English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Aluminium

Aluminium translate Turkish

136 parallel translation
Anyway, bauxite is made into aluminium.
Her neyse, boksitten alüminyum yapılır.
You make it into aluminium.
Alüminyuma dönüştürülüyor.
I think you call it "aluminium."
Tabii bazı işlemlerden geçiyor.
The discovery of this process made possible... the cheap, practical production of aluminium.
Bu yöntemin keşfi, alüminyumun ucuz ve... pratik yoldan üretilmesine olanak sağladı.
Now, I don't have to tell you all the things aluminium can be used for.
Alüminyumun nerelerde kullanıldığını anlatmama gerek yok.
With $ 1 million in aluminium.
Alüminyum için 1 milyon doları var.
And I don't think it concerns aluminium.
Bunun alüminyumla ilgili olduğunu sanmıyorum.
You must have two of your aluminium plants.
İki tane alüminyum fabrikan olmalı.
" 80 feet of one-and-a-half OD aluminium tubing,
"25 m. bir buçukluk alüminyum tüp,"
It looks like some sort of aluminium alloy.
Bir tür metal alaşımına benziyor.
Almost everything above the water line's aluminium.
Su yüzeyinin üstündeki her şey alüminyumdur.
- You buy, uh, brass and aluminium?
- Pirinç ve alüminyum mu alıyorsun?
Light blue garbadine pants, light blue cotton shirt, folded on an aluminium coffee table.
Açık mavi gabardin pantolon, açık mavi pamuk tişört. Alüminyum sehpanın üzerine konulmuş.
And the floors are made of poured silicon concrete, 3 feet thick, reinforced with a steel and aluminium lining, making it impossible for anyone to dig their way out.
Zemin silikon betondan yapılmıştır ve yaklaşık bir metre kalınlığındadır, çelik ve alüminyum kaplamayla güçlendirilmiş olup, herhangi birinin kaçış tünelini kazmasını imkansız hale getirmektedir.
The whole thing should be made of hollow aluminium tubes which screw together.
Silahın tamamı içi boş alüminyum tüplerden yapılacak. Birbirlerine vidayla tutturulacaklar.
I asked for aluminium.
Ben alüminyum demiştim.
I tried the aluminium but it just did bend like tissue paper.
Alüminyumu denedim, ama büküldü. Pelür kağıdı gibi.
( Harris ) The effectiveness of the first Hamburg raid was due to us at last getting permission to use something we'd had in the bag for a long time, which was known as "window", which was the dropping of clouds of aluminium paper strips,
Hamburg'a yapılan ilk saldırının tesirli olması nihayetinde kullanmak için izin alınan ve uzun süreden beri sahip olduğumuz bir şeyden ileri gelmişti. Bu "window" adıyla biliniyordu [17]. Alüminyumdan yapılma, bulut büyüklüğünde kağıt şeritlerdi.
Aluminium.
Aliminyum.
Tell him I know where he can buy two aluminium suitcases.
İki alüminyum bavulun yerini bildiğimi söyleyin.
HANNIBAL : I've used that philosophy ever since I sold aluminium siding...
Bu felsefeyi Nacogdoches, Texas'ta el arabasıyla alüminyum kaplama sattığım...
Sheet number three, the mathematics for the aluminium stressing.
Üç numaralı sayfa, alüminyum baskısının matematik hesapları.
Aluminium.
Alüminyum.
Well, I just don't appreciate these little courtesy responses like I'm selling you aluminium siding.
Sanki sana alüminyum kaplama satarmışım gibi.. .. şu nazik cevapların hoşuma gitmiyor.
You ´ re talking 9000 tons of steel, 4000 tons of aluminium. 5-6 million miles of copperwire. kitchen appliances, typewriters. audio gear, tons of autoparts!
9000 ton çelikten, 4000 ton alüminyumdan 5-6 milyon mil uzunluğunda bakır telden mutfak araçları, daktilolar, ses sistemleri, tonlarca araba parçasından bahsediyoruz!
The aluminium alloy in this window is exhibiting a pattern of transient electrical currents.
Bu camın alüminyum alaşımı... geçici elektrik akımı modeli gösteriyor.
But there's always Mom's aluminium-foil-wrapped mystery pack.
Annemin alüminyum folyoya sarılı "gizemli paketi" var.
The Annihilator 2000 is constructed of aluminium alloy combined with polymer technology, totally resistant to corrosion.
Yokedici 2000, polimer teknolojisiyle birleştirilmiş alüminyum alaşımdan üretilmiştir, aşınmaya da dayanıklıdır.
What about aluminium siding?
Alüminyum kaplamaya ne dersin?
They said, "I'll check it out", like I used to when some nut came in with aluminium foil in his hat, claiming the Martians were stealing his brainwaves.
Tıpkı, delinin birinin alüminyum folyo şapkasıyla içeri girip, Marslıların, kendisinin beyin dalgalarını çaldıklarını söylediği zamanki gibi, "Ben bakarım" dediler.
200 aluminium forks.
200 alüminyum çatal.
200 aluminium spoons.
200 alüminyum kaşık.
First of all, this piece of aluminium foil is too small.
Öncelikle, bu alüminyum folyo çok küçük.
I need every aluminium can you can find.
Bulabileceğiniz her teneke kutuyu istiyorum.
We're on a family vacation and we want the best accommodations 20 bucks and these aluminium cans will buy.
Ailecek tatile çıktık. 20 dolar ve bu kutuların karşılayabileceği en iyi konaklama koşullarını istiyoruz sizden.
Because aluminium is a better conductor of heat than steel
Çünkü alüminyum ısıyı çelikten daha iyi iletir.
I'd go with aluminium.
Ben alüminyumla devam edeceğim.
Fuck aluminium, man. You get Alzheimer's off it.
Alüminyumu s.ktir et dostum İnsanı alzheimer yapar.
That old aluminium one was so fake.
O eski alüminyum olanın sahte olduğu besbelliydi.
Curt Wild, founder of the influential garage band The Rats... came from the aluminium trailer parks of Michigan... where rock folklore claims far more primitive origins.
Curt Wild, The Rats adlı çok etkili bir rock grubunun kurucusu olan, Michigan'ın alüminyum treyler parklarından gelmiş olsa da, rock bilimcileri daha ilkel bir kökenden geldiğini iddia ediyorlardı.
You just get the aluminium to back side elevators in 20 minutes, or we gonna have to send the russian nurses down to help you out.
20 dakika içinde alüminyumu arkadaki asansörlere getir yoksa yardım etsinler diye sana... Rus hemşireleri yollarım.
- This thing's got an aluminium skin.
Bunun alüminyum kabuğu var.
We're using steel rather than aluminium.
Alüminyum yerine çelik kullanıyoruz.
Of course, steel is much heavier than aluminium, so it won't go as fast.
Tabii, çelik alüminyumdan çok daha ağır, bu yüzden o kadar hızlı gitmeyecek.
The British found out that aluminium gives off a toxic gas when hit by a shell.
Britanyalılar, alüminyum roketle vurulunca zehirli gaz saldığını buldu.
Bad news for men in aluminium armoured vehicles.
Alüminyum zırhlı araçlardaki adamlar için kötü haber.
- On aluminium.
- Alüminyumla ilgili olan.
Aluminium's used on the Bradley, sir.
Bradley'de alüminyum vardı, efendim.
Do you know what would happen to those men if the Bradley is hit and the aluminium burns?
Bradley vurulur ve alüminyum yanarsa o adamlara ne olacağını biliyor musun?
This is an aluminium one.
Bu da alüminyum olanı.
I buy brass and aluminium.
Pirinç ve alüminyum alıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]