Amaze translate Turkish
466 parallel translation
You amaze me.
Beni şaşırtıyorsun.
I knew you would amaze them all
Hepsini hayrete düşüreceğini biliyordum.
Professor Siletsky, you amaze me.
Profesör Siletsky, beni oldukça şaşırttınız.
You amaze me Holmes.
Beni şaşırtıyorsun, Holmes.
You amaze me.
Beni şaşırtıyorsunuz.
Holmes, you amaze me.
Holmes, beni hayrete düşürüyorsun.
Sometimes I even amaze myself.
Bazen kendimi bile şaşırtıyorum.
A cultural exhibition that'll enlighten you, amaze you...
Kültürel bir sergi sizi bilgilendirecek, şaşırtacaktır...
It doth amaze me a man of such a feeble temper should so get the start of the majestic world and bear the palm alone.
Aklım duracak şaşkınlıktan. Öylesine zayıf yürekli bir insan nasıl oluyor da koca dünyanın başına geçip zafer çelenkleri takıyor bir başına!
Now, Mother, I shall tell you something that will amaze you.
Şimdi anne, seni hayrette bırakacak bir şey söyleyeceğim.
Really, Henry, you amaze me.
Henry, beni gerçekten şaşırtıyorsun.
Amaze the welkin with your broken staves!
Gökler ürksün kırdığınız kargıların sesinden!
You never cease to amaze me.
Beni şaşırtmaktan bıkmıyorsun.
The Great Healy Dramatic and Concert Company's arrived... to entertain, amaze, and amuse.
Muhteşem Healy Tiyatro ve Konser Kumpanyası... sizlere iyi zaman geçirtmek için geldi.
What never ceases to amaze me is how a rough warrior like you has managed to raise Miho all these years without taking a second wife.
Beni her zaman şaşırtan şeyse senin gibi çetin ceviz bir savaşçının ikinci bir eş almadan Miho'yu büyütebilmesi.
Teasing my cousin? You amaze me, Peyrac.
Siz beni hayretler içinde bırakıyorsunuz, Peyrac,
It never ceases to amaze me why the most noble work of God the human brain, is the most revolting to the human eye.
Tanrı'nın yarattığı en mükemmel şey olan insan beyninin daima gözler tarafından yanıltılabiliyor olmasına hep şaşırmışımdır.
- Sometimes I amaze myself.
- Bazen kendimi şaşırtıyorum.
You never cease to amaze me.
Zekanız devamlı beni şaşırtıyor, Bay Warfield.
- You know, you amaze me, gringo.
Beni şaşırtıyorsun, Gringo.
But this is gonna amaze you.
Ama sizi hayran bırakacak.
You amaze me.
Şaşırt beni.
Lieutenant, you amaze me.
Komiser, beni şaşırtıyorsunuz.
The progress of s cience ne v er ceas es to amaze us.
Bilimin ilerlemesi sürekli bizi şaşırtmaya devam ediyor.
You amaze me.
Beni hayrete düşürdün.
It never ceases to amaze me, the ways man can find to hurt himself.
İnsan her seferinde başka türlü kendine zarar veriyor.
Caretaker, you never cease to amaze me.
İş bitirici, beni hep şaşırtıyorsun.
Boy, you amaze me.
Beni şaşırtıyorsun.
Sybil, you never cease to amaze...
Sybil, beni şaşırtmaktan asla vazgeçmiyorun.
- You amaze me!
- Beni şaşırtıyorsunuz.
You know, sometimes I amaze even myself.
Bazen ben bile kendime hayran oluyorum.
Games that would amaze you.
Seni şaşırtacak oyunlar.
The generosity of women never ceases to amaze me.
Kadınların zevksizliği artık beni hiç şaşırtmıyor.
I don't know quite what it is yet... but I'm sure it will thrill and amaze us all.
Ne olduğunu henüz tam bilmiyorum ama eminim hepimizi çok şaşırtıp heyecanlandıracak.
- You amaze me.
- Hayret bir şeysin.
You never cease to amaze me.
Beni şaşırtmayı hiç bırakmayacaksın.
Your eclectic culinary tastes never cease to amaze me, my dear boy.
Senin şu seçici damak tadın yok mu, beni şaşırtmaktan hiç vazgeçmiyor, aziz dostum.
- You amaze me.
- Beni şaşırtıyorsun.
"When do we fight?" You amaze me.
Ne zaman mı? Beni şaşırtıyorsun.
- Speer, you amaze me.
- Speer, beni şaşırtıyorsun.
- You amaze me, Commander.
Beni şaşırtıyorsunuz, yarbay.
But you know whyJews amaze me?
Ama beni Yahudilerin nesi etkiler, biliyor musunuz?
SOMETIMES I REALLY AMAZE MYSELF.
Bazen kendimi bile gerçekten hayrete düşürüyorum.
You amaze me, Lydia.
Beni şaşırtıyorsun Lydia.
" Dear Cesar... You always amaze me.
Sevgili César beni her zaman şaşırttın.
I amaze myself.
Hayrete düştüm.
you amaze me.
Beni şaşırtıyorsun.
Nicole, you amaze me.
Nicole beni büyülüyorsun.
First amaze me, then we'll talk funding.
Yeter ki beni heyecanlandır, paradan sonra söz ederiz.
I amaze myself.
Kendime inanamıyorum.
I'll say one thing, you never cease to amaze me.
Beni hâlâ şaşırtıyorsun, Spock.