhamet verdi...
Lay me alongside at pistol-shot.
Bizi iyice yaklaştır.
With a big mirror alongside.
Büyük bir ayna eşliğinde.
One day, Hub was riding his horse along the Mediterranean, when out of nowhere, another rider came up alongside.
Bir gün, Hub Akdeniz sahilinde atına biniyordu. Bir anda ortaya çıkan bir atlı onun yanına geldi.
Lay us alongside.
- Borda bordaya sür.
In 1976, after half a century, the remains of his remains... were laid to rest in Mexico City, alongside other heroes of the Revolution.
1976'da, yarım yüzyıl sonra, ondan geriye kalanlar... Meksiko'da diğer devrim kahramanlarının yanına gömüldü.
You're being sent into a zero-gravity chamber alongside Carmen.
Carmen'in yanına, yerçekimsiz odaya gideceksin.
They are half fish, half women, and they swam alongside the ships to encourage the sailors... to explore the great unknown.
Gemilerin yanında yüzen yarı kadın, yarı balık yaratıklar. Denizciler cesaretlensin, bilinmeyeni keşfetsinler diye.
In the gladiators barracks the remains of a rich bejeweIIed lady alongside those of the gladiators
Gladyatörlerin kışlasında, gladyatörlerin yanısıra pahalı mücevherler takmış bir de kadın kalıntısı.
Pull up alongside of him!
Yanına çek!
I was riding right alongside Hopalong Cassidy... chasing some bad guys.
Hopalong Cassidy ile birlikte... bazı kötü adamları kovalıyordum.
and Super Gavin will just fly right alongside of him.
... ve Süper Gavin de onun yanında uçacak.
We would work right alongside the ranch hands.
Çiftlik işçileriyle beraber çalışırdık.
But the males, although they live alongside one another, are rivals, and occasionally tempers flare.
Ancak erkekler bir arada yaşıyor olmalarına rağmen rakiptir ve bazen sinirler gerilir.
Instead, each sits alongside a female, waiting for her to become sexually receptive again.
Bunun yerine her erkek bir dişinin yanında oturur ve onun çiftleşme dönemine girmesini bekler.
If two alongside one another were to turn in different directions, they would either end up facing one another and having to compete for the same fish on the mud between them, or both turning their backs on those same fish and allowing them to escape.
Yan yana iki yunus birbirine bakıyor olsa aralarında kalan balıklar için birbirleriyle rekâbet etmeleri gerekir. Sırt sırta çıkarlarsa, arada kalan balıkların kaçma şansı olur.
If you swim alongside them, these vibrations seem to fill your entire body as the lowest notes of a great organ will throb inside a cathedral.
Yanlarında yüzerseniz bu titreşimler, tıpkı bir katedral orgunun en pes notaları gibi tüm vücudunuzu titretir.
Before long, they must start foraging for themselves, with their parents alongside to give guidance as to what is edible.
Kısa süre sonra kendi yemeklerini bulmaları gerekecek ve ebeveynleri neyin yeneceği, neyin yenmeyeceği hakkında onlara rehberlik edecek.
In India, sloth bears live alongside people, and conflict between the two is common, resulting in hundreds of maulings every year.
Hindistan'da tembel hayvan ayıları insanlarla yan yana yaşıyor ve ikisi arasında sık sık çatışma yaşanıyor. Her yıI yüzlerce saldırı olayı rapor ediliyor.
At the very same time, another group began to arrive in Afghanistan to fight alongside the mujaheddin.
Aynı zamanda başka bir grup Afganistan'a mücahitlerin yanında savaşmak için gelmeye başladı.
Alongside local poverty is a parallel economy geared to well-heeled Westerners.
Köy sakinlerinin yoksul olmalarının yanı sıra gelen Batılıların paralı olması, yan bir ekonomi oluşturmuş.
I fight alongside the Revolution, not a man.
Ben, Devrim'in yanında savaşırım, bir erkeğin yanında değil.
Just imagine if we could be there, fighting alongside them?
Bir düşünsenize, orada olup onlarla omuz omuza savaştığımızı!
The Navy will take power alongside us!
Donanma bizimle birlikte iktidarı ele geçirecek!
He will be a good worker... alongside her... to replace the houseboy.
Bence onun yanında uşağın yerine iyi bir eleman olacaktır.
Two patrolmen flagged him down and as he didn't react they pursued him. They drove alongside and rebuked him for his attitude. As he didn't move they realized something was wrong. "
İşaretlere uymayan motoru takip eden polisler, hareket etmeyen sürücünün uyarılara da karşılık vermemesi üzerine durumdan şüphelendi.
You know, so often I dreamt I was there, fighting alongside of you.
Rüyalarımda hep seni gördüm! Hep yanında savaştım!
So on behalf of all of us who played alongside of you, congratulations.
Bu yüzden senin yanında oynayanlar olarak, tebrik ederim.
Maybe a van parked alongside the road?
Mesela yol kenarına park etmiş bir minibüs?
It's the fallen mast! We can't lay alongside.
Direk düştü.
I've been a resident of Faulkner's Yoknapatawpha County, hunted the white whale aboard the Pequod, fought alongside Napoleon, sailed a raft with Huck and Jim, committed absurdities with Ignatius J. Reilly, rode a sad train with Anna Karenina,
Biri kitapların dünyası. Faulkner'ın Yoknapatawpha County'sinde yaşadım. Peguod'da beyaz balina avladım.
PULL ALONGSIDE THE DOCTOR.
Doktorun yanına git.
You can fight alongside me.
Benim yanımda savaşabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]