An actor translate Turkish
2,523 parallel translation
When Roscius was an actor in Rome...
Roscius Roma'da oynarken...
- He's not a real police, he's an actor.
- Gerçek bir polis değil, o bir aktör.
An actor?
Aktör mü?
An actor?
Aktör he?
I don't think he's that good an actor, to be honest, Kerry.
O kadar iyi bir aktör olduğunu sanmıyorum, Kerry.
I'm an actor.
Ben bir aktörüm.
Hi, I'm an actor and this is my reel.
Selam, ben aktörüm ve bu da deneme çekimim.
Come on, you're an actor.
Hadi ama, aktörsün sen.
No, we've been having these, uh, open houses, and they've been going crappy, and I thought, "what if an actor came by and acted like an interested buyer?"
Hayır, bu tarz evlerimiz var, eşya satışı yapılan evler boktan fiyata satılıyorlardı ve düşündüm ki "ya bir oyuncu uğrayıp ta alıcı gibi ilgileniyor rolü yapsa?"
Oh, you're an actor, right?
Sen aktörsün, değil mi?
Everybody there's an actor, right?
Millet, burada bir aktör var, değil mi?
I'm not an actor.
Ben aktör değilim.
I really hope you're an actor.
Gerçekten aktör olmalısın.
There's a script? So I'll be, like, an actor?
Ben oyuncu gibi mi olacağım?
You'll be just like an actor, like Al Pacino or Jeremy Irons.
Oyuncu gibi olacaksın, Al Pacino veya Jeremy Irons gibi.
I asked you to find an actor from middle America, a real person.
Senden orta Amerika'dan bir aktör bulmanı istemiştim, gerçek bir kişi.
- Nixon's not an actor.
- Nixon oyuncu değil.
We wanted to find an actor that could be very funny and then very evil, and Mackenzie came into my mind straight away.
Biz çok komik olabilecek bir aktör bulmak istedik ve sonra çok kötü, ve Mackenzie hemen aklıma geldi.
Casting the part of Merlin, you're looking for an actor that can be likeable, that has a broad playing range, and has good comedy.
Merlin'in oyuncu seçimlerinde, sempatik aktör bakıyorduk, o geniş bir oyun yelpazesine sahipti, ve iyi bir komedyendi.
He has this amazing ability as an actor, this huge playing range, we can throw anything at him as the character of Merlin and he always rises to the challenge.
O, bir aktör olarak inanılmaz yeteneğe sahip, bu gayretli oynamasını sağlıyor, Merlin karakter olarak ona bir şey atabilir ve o yükselebilir.
From a young age, I was really wanting to be an actor.
Küçük yaşlardan itibaren, gerçekten bir aktör olmak istiyordum.
"What d'you want to be when you grow up?" I said, "An actor."
"Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" "Aktör" dedim.
You're an actor now.
Sen artık bir aktörsün.
You're an actor.
Bir aktörsünüz.
I don't know if he's that good of an actor.
O kadar iyi rol yapıp yapamayacağını bilemem..
- He looks like an actor.
- Aktörlere benziyor.
An actor needs the right voice.
Oyuncunun doğru sese de ihtiyacı var.
Emmanuelle Mimieux, I'd like to introduce you to the minister of propaganda the leader of the entire German film industry and now that I'm an actor, my boss, Dr. Joseph Goebbels.
Emmanuelle Mimieux, seni Propaganda Bakanı Alman film endüstrisinin lideri ve artık aktör olduğuma göre patronum, Dr. Joseph Goebbels'le tanıştırmak istiyorum.
He is teaching me, Man you're an actor you do your work,
Bana işimi öğretiyor, sen bir aktörsün, işini yap.
Vikram Jai Singh, I am an actor,
Vikram Jai Singh, ben bir aktörüm.
I was also an actor, confidence is a good thing, but you shouldn't over confidence,
Anladın mı? Evet! Ben de bir aktördüm, güven iyi bir şeydir.
The original wasn't that good an actor.
Gerçeği pek iyi bir oyuncu değildi.
- Are you an actor?
- Artist misin? - Hayır.
So, no, we won't dwell, if you don't mind, on my student days as an actor.
Hayır, mahsuru yoksa öğrencilik günlerimdeki oyunculuğuma girmeyelim.
And, you know, not just of you as an actor, but also as a man.
Sadece aktör olarak değil, aynı zamanda seni insan olarak takdir ediyorum.
He is an actor after all.
Sonuçta o bir aktör.
An actor's Ferrari is rolling out from the customs.
Bir aktörün Ferrari'si gümrükten kaçırılıyormuş?
I'm an actor, so stands to reason.
Belki ondandır.
I assume you're an out-of-work actor, like they have at Hampton Court.
Sizin, Hampton Court'taki gibi, ek işinde bir aktör olduğunuzu düşünüyorum.
They take an underrated actor, right, whose career's in a slump, and then they make him a star again.
Hak ettiği değeri görmeyen, kariyeri düşüşte olan bir oyuncuyu alıyorlar ve onu tekrar bir yıldız yapıyorlar.
Lemon, we're not just hiring an actor.
Biz sadece bir aktör almıyoruz.
In loving memory of actor, PARK Gwang-jung
Aktör Park Gwang Jung'un anısına...
Now an award-winning theatre director and actor, he became a household name in the'90s as moaning Victor Meldrew in sitcom One Foot In The Grave.
Artık ödüllü bir tiyatro yönetmeni ve aktör, o'90lı yıllarda One Foot In The Grave isminde sit-komda Victor Meldrew isimli mızmız ev sahibiydi.
But the danger being an older actor is a lot of older actors want to tell you how to do it, which I think is very dangerous.
Ama yaşlı aktörlere sormak tehlikelidir, yaşlı aktörlere soru sormak istedikten sonra tepki kötü olabilir.
Bottom line : Obama is a fantastic actor and an even better liar.
Nihayette, Obama muhteşem bir aktör ve daha iyi bir yalancı.
An apparent drive - by shooting targeting rapper-actor Tupac Shakur.
Tupac Shakur'u hedef alan bir silahlı saldırı.
So, your actor President, Reagan ordered the CIA to put together an army, called the contras to overthrow our government.
O nedenle siz aktör başkanınız Regan'dan Contralar denilen milisleri hükümetimizin devrilmesi için CIA yoluyla desteklenmesini istediniz.
You'll not become an actor by showing this pose..
Bu pozu vererek bir aktör olmayacaksın.
You are not an actor.. and you cant be..
Sen bir aktör değilsin ve olamayacaksın!
You came here to do chaudhary's movie or to become an actor,
Chaudhary'in filmini yapmak veya bir aktris olmak için buraya geldin.
the role gets strugling actor... an amrita bacchant..
Rol aktör için uğraş gerektiriyor...