English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Amorous

Amorous translate Turkish

150 parallel translation
Do something. Look amorous.
Aşıkmışsınız gibi.
Tonetti, look amorous.
Tonetti, aşıkmışsınız gibi.
Well, Mr. Egbert said try to look amorous.
Bay Egbert'in dediği gibi aşıkmışız gibi bakmayı dene.
I've heard that argument from a number of amorous psychiatrists who all wanted to make a better doctor of me.
Bu savı, beni daha iyi bir doktor yapmaya çalışan... -... birçok psikiyatristten duydum.
Some cavalry officers tell each other their amorous adventures and...
Bazı süvariler birbirlerine aşk maceralarından bahsederler...
Their amorous adventures, so what?
Aşk maceraları, ne olmuş?
- Amorous.
- Aşka meyilli.
I gave young Ensign Pulver another drink of alcohol in orange juice and it inspired him to relate further amorous feats of his.
Genç Teğmen Pulver'ın portakal suyuna içki karıştırınca, yeni... cinsel başarılarını anlattı.
But I, that am not shaped for sportive tricks... nor made to court an amorous looking-glass -
Oysa ben, bu çarpık bedenimle ne böyle aşk oyunları için yaratılmışım ne de ayna karşısında kırıtmak için.
Frank's amorous intrigues are world-class.
Frank'in şehvetli entrikaları bir numaradır.
I am tired of writing amorous phrases to a priest!
Bir azizeye şehvetli mektuplar yazmaktan sıkıldım artık!
Because when a guy gets amorous
Çünkü bir erkek aşık olduğunda
Emily had quite an amorous disposition, you know.
Emily cinselliğe oldukça düşkün biriydi.
I've no amorous experience, if that's what you mean. None whatever.
Aşk deneyimim yok, bunu kastediyorsanız.
A proper stripling and an amorous.
Yakışıklı bir delikanlı, hem de aşık.
Shall I believe that unsubstantial death is amorous and that the abhorred monster keeps thee here to be his paramour?
Yoksa ele avuca sığmayan ölüm mü aşık oldu sana? O iğrenç karanlığın sevgilisi olasın diye mi sakladı seni bu karanlığa?
The ideal premise for an amorous encounter.
Sevdalı bir karşılaşma için ideal dayanak noktası
I've never been lucky with amorous flings.
Böyle aşk oyunlarında şansım hiç yaver gitmez.
But if tomorrow, or tonight, a woman as lovely as Maud, an amorous woman, suggested or made it clear -
Peki yarın, bu gece, Maud kadar hoş bir bayan... Teşekkür ederim. ... tutkulu bir kadın, sana bir öneride bulunsa...
The object of my amorous passion has never been so worthless, to say the least.
En kibar şekilde söylersem, âşıkane tutkumun öznesi hiçbir zaman öyle değersiz olmadı.
You know, Sir Roger was beginning to show signs of distrust... with regard to your amorous interest in him.
Biliyor musunuz, Sir Roger, senin ona olan aşıkça ilgin dolayısıyla güvensizlik işaretleri göstermeğe başlıyordu.
But it certainly isn't as complicated as it once was for us... when our amorous yearning led us to the nearest brothel.
Aslında bizim için o kadar da komplike bir durum değil genelevin yakınlarında cinselliğe aç bir şekilde gezerdik.
I won't deny that I'm of an amorous disposition -
Bütün hayatım boyunca aşka ve cinselliğe eğilimim oldu...
He was an eccentric gentleman with uncertain amorous boundaries, just as uncertain were the boundaries of the Parma dukedom, divided between the Spanish and the French.
Belirsiz cinsel tercihleri olan garip bir adamdı Parma düklüğünün sınırları kadar belirsizdi Fransa ve İspanya arasındaki.
Brutal force alone is not capable of such amorous feats.
Hayvansı dürtüler bile böyle bir performans gösteremez.
But I that am not shaped for sportive tricks nor made to court an amorous looking glass I that am
Fakat oynaşacak veya aynalarla cilveleşecek biçim var mı bende?
They're not being very amorous.
Çok da aşka meyilli değiller.
Amorous problems?
Aşkla ilgili sorunlar mı?
It's quite well known, the stories about his amorous exploits.
Onun aşk maceraları çok iyi bilinir.
I won't dispute Mr Casanova's literary abilities, but as to his amorous exploits, I have my reservations.
Bay Cazanova'nın edebi yeteneklerini tartışmayacağım ama aşk maceralarına gelince benim rezervlerim var.
With a man like you they might think that we went here to have an amorous conversation.
Sizin gibi biriyle olunca aşkla dolu bir konuşmaya daldığımızı düşünebilirler.
The owner said booze makes the dog amorous.
- Öyle mi, neymiş? Sahibinin dediğine göre alkol köpeği çok aşkla dolduruyormuş.
Besides her amorous escapades!
Aşk maceralarından başka!
Over-amorous ladies
"Bütün şehvetli kadınları"
He identifies amorous melancholia with lycanthropy a disease that induces wolflike behavior in its victims.
Melankolik aşkı, kurbanlarının kurt gibi hareket ettiği bir hastalık olan likantropi ile özdeşleştirir.
- No. Well, in that case, it must be an amorous intrigue.
İyi, o zaman, Kabiliyetli bir sevdalı olmalı.
Let's hope our friend, Murray, is feeling amorous tonight.
Umalım da dostumuz Murray bu gece azgın olsun.
Is there any proof of prior amorous relationship between the two?
İkisi arasında daha önceden bir aşk hikayesi olduğuna dair kanıt var mı?
Prince Ali, Amorous he Ali Ababwa
Prens Ali, sevdalı... Ali Ababwa...
And in her bosom, I'll unclasp my heart... and take her hearing prisoner, with the force and... strong encounter of my amorous tale.
Aşkımın ateşi ve sözlerimin gücüyle onu tutsak ederim.
And if I seem over-amorous
Aşırı aşık görünüyorsam
After a few drinks, she gets amorous and won't take no for an answer. Is that all?
Ve kendisine hayır denmesine asla izin vermez.
You were involved in some sort of amorous...
Bazı hareketler sırasında- -
Then Mrs Troi's amorous feelings for... someone on the station, were being passed along to people around her.
Öyleyse Bayan Troi'nin istasyondaki biri için hissettiği tutku etrafındaki kişilere geçiyordu.
"They are flying amorous projectiles, truly no more than the burning arrows of the winged and blindfold god of love."
"Gerçekte kanatlı ve gözleri bağlı bir aşk tanrısı olmak dışında hiçbir şey olmayan kanatlı, şehvetli tahrikçiler."
Cassio confessed, and she gratified his amorous works with that handkerchief.
Cassio itiraf etti. O da ödüllendirdi Cassio'yu mendille.
But I that am not shaped for sportive tricks nor made to court an amorous looking-glass. I, that am curtail'd of this fair proportion cheated of feature by dissembling nature, deformed. - Deformed.
Oysa ne cilveli numaralar için ne de âşıkane bir aynaya kur yapmak için yaratılmamış olan ben o güzel oranlardan mahrum bırakılmış görmezlikten gelen doğa tarafından kılıktan çıkarılmış, biçimsiz, şekilsiz...
Shall I believe that unsubstantial death is amorous and keeps thee here in dark to be his paramour?
Ölüm mü aşık oldu sana ; inanayım mı onun bu karanlıkta Sevgilisi olasın diye seni sakladığını?
Unless you're feeling amorous.
Tabii, havandaysan o başka.
~ You can't blame me for feeling amorous... ~ Now, is this a bit of terrific? Hm?
Bu biraz dehşet verici, değil mi?
Nor made to court an amorous looking glass ;
Bir aynaya bile kur yapmayı beceremem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]