And for what it's worth translate Turkish
208 parallel translation
It's worth what you'd like to get for it, and he's a rich man.
Almak istediğinize değer bir miktardır. Ve o zengin bir adamdır.
What's it worth it to you for me to... keep my mouth shut and just... fade away?
Çenemi kapalı tutup sessizce ortadan kaybolmamın gözünde ne kadar değeri var?
Mr. Parrish, for what it's worth to remind you... My dad and mother helped you that first winter you came out here.
Bay Parrish, size şunu hatırlatmam gerekir... buraya geldiğiniz ilk kış annemle babam size yardım etmişti.
But when she fights you, and for what it's worth I'm going to be on her side.
Ama seninle mücadelesinde, ne kadar yararlı olur bilmem,... onun tarafında yer alacağım.
I can offer only one small piece of advice, for what it's worth. Use every scrap of knowledge and logic you have to save the ship.
İşe yaraması umuduyla bir tavsiye vereceksem, gemiyi kurtarmak için tüm bilgi ve mantığını kullan.
It's just something you hear, and nothing you can prove... but for what it's worth, it seems that hotel bungalow... was supposedly the H.Q. Of that rather spooky brigade of midnight minions... we used to call "Howard's secret police."
Duyduğun ama asla kanıtlayamayacağın bir şeyler... Neden önemli olduğuna gelirsek, öyle anlaşılıyor ki bu, tek katlı otel "Howard'ın gizli polisleri" dedikleri hafiye kılıklı gece devriyelerinin... genel merkeziymiş. "
And for what it's worth I like your songs.
Belki önemli değil ama şarkılarınızı seviyorum.
For what it's worth, Ming's got Dale, Zarkov and Barin.
Elini çabuk tut, Dale, Zarkov ve Barin, Ming'in elinde.
Maxwell, for what it's worth to you, I don't think the old magic is there between Ariel and myself anymore.
Maxwell, belki senin için bir şey ifade eder. Ariel'la aramdaki büyü bozuldu.
Kind and generous and... And for what it's worth, know that someone far away is thinking of you.
Nazik, cömert ve bu yüzden uzaktaki birinin seni düşündüğünü bil.
Look, Sasha, I'm not the same person you remember. And for what it's worth, I'm sorry.
Sasha bak, ben senin tanıdığın kişi değilim, ayrıca her ne yaptıysam, özür dilerim.
And, for what it's worth, I really miss you.
Ve eğer değeri varsa seni çok özlüyorum.
And for what it's worth, I think he loves me, as well.
Bence o da beni babasıymışım gibi seviyor.
I'm not. For what it's worth, I believe you're a very sensitive woman, and I believe that people have taken advantage of you in the past.
Önemli mi bilmem ama hassas bir kadinsin ve geçmişte insanlar seni kullanmış.
And for what it's worth, Arthur, I think you're a little out of line.
Lafımın değeri olur mu bilemem ama bence haddini biraz aşmışsın, Arthur.
And anyway, for what it's worth I'm grading you on the effort, not the result.
Bilmen için söylüyorum sana sonuça göre değil, çabalarına göre not vereceğim.
And for what it's worth, the guy also had a fever.
Bir önemi var mı bilmem ama adamın ateşi de varmış.
- My daughter misinformed you. Green, for what it's worth people misinterpreted you and this situation. - Mr.
Üzgünüm ama kızım sizi yanlış bilgilendirmiş.
General, for what it's worth, Anise and I are sorry.
General, Anise ve ben üzgünüz.
For what it's worth, I believe you didn't do those things. And I think I know why they think you did.
O suçları işlemediğini ve neden seni suçladıklarını biliyorum.
For what it's worth, he tried to warn me about the rebellion, and by the time I listened, it was too late.
Bir önemi var mı bilmiyorum ama beni isyan hakkında uyarmaya çalıştı. Ne yazık ki dinlediğim zaman çok geç olmuştu.
Joey just so you know for whatever it's worth, and I don't know what that is, but I just didn't....
Joey senin için önemi var mı bilmiyorum ama, bilesin diye söylüyorum. Onunla aramızdaki her ne ise planladığım bir şey değildi.
And for what it's worth, I've met your mom, and you're nothing like her.
Senin için ne ifade eder bilmiyorum ama annenle tanıştım ve ona benzemiyorsun.
Professor May, I just wanted to say that although I have hardly any experience as a teaching assistant... um, actually, zero experience... um, I'm incredibly enthusiastic and hard-working, and, for what it's worth, I think I'd do a great job.
Profesör May, söylemek istediğim hoca asistanlığında pek tecrübem olmasa da aslında hiç tecrübem yok son derece hevesli, çok çalışkanımdır ve eğer sizin için bir anlamı varsa, bence çok iyi bir iş çıkartacağım.
I'm not arguing, and for what it's worth that's what this guy that first found Mulder told me.
Mulder'ı ilk bulan adamın söylediği şey bu.
And for what it's worth, neither do I.
Bir önemi varsa, ben de.
And for what it's worth, I was gonna stop seeing her after tonight.
Ve bu nedenle de, bu akşamdan sonra onu görmeyecektim.
Angel if there's a woman out there who you find truly attractive who you think about, let's say, most of the time who represents even part of what you think makes the world worth fighting for and who doesn't view you as an entirely sexless shoulder to lean on you have to do something about it.
Angel, gerçekten çekici bulduğun çoğu zaman düşündüğün dünyayı savaşmaya değer hale getiren şeylerin en azından bir parçasını temsil eden ve seni sadece yaslanacak bir omuz olarak görmeyen bir kadın varsa bu konuda bir şeyler yapmalısın.
And for what it's worth, George Michael, you cannot let people get away with that.
Her ne pahasına olursa olsun, bunu yapanların yanına kar bırakmamalısın.
And for what it's worth... I would seriously consider prayer.
Ve bir önemi varsa cidden duayı düşünürdüm.
And for what it's worth, seven months from now, you'll have my vote.
Ve bu yüzden yedi ay sonra benim oyumu alacaksın.
The photo tech said it was from composition and aperture stop, for what it's worth.
Teknisyen, kompozisyon ve f değeri sayesinde olduğunu söyledi. Artık ne demekse.
And for what it's worth, yes, I do trust you.
Ve buna değer ne için, Evet, sana güveniyorum yapmak.
And, um, for what it's worth...
Sonuç ne olursa olsun...
Oh forget it... this give and take of hearts takes a lot of heart... and doing it so boldly for the world to see... it's a woman's art you see ln this winning and losing of hearts what are men worth?
Oh neyse unut bunu bu kız birçok kişiye kalbini verir ve birçok kalbi çalar... hem de çok ve bunu bütün dünya görsün diye çok bariz bir şekilde yapar... Bu bir kadının sanatıdır görüyorsun. Bu kalpleri kazanma ve kaybetme sırasında erkeklerin değeri nedir?
And I think, for what it's worth,
ve bence, nedeni ne olursa olsun,
For what it's worth, I already began taking down the cameras and I will finish taking down the rest of them today.
Eğer bir kıymeti olacaksa, kameraları sökmeye bügün başlamıştım ve bugün hepsini indirmiş olacağım.
And for what it's worth, if you ever see her, uh, they're real. Whoa.
Ve bunu kesinlikle hakediyor.Onu bir görmelisin.
And for what it's worth, I feel you'll be living a long time.
Oteldeki odanda mı? Bana söylemek istediğin birşey var mı?
You know, for what it's worth, Julia, you and Sean have got to be two of the classiest people I know.
Sen değerli olanın kıymetini bilirsin, Julia, Sen ve Sean, benim tanıdığım en klas insanlar oldunuz.
Look, for what it's worth, I understand how you felt and why you took the position you did.
Ne düşündüğünüzü ve bunu neden yaptığınızı anlıyorum.
And that's why it's worth much more... than what you're offering to pay for it.
Senin teklif ettiğinden çok daha değerli olmasının sebebi de bu zaten.
For what it's worth, over the years, I've known a few men who've sat on that chair, and as the day gets near, all you can really do is pray it goes quick.
Neye deger ki, bu kadar yildir, bu sandalyeye oturan birkaç adam tanidim, ve idam günü yaklastikça, yapabilecegin tek sey çabuk olmasi için dua etmek.
Some people would think for what it's worth to fix it and make the shit work right, you might as well dump them and get another.
İnsanlar bunları tamir ettirip... çalışır hale getirmek yerine.. "eskiyi çöpe atıp, yenisini almak en iyisi" diye düşünüyor.
And for what it's worth, I'm not enjoying this conversation.
Sana bir şey ifade eder mi bilmem ama bu sohbetten hoşlanmadım.
And for what it's worth, I think the fact that Mr. Watt sent a junior partner in his stead speaks more to his opinion of your case than it does his opinion of me.
Bence Bay Watt'in yerine mahdut ortağı göndermesi benimle ilgili fikirlerinden çok, dava hakkındaki fikirlerini ortaya koyuyor.
And I'm really sorry for any pain or embarrassment or hurt that it might cause you, but for what it's worth, I really did think that those un-retouched photos were beautiful.
Bunun neden olabileceği acı, utanç ya da yara için çok üzgünüm, ama ne olursa olsun bence düzeltilmemiş fotoğraflar çok güzeldi.
And for what it's worth, I haven't slept with her... yet.
Ve ne olursa olsun, henüz onunla sevişmedim.
And for what it's worth, I don't like what it's turned you into either.
Ve daha kötüsü seni getirdiği durumdan da hoşlanmıyorum.
And for what it's worth, I think you're a good man.
Ve bunu önemsemesen de, senin iyi biri olduğunu düşünüyorum.
And for what it's worth, I am no lackey of the Sheriff.
Ne yararı var? Ben Şerif'in yalakası değilim.