And how do you know that translate Turkish
499 parallel translation
And how do you know that?
- Nereden biliyorsun? - Ha?
And how do you know that it doesn't?
Bunu nereden çıkardın?
And how do you know that I'll kill him for you?
Peki, onu senin için öldüreceğimi nereden biliyorsun?
And how do you know that, Watson?
ve bunu nasıl biliyorsun Watson?
- And how do you know that?
- Bunları nasıl biliyorsunuz?
- And how do you know that?
- Peki bunu nereden biliyorsun?
And how do you know that?
Nereden biliyorsunuz peki?
And how do you know that?
Nereden biliyorsun?
I know how you feel. And there's nothing I can say or do to help you, except that well, I wish it wish could have been me instead of Frankie.
Neler çektiğinin farkındayım ve acını hafifletmek için ne yapabilirim, ne söyleyebilirim bilmiyorum.
And do you know how fast that train was going... at the point where the body was found?
Cesedin bulunduğu yerde trenin ne hızda gittiğini biliyor musun?
You may never know why everything happened... but now you do know how and where it started, and that does matter.
Önemli olan da bu.
We know that the purpose of the loan... And how do you pay for..., is normal, no?
Parayı niçin ödünç verdiğimizi ve nasıl geri ödeyeceğinizi bilmemiz gerekiyor, bu formalite sayılmaz, değil mi?
And that job my brother wrote about, how do you know that wasn't for Fabian?
Kardeşimin bahsettiği işe gelince... belki de Fabian'ın işiydi.
Do you think that, do you, Cliff? Do you know how many years I spent planning and fixing this business?
Bu işi planlayıp yoluna sokmak için kaç yılımı verdiğimi biliyor musun?
And do you know how that was done?
Bunun nasıl olduğunu biliyor musun?
And just how do you know that?
Ve nasıl biliyor musunuz?
How do I know that you are sincere and that you're not acting?
Rol yaptığını veya samimi olduğunu nasıl bilebilirim?
How do you know that it's 2 fts and 97 pennies?
2,97 Forint olduğunu nereden biliyorsun?
Mr. Grauber I don't care how you do it I wanna know where that thing is and what..
- Bay Grauber, nasıl yaparsınız umurumda değil ama o şeyin nerede olduğunu bilmek istiyorum.
People don't know, they don't know how to live and they don't know what to do and they think that if they can come here they can find out. You know, what it is or how to maintain with it.
İnsanların buraya ne düşünüp neden geldiklerini, ve sonunda ne elde ettiklerini, anlarsın işte,... nasıl hazmedeceklerini düşünebiliyor musun?
You know as well as I do their brain system is not developed in either the vocal or abstract-thinking area. Yes, sir, but they do have the power of speech, and it is for you gentlemen to assess how far that power can be exercised intelligently.
Evet, efendim ; fakat bunlar konuşma yeteneğine sahipler ve bu yeteneklerinin ne kadar zekice kullanıldığını ölçmek siz beylere düşüyor.
Because she was of those souls that do not show any sign, but those it is necessary to question patiently... and you must know how to look on them.
Çünkü o varlığını belli etmeyen kimselerdendi, ama onu anlamak için sabırla sorgulamak gerekir.. ve ona nasıl bakacağınızı bilmeniz gerekir.
You realize the only thing I know how to do is fly, and a duck can do that :
Bildiğim tek şeyin, nasıl uçulacağı olduğunun farkındasın, ve bunu bir ördek de yapabilir.
You know, I know I fouled up that typing test but I do know how to work a manual and if you get any calls for a manual typist I'd appreciate it, you know?
Daktilo sınavını berbat ettiğimi biliyorum ama elimle iyi iş yaparım. El işi gerektiren bir pozisyon olursa buna memnun olurum, anlıyor musun?
You know, Crockett, I've been doing some thinking about that possible leak, and, uh, well, how well do you know this Lieutenant Rodriguez?
Biliyor musun, Crockett, şu bölümdeki sızıntı olayı biraz kafamı kurcaladı... Şu Teğmen Rodriguez'i ne kadar iyi tanırsın?
Is that all you Italians know how to do, scream and hit?
Siz İtalyanların yapmayı bildiği tek şey bağırmak ve vurmak mı?
How is it that you and Daulton... I mean, where do you know him from?
Sen ve Daulton nasıl beraber- - Yani nereden tanıyorsun onu?
And unlike dicks, sometimes do the weirdest things. How would you like all your friends here to know that you wear a bra on your heads? Look, we're very sorry.
Bazen sevilmeyen aptallarda acayip şeyler yapabilir.
Because they go out there, they see what's available, you know, those fat, bald-headed little twerps that have no idea how lucky they are that they can't get a woman, and they come crawling back to you, thankful, knowing that there's no way they can do better than us.
Çünkü dışarı çıkarlar boşta olanları görürler şişman, kel kısa herifler bir kadını elde edemedikleri için ne kadar şanslı olduklarını bilmezler ve sürünerek minnetle sana geri gelirler o heriflerin bizden asla daha iyi olmayacaklarını bilerek.
I know how happy you are and I wouldn't do anything in the world to get in the way of that happiness.
Çok mutlusun, biliyorum. Bu mutluluğu bozmamak için her şeyi yaparım.
I DON'T KNOW HOW AND NEITHER DO YOU, AND THAT'S WHY YOU DO IT SO BADLY.
- Bunu biliyorum, ve seni tanıyamıyorum. İşleri kötüye götürdün.
Do you know how sick and twisted that is, Mom?
Bunun ne kadar sapık ve iğrenç olduğunu biliyor musun anne?
And even if this one fits... and I'm not saying that it does... how do you know it's the right one when you haven't tried any others on?
Bu kafana uysa bile uyduğunu da söylemiyorum ama ötekileri denemeden doğru olan olduğunu nasıl bilirsin?
- Hey, man. Me and the minimum-wage brothers in the mailroom wanna know how long do you think it'll take you to bone that new executrix.
Ben ve posta odasinda asgari ücret alan kardeslerim su yeni yöneticiyle yataga girmen ne kadar sürer diye merak ediyoruz.
And now that you know how it's done... don't do it.
ve işte bu işlerin nasıl yapıldığını öğrendiniz... sakın yapmayın.
And you know how we're gonna do that?
Ve bunu nasıl yapacağız biliyor musunuz?
I want you to know that it took a lot of guts to come out how you did and that you've inspired me to do the same even though that may mean a discharge from the service.
Şunu bilmenizi isterim ki, yaptığınız şey gerçekten çok.. .. cesurcaydı ve mesleğimden kovulmama sebep olsa bile.. .. aynı itirafı yapma konusunda bana ilham verdiniz.
How do I know you ain't killed that other boy and just took over yourself?
Öbür çocuğu öldürüp yerine geçmediğini nereden bileceğim?
And I can't do that until I know how you feel.
Ve nasıl hissettiğini bilmeden bunu yapamam.
And what I would like to know is how does a person who has virtually nothing to do with the big salad claim responsibility for that salad and accept a thank-you under false pretences?
Ve benim de bilmek istediğim nasıl birisinin büyük salata ile hiçbir ilgisi olmayıp da salata için teşekkürleri sahte bir görünüş altında kabul ettiğidir?
Listen... there's nothing harder than knowing that the person you love is unhappy. And I know how important it is to do something about it.
Dinle, sevdiğin insanın mutsuz olduğunu bilmekten daha kötü bir şey yoktur, bununla ilgili bir şeyler yapmanın ne kadar önemli olduğunu da biliyorum.
And before that, how do I know you won't run off?
Peki ya daha önce beni terk edip gidersen?
How do I know that when I help you get your boy back, you're not going to go back to smoking rock and leave him again?
Yeniden esrar çekip çocuğunu atmayacağını nereden bileyim?
And you know how to do that just like your dad.
Tıpkı baban gibi bu işi çok iyi biliyorsun.
And you do manage to create the illusion that you actually know how to sing.
Ve yanılsama yaratmak için yönetirim o aslında şarkı için biliyorum.
And how do you know about that?
Ve bunu nasıl biliyorsun?
You know how to organize a resistance cell you're an expert in terrorist tactics you have close ties with Bajoran and Federation officials and besides all that, it would give you a chance to do what you were meant to do.
Direniş örgütü kurmayı biliyorsun. Terör taktikleri konusunda uzmansın. Bajor ve Federasyon yetkilileriyle yakın bağların var.
How many folktales do you know that could eat a Boy Scout leader and a biologist?
Bir izci ve biyolog öldüren kaç tane efsane biliyorsun?
- And you know how to do that, right?
- Nasıl yapılacağını biliyor musun?
Do you know how much saturated fat, cholesterol and sodium are in that?
Onda ne kadar yağ ve kolesterol var, biliyor musun?
And how do these people who talk know where you are so that they can talk about you?
Peki konuşan o insanlar, yerini nereden bilecekler ki, senin hakkında konuşsunlar?