And do me a favor translate Turkish
1,294 parallel translation
Do, yourself, and do me a favor and just forget about them for five fuckin'minutes right?
Kendine ve bana, bir iyilik yap ve onları 5 dakikalığına unut tamam mı?
Detective Thacker, I need a scratch copy of the complaint report and the M.E. Number when it's done. And do me a favor, will you?
- Dedektif Thacker, şikayet tutanağının özet kopyasına ve bittiğinde tıbbi tetkik numarasına ihtiyacım var.
And do me a favor, if you see that guy again... just say I moved or something.
Ve bana iyilik yap, o adamı tekrar görürsen sadece taşındığımı falan söyle.
Why don't you do me a favor and kick it up a few notches, pops?
Hayır. Bana bir iyilik yap, biraz kendini toparlamaya bak babalık.
Do me a favor, take your suitcases and get out.
Bana bir iyilik yapın. Valizlerinizi alın ve inin.
Look, do me a favor and get out of my house.
Bak, bana bir iyilik yap onu evimden çıkar.
Do me a favor and watch his luggage for him.
- Bana bir iyilik yapın, bagajını kollayın.
Hey. Nick, want to do me a favor and tape-lift that?
Nick, rica etsem şu izleri bantla alır mısın?
So do me a big favor and remove yourselves from the crime scene. Thank you.
Bu yüzden lütfen olay yerini terk edin.
Do me a favor and go with me on this one, all right? It's your order.
Bu davada ne dersem onu yap, olur mu?
Could you do me a favor and call Rex and have them do a sound check before the show?
Bana bir iyilik yapar mısın? Arama Rex ve göstermek önce bir ses kontrol yapmak var.
Do me a favor, call me back and we'll play maybe.
Bana bir iyilik yap, daha sonra beni ara, belki oynarız.
- Just do me a favor... - and get out whatever you have, okay?
Bana bir iyilik yap... ve bulabildiğin herşeyi çıkar, tamam mı?
Would you do me a favor and have him take a look?
Benim için bir göz atar mısın?
Just do me a favor, and keep the meat out of her eye line while she's around.
Bana bir güzellik yapın, o buradayken etleri saklayın.
Do me a favor and don't picture me in any place, okay, Kirk?
Bana bir iyilik yap ve beni bir yerde hayal etme, tamam mı Kirk?
Do me a favor and keep it to yourself.
Bana bir iyilik yap da bunu kendine sakla.
And do me a favor and stop blabbing.
Hatırım için ötmeyi de kes.
Could you do me a favor and just put the pillow behind my back?
Bir iyilik yapıp, şu yastığı sırtıma koyar mısın?
Can you do me a favor and act...
Bana bir iyilik yapıp bebek gibi...
Mike, do me a favor. Call downstairs and get my car, will you?
Aşağıyı ara da arabamı hazırlasınlar, tamam mı?
So, do me a favor and call me back, will you?
Bana bir iyilik yap ve beni ara.. Olur mu?
Okay, Keith could you just do me a favor and keep the PDA to a minimum.
Tamam, Keith bana bir iyilik yapıp, halk arasında bu davranışları minimuma indirir misin?
Look, Nikki, you asked me to do you a favor, and I did it.
Bak, Nikki. Benden bir iyilik istedin. Ve ben yerine getirdim.
Just so it doesn't happen again, could you do me a favor... and confirm that you have the correct forwarding address?
Tekrar olmaması için, bana iyilik yapıp elinizdeki yeni adresi doğrular mısınız?
And just do me a favor?
Ve bana bir iyilik yapın!
Do me a favor and keep an eye on him.
Benim için ona göz kulak ol.
Do me a favor and enhance that area right there.
Görüntüyü büyütebilir misin? .
Martin, do me a favor and arrest him.
Martin, bana bir iyilik yap ve onu tutukla.
If you're gonna send somebody after me, do me a favor and make sure they're damn tough!
Arkamdan birilerini yollayacaksan... gerçekten güçlü olduklarına emin ol!
Uh, yeah, wait, Barker. Uh, do me a favor, will you, and fire Stavi.
Benim için bir iyilik yap ve Stavi'yi kov.
I know this is probably a tall order, but I need you to do me a favor and try not to be so perfect, all right?
Herhalde zor bir durum, ama bana bir iyilik et ve kusursuz olmamaya çalışma, tamam mı?
- Do me a favor, and calm down.
- Bana bir iyilik yap ve sakin ol,
I can not mourn to my friends because Zorro has a knife and he wants to fuck my wife. Do me a favor. Pretend nothing going on and keep him busy on the reef so I can mourn.
Ben sadece arkadaşlarımı kaybettim çünkü bu Zorro her yeri ateşe verdi şimdi bize iyi adamı oynuyor, senden sadece ona biraz daha az güvenmeni istiyorum lütfen orda benim için bekle belki ben seni oradan alırım
Do me a favor and fill this bag with motion pictures featuring women-on-women or anything with an amputee.
Bu çantayı örnek filmler ile doldur kadınların kadınların üstünde olduğu, veya bacak, kol kesme olan herhangi birşey ile.
Now do me a favor and stop the car.
Şimdi bana bir iyilik yap ve arabayı durdur.
Just do me a favor and think about it.
Bana bir iyilik yap ve bu konuyu bir düşün.
I had a wonderful flight, and I'm wondering if you can do me a favor.
Harika bir yolculuktu ve benim için bir iyilik yapmanızı isteyeceğim.
Hey, would you do me a favor and grab those?
Bana bir iyilik yapıp şunları getirir misin?
Ricky, do me a favor and go pull her to the side and tell her I'm out here.
Ricky, bana bir iyilik yap, ona burada olduğumu söyle.
Myrna, can you do me a favor and ask Dot in sign language if she'd go to the Spring Fling with me tonight?
Myrna, Dot'a işaret diliyle sorar mısın? Bu gece Bahar Balosu'na benimle gelir miymiş?
Mac, can you do me a favor and give me something that's soft and smooth, yeah?
Mac, bana bir iyilik yapıp biraz daha ağır ve ritmik bir şeyler çalabilir misin?
Do me a favor and make some noise for Miss Prissy!
Bana bir iyilik yapın ve Bayan Titiz için de biraz gürültü yapın!
So why don't you do yourself a favor, and don't fucking go there with me.
Onun için kendine bir iyilik yap ve benimle oraya gelme.
Could you do me a favor and send this picture to my phone?
O resmi benim telefona gönderebilir misin?
Superstar, do me a favor. Take this to the cellar and bring a bottle of Taittinger.
Süper star, bunu mahzene götür ve güzel bir şişe Taittinger getir.
Can't you do me a favor and tell him to go home?
Bana bir iyilik yapsan da onu evine göndersen?
So do me a favor and leave.
Bana bir iyilik yap ve git.
Hey, uh... do me a favor... forget this address, forget about all of us, and i'll forget you drove off with my wife in the middle of the night.
Bana bir iyilik yap bu adresi unut, hepimizi unut ve ben de senin, gecenin bir yarısı karımla birlikte gitmenizi unutacağım. İyi şanslar, Lil.
Well, then, do me a favor : tell me Bones is wrong and confess to a murder.
Peki, o zaman bana bir iyilik yap : bana Bones'un hatalı olduğunu söyle ve cinayeti itiraf et.
Sara, do me a favor and open the window, please.
Sara, bana bir iyilik yapıp pencereyi açar mısın, lütfen?