Am i glad to see you translate Turkish
447 parallel translation
- Am I glad to see you.
Seni gördüğüme sevindim!
- Am I glad to see you!
- Ben de seni gördüğüme memnun oldum!
Am I glad to see you!
Seni gördüğüme çok sevindim!
And am I glad to see you.
Sizi gördüğüme sevindim.
Am I glad to see you birds.
Sizleri gördüğüme çok sevindim.
Am I glad to see you.
Ben de seni gördüğüme sevindim.
- Boy, am I glad to see you.
- Evlat, seni gördüğüme sevindim.
- Gee, am I glad to see you.
- Tanrım! Seni gördüğüme sevindim.
Oh, am I glad to see you.
- Seni gördüğüme sevindim. - Annem nerede?
Am I glad to see you, you old landlubber, you.
Seni gördüğüme sevinmeli miyim, Seni beceriksiz yaşlı denizci, seni.
Boy, am I glad to see you.
Seni gördüğüme sevindim.
Oh, boy, am I glad to see you!
İnanamıyorum, seni gördüğüme çok sevindim!
- Oh, princess, am I glad to see you.
- Prenses, seni gördüğüme sevindim.
Am I glad to see you!
Seni gördüğüme sevindim!
- Oh, kid, am I glad to see you.
- Seni gördüğüme sevindim.
- Oh, man, am I glad to see you.
- Seni görmek ne güzel.
Boy, am I glad to see you!
Of, gördüğüme nasıl da memnun oldum
Am I glad to see you girls.
Gelmenize sevindim kızlar.
Puffy, am I glad to see you.
Puffy, seni gördüğüme çok sevindim.
Oh, am I glad to see you!
Lee, seni gördüğüme nasıl sevindim.
Am I glad to see you.
Ben seni gördüğüme nasıl sevindim.
Well, Breck, I sure am glad to see you.
Breck, seni gördüğüme çok sevindim!
You don't know how glad I am to see you, old fellow.
Seni gördüğüme nasıl sevindiğimi bilemezsin dostum.
I am glad to see you, my lord.
Sizi gördüğüme memnun oldum lordum.
Yes, ma'am. I'm sure glad to see you all back again.
Evet efendim, sizleri tekrar burada görmek ne güzel.
You don't know how glad I am to see you.
Sizi gördüğüme ne kadar sevindiğimi bilemezsiniz.
I just want to welcome you and tell you how glad I am to see you here in jail.
Hapise girmene ne kadar sevindiğimi söylemek istedim.
I am glad to see you, Benson.
Seni gördüğüme sevindim, Benson.
I am glad to see you, Inspector.
Sizi gördüğüme sevindim müfettiş.
- Yeah, I sure am glad to see you, too.
- Evet, ben de seni gördüğüme sevindim.
- Well, Sister Ada I am glad to see you looking so fine.
- Rahibe Ada seni iyi gördüğüme sevindim.
I sure am glad to see you, Captain Tim.
Sizi gördüğüme çok sevindim Yüzbaşı Tim.
- Well, I am glad to see you, sir!
- Geldiğinize çok sevindim efendim!
Well, Joe, I am glad to see you.
Seni gördüğüme çok sevindim Joe.
I am so glad to see you.
Seni gördüğüme çok sevindim.
- Mister, I sure am glad to see you!
- Sizi gördüğüme gerçekten sevindim. Hem de çok.
- I am glad to see that you're alive.
- Hayatta olduğunu görmek güzel.
Oh, I certainly am glad to see you, Dr Han.
Oh, sizi gördüğüme gerçekten sevindim, Dr Han.
Anyway I am glad to see you are doing well.
Her neyse, seni iyi görmekten memnun oldum.
I am so glad to see you, Ivan Wassielevich.
- Sizi gördüğüme çok sevindim.
You have no idea how glad I am to see you.
Seni gördüğüme ne denli memnun olduğumu bilemezsin.
- I am glad to see you.
- Seni gördüğüme sevindim.
I am very glad you came, and I hope to see you again.
Geldiğine çok sevindim, seni tekrar görmeyi umuyorum.
You don't know how glad I am to see you.
Sizi gördüğüme ne denli sevindim bilemezsiniz.
You've no idea how glad I am to see you.
Ben binbaşı olmalıydım. Seni gördüğüme o kadar mutlu oldumki anlatamam.
Oh, but I am glad to see you.
Her ikimiz de kızmıştık.
I am glad to see you again.
Seni yeniden gördüğüme çok sevindim.
I am more than glad to see you, Sir Henry.
Bense sevinmekten fazlası Sör Henry.
Oh, brother, am I ever glad to see you!
Oh, seni gördüğüme çok sevindim, kardeşim!
Officer, if you know how glad I am to see you.
Memur Bey, sizi gördüğüme ne denli sevindiğimi bir bilseniz.
Of course I'm glad to see you. I always am.
Tabii ki seni gördüğüme sevindim. Hep sevinirim.