An idiot translate Turkish
9,086 parallel translation
Now you're being an idiot.
Şimdi de sen aptalın tekisin.
I-I feel like an idiot, and then Sue swoops in...
Kendimi aptal gibi hissediyorum ve bir de Sue var...
I drunkenly saved it in my phone like an idiot.
Sarhoş kafayla saçma bir isimle kaydetmişim.
I'm so fucking sorry, I'm an idiot.
Bokunu yiyim affet. Ben aptalın tekiyim.
I'm an idiot.
Ben bir salağım.
He is an idiot and you're an idiot, so makes perfect sense you're best friends.
O bir aptal, sen de bir aptalsın, yani en iyi arkadaş olmanız çok mantıklı.
Stop grinning like an idiot and give me your real name.
Salak gibi sırıtmayı bırakıp gerçek adını söyle!
I'm not an idiot, Clarke.
Aptal değilim Clarke.
But you're not an idiot.
Ama sen salak değilsin.
You're an idiot.
Tam bir salaksın.
The man's an idiot.
Adam aptalın teki.
She thinks you're an idiot!
Aptalın teki olduğunu düşünüyor!
What an idiot.
Pekâlâ, çıkaralım.
Wade Kinsella, are you an idiot?
Wade Kinsella, sen aptal mısın?
I love you, but you're an idiot.
Seni seviyorum, ama tam bir aptalsın.
Sid's a detective, and he's an idiot.
Sid bir dedektif, ve kendisi bir salak.
Piotr, the guy's an idiot.
Piotr, adam tam bir aptal.
I know... and I love that about you guys, but don't be an idiot.
Biliyorum... sizin bu hâlinizi seviyorum, ama aptal olma.
Don't I feel like an idiot.
Tam bir aptal gibi hissediyorum.
Are you an idiot?
Salak mısın?
I can't watch an idiot teach another idiot to drive.
Bir salağın başka bir salağa araba kullanmayı öğretmesine seyirci kalamam.
Even an idiot can open it from inside.
Bir gerzek bile içeriden açabilirdi.
Because you had it bad, everyone's an idiot...
Çünkü herkesi gerzek yerine koyarak hata ettin.
And you're gonna have all these people going on the news, talking about what an idiot you were.
Ve bütün bu insanlar haberlere çıkıp senin nasıl bir aptal olduğunu anlatacak.
Brian's an idiot.
Brian bir salak.
Some say, "He's crazy, an idiot!"
Bazıları "Deli, tam bir aptal!" diyor.
You needed an idiot to get that dole scum here.
Toplumun yüzkaralarını buraya getirecek bir geri zekalıya ihtiyacın vardı.
- He'd have to be an idiot to go for it. - I know.
Buna kanması için aptal olması gerekirdi.
You made me look like an idiot in front of my boss.
Patronumun önünde beni salak konumuna düşürdün.
What did you see that turned you into such an idiot?
- Ne? Seni bu kadar salağa çeviren ne gördün?
Arkyn is a dead moon and you... are an idiot.
- Arkyn ölü bir uydu, sen de... aptalsın.
- What the hell are you two - planning to do? - Don't be an idiot.
- İkiniz ne halt etmeyi planlıyorsunuz?
He's an idiot for not firing that lawyer.
Bu avukatı kovmadığı için aptal olmalı.
- You must think I'm an idiot.
- Beni salak sanıyor olmalısınız.
You're treating me like an idiot.
Bana salakmışım gibi davranıyorsun.
Don't just stand there like an idiot.
Aptal gibi orada durmasana.
My brother's an idiot.
Ağabeyim bir aptal.
Kid's half an idiot.
Cocuk yari gerizekali.
Yes, Matthew, I'm not an idiot.
Evet Matthew, salak değilim.
Swear to fuck, Paola's an idiot!
Yeminle Paola bir aptal!
What an idiot!
Ne salakmış!
What the hell do you know? Don't be an idiot. Keep your nose out of it.
- Aptallık etme, deli misin sen?
Well, you're an idiot.
- Sen de aptal olabiliyorsun.
I'm such an idiot.
Ne salağım.
Am I an idiot?
- Geri zekâlı mıyım?
Such an idiot for killing such an important scientist.
Önemli bir bilim adamını ancak senin gibi bir salak öldürür zaten.
It is a tale told by an idiot, full of sound and fury, signifying... nothing.
Bu hikayeyi anlatan bir aptal. Ses ve öfke dolu ve hiçbir şey... ifade etmez.
He's an idiot.
O bir aptal.
She's an actual idiot.
O gerçek bir aptal.
- I'm an idiot.
- Tam bir aptalım.
What an idiot I've been, huh?
Ne aptalmışım, değil mi?