English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / An order

An order translate Turkish

5,237 parallel translation
That's an order!
Bu bir emir var!
There was an order to switch at nine o'clock.
Saat bildiriminde değişiklik emri aldık.
That's an order!
Bu bir emirdir!
Then give me an order.
Bana emir ver o zaman.
In B613... If you disobey an order, what happens?
B613 görevlerine itaat etmeyince başına ne gelir?
That's an order, Cy.
Bu bir emirdir Cy.
- That's an order.
- Bu bir emirdir.
So it's an order?
- Emir mi?
This is an order...
Emrediyorum!
That's an order.
Bu bir emirdir.
Jake Ballard refused an order.
Jake Ballard bir emri reddetti.
No one refuses an order in my business.
Benim işimde, kimse emri reddedemez.
Stop it, that is an order!
Kesin artık, bir emirdir!
That's an order!
- Bu bir emirdir!
Hey, Lavon, have you decided an order for the runners?
Hey Lavon, kimin hangi sırada koşacağına karar verdin mi?
I give an order, you follow it.
Ben emir veririö, sen de uyarsın.
but you do have to sleep, and that's an order.
Ama uyuman gerek ve bu bir emirdir.
I heard about the patient's condition from Dr. Park Si On, and I gave an order.
Park Si On'dan hastanın durumunu duydum, ve ona ben söyledim.
Wait till you see what happens when I place an order for a bone-in rib eye.
Kemikli bir pirzola sipariş edince ne olduğunu gördüğünde anlarsın.
No, we planned this surgery in an order.
Hayır, ameliyatın bütün aşamalarını planladık.
It's an order from Judge Winter.
Emir Yargıç Winter'dan.
And it's an order from someone who saved you from death.
Ayrıca seni ölümden kurtaran birinin emri bu.
This is an order.
Bu Ustanın sana emridir.
That wasn't a request. It was an order.
- Bu rica değil, emirdir.
In medieval alchemy, these are the five elements that make up the universe, but there's an order of importance...
Ortaçağ simyasına göre evreni bunlar meydana getirmiştir. Ama bir önem sırası vardır.
An order came from the outside to kill him, sir.
Onu öldürme emri dışarıdan geldi, efendim.
In my experience, the rescinding of an order is never anything but an exhibition of weakness.
Tecrübelerime göre verilen bir emri geri almak sadece zayıflık göstergesidir.
And then I was given an order.
Ve sonra bana bir emir verildi.
So you'll do what you're told, and that's an order.
Bu yüzden sana ne söylendiyse onu yapacaksın ve bu bir emirdir!
and that's an order.
Bu bir emirdir.
You made an order to the bike shop?
Motosiklet mağazasına sipariş veren siz miydiniz?
Office is up front if you want to place an order.
Sipariş vermek istiyorsanız ofis en önde.
I should have taken what he was saying as an order... but I had welcomed that idea more as a plea in my mind.
Ben daha çok bir yalvarış olarak misafir etmiştim zihnime...
What did you expect to achieve by governing an institution such as this, order, justice?
Size ulaşmak için ne bekliyordun ki bir kurum yönetim tarafından Bu, sipariş, adalet gibi?
I built an empire from order and I will not have it taken away from me.
Sipariş bir imparatorluk inşa ve bunu olmaz Benden uzak alınan.
We share the same body, then become an ultimate family in order to combine us forever.
Aynı vücudu paylaşacağız, sonra sonsuza kadar bir olacağız o zaman nihai büyük aile olacağız.
You have no authority to order such an action.
Böyle bir şeyi emretme yetkiniz yok.
To corrupt and control the present in order to win the future.
Gelecekte kazanmak için Şu an kontrolü ele geçirmek.
To corrupt and control the present in order to win the future.
Şu anı bozarak ve kontrol ederek, Geleceği kazanmak
But also an enormous help, in order to get Signe back.
Ayrıca Signe'nin dönmesi için muazzam bir yardım.
Oh, uh, I need to inform you all that because of an executive order,
Oh, uh, size de bilgi vereyim, başkanlık emriyle,
Nor did you place an online order for.9 millimeter ammunition earlier today.
- Bu sabah internetten 9 kalibrelik mermi de sipariş etmemişsinizdir şimdi.
I'm glad you asked it. As your union president, my first order of business would be to put an end to the crippling interference by state officials and do away with policies, like the mandatory wellness program.
Sendika başkanınız olarak yapacağım ilk şey eyalet yetkilileri ve politikacılar tarafından işinize karışılmasına bir son vereceğim.
I didn't order an N.G. tube.
Ben nasogastrik tüp istememiştim.
Did you hear me order an N.G. tube, Dr. Webber?
- Siz beni nasogastrik tüp isterken duydunuz mu Dr. Webber?
But in order to collect food, you have to find it and that led to an improvement in swimming.
Ama beslenmek için, önce yiyecek bulmak zorundasınızdır ve bu zorunluluk, yüzmede bir iyileşmeye yol açmıştır.
I've waited 12 years for your order.
Oniki yıldır bu anı sabırsızlıkla bekliyordum.
We are part of an ancient order sworn to fight the darkness that hides in Sleepy Hollow.
Sleepy Hollow'da saklanan, karanlığa savaşmaya yemin etmiş antik bir düzenin parçalarıyız.
Order. Let's eat and go buy the plane ticket.
Sipariş verelim ve bir an önce yiyip uçak biletini almaya gidelim.
the Kanun, the regal law, in order to make it comply with each other. Because it's essential that at an ideological level the religious law is not contradicted.
Çünkü ideolojik olarak dini kanuna karşı çıkılmaması elzemdi.
So there can't possibly be an official order for investigation.
O yüzden soruşturma için resmi bir emir çıkması mümkün değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]