And i'm done translate Turkish
5,298 parallel translation
You said you wanted to do something for me for everything I've done for you, so I hacked into your PayPal account, got access to your credit card, and bought myself this.
Senin için yaptıklarım için birşey yapmayı istemiştin. Ben de paypal hesabına girdim, kredi kartına eriştim, ve bunu kendime aldım.
I stopped talking to him, and I thought it was over, but when I saw the second body, the autopsied man, I realized that my stalker was the killer and that he'd done it using my tools.
Onunla konuşmayı bıraktım ve bu işin bittiğini düşündüm ama ikinci cesedi, otopsi edilen adamı görünce katilin o olduğunu ve benim aletlerimi kullandığını anladım.
And when we finally lock them up... well, I've been fantasizing about calling my partner to give him the good news, and then finally relaxing with a stiff drink... knowing I've done my job.
En sonunda onarı parmaklıklar ardına attığımızda hayalimde hep ortağımı arayıp, ona iyi haberleri vermek ve işimi bitirmenin rahatlığıyla sek içkimi yudumlamak var.
I sometimes go down there, and when they tell me I'm done, I leave.
Ben de bazen oraya giderim ve bana işimin bittiğini söylediklerinde çıkarım.
If your eyes and tears are black, then I've done it.
Gözlerin ve göz yaşların siyahsa başardım demektir.
This is awkward, and under normal circumstances, I'd love to have you, but I've done a head count and it turns out if you stay... there aren't gonna be enough yams.
Bu biraz garip, ve normal koşullarda, Senin kalmanı çok isterim, ama burada ki herkesi saydım ve açıkçası eğer kalırsan... Herkese yetecek tatlı patates kalmayacak.
I'm going with Tom because George would just want to talk about politics all the time and Tom seems like he would quietly get the job done.
Ben Tom'ı seçerdim çünkü George sürekli politikadan bahsetmek isterken Tom usulca işini halledip gider gibi görünüyor.
Fine, I actually have done some research in this area and I can come over and help you.
Öyle olsun, bu alan ile ilgili bir araştırmam var. Bir ara sana uğrarım, hallederiz.
I promised I'd find her a cure and what have I done?
Ona çare bulacağıma söz verdim ve ben ne yaptım... hiçbir şey...
'Hammond and I had also raised our cars'ride height,'which is more than James had done.'
Hammond ve ben aynı zamanda arabalarımızı biraz daha yükseltmiştik. Ki bu James'in yaptığından çok daha fazlaydı.
- And I'll apologize to her tonight... when I'm done banging her.
- Yok, sorun değil. - Bu akşam ona çakmayı bitirdiğimde özür dileyeceğim.
Listen, guys, I've done a lot of bad things to Jordan before and I don't want to get caught.
Jordan'a daha önce bir sürü kötülük yaptım ve yakalanmak istemiyorum.
And I did something that I shouldn't have done.
Ve yapmamam gereken bir şey yaptım.
I'm going to verify that the interview was done accurately and without any issues.
Röportajdaki konuşmaları doğru ve atlamadan verip vermediğini onaylayacağım.
But the truth is I've done a list for living And a list for...
İşin açıkçası bir yaşama sebeplerim için bir de diğer şey için liste yapmıştım.
How did I get here, what have I done, and why...
Buraya nasıl geldim, ne yaptım, ve neden...
I would, while it was smiling in my face, have plucked my nipple from his boneless gums and dashed the brains out had I so sworn, as you have done, to this.
Ancak yüzüme gülümsüyorken kemiksiz dişetlerinden mememi çekip alır da parçalayıp dağıtırdım beynini. Yemin etmiş olsaydım şayet bu iş için senin yaptığın gibi.
I'm all for mixing business with pleasure, but I knew if this business got done and done right, there would be more pleasure than any of us could handle without a spotter.
İş ile zevki karıştırmaya varım,... ama bu işin tamamlandığından emin olduğumda,... hepimiz için başa çıkabileceğimizden daha fazla zevk olacaktı.
All that I've done, I've done for him, and you.
Yaptığım her şeyi senin ve onun için yaptım.
And I'm done down here.
Benim de tüm işim bitti.
But the means justifying the ends, and the nasty, terrible things that I've done, I have done for people like you.
Ama sonuca ulaşmak için her şey mubah deyip yaptığım tüm ahlaksızca ve kötü şeyleri sizin gibiler için yaptım.
God, all I've done is write forewords for books for the last four and a half years.
Dört buçuk seneden beri bunları kitapların önsözlerine yazardım.
I told you I'm done working for you and your employers.
Dediğim gibi, senin ve işverenlerin için çalışmayı bıraktım.
No. As a matter of fact, when we're done here, I'll probably go out and buy some more.
Aslında burada işimiz bittiğinde muhtemelen biraz daha alacağım.
- And I'm proud o'what I done.
- Yaptığımla gurur duyuyorum.
I shall try and atone for the bad things that I have done
Yaptığım kötü şeylerin bedelini ödemeliyim. Neyle?
I know I shouldn't have done it, but I did and I'm sorry.
Yapmamam gerektiğini biliyorum ama yaptım, özür dilerim.
Nothing. And when we're done, I'm out of a job.
Ve işimiz bittiğinde... ben işsiz kalacağım.
This has been one of the most innovative movies I have ever done and I told this guy right here, when I first met him at the airport...
Hayatımda yaptığım en yenilikçi filmlerden birisiydi. Buradaki adamla hava alanında tanıştığımda dedim ki...
I'm done with the road trips and the corkboard.
Yolculuklarında ve panonda artık yardımcı olamam.
And when it's done, and it will be done, you and I are gonna meet back here at this restaurant, at this same table that I used to share with my boy, and I'm gonna look you in the eyes, just like you're looking me in the eyes right now, and I'm gonna see how empty they are without your son in the world.
Bu iş bittiğinde ve bitecek de seninle bu restoranda yeniden buluşacağız bu masada benim oğlumu konuştuğun gibi tıpkı şu an gözlerime baktığın gibi ben de senin gözlerine bakarak oğlun olmadan dünyanın ne kadar boş olduğunu göreceğim.
And I've done very little to earn that.
Oysa bunu hak edecek pek bir şey yapmadım.
I've done a bunch of pieces on emerging tech, and I tend to be my editors go-to on all things robotic.
Gelişen teknolojiyle bir takım şeyler yaptım ve editörlerimi robotlarla ilgili çalışmalara yönlendirdim.
I wanted to ask you a thousand things and all I've done is talked.
Sana binlerce şey sormak istiyordum ama tek yaptığım konuşmak.
Left or right will move the head, but we have done 90 % You make contact, I arrive and deposit in my pocket, okay?
Sol ceptemi veya sağda mı başımı eğerek belirtecem ama % 90 nı arka cepte.Sen calıyorsun bende kutuya atıyorum tamamı, anlaşıldımı?
Some of the girls were passing them around in the dressing room and I've never done drugs before, so...
Soyunma odasında elden ele geçiriyorlardı - ve ben de daha önce hiç kullanmamıştım...
Now I'm done with the bathroom, and I haven't wrung the mop once.
Banyoyla işim bitti ama daha bir kere bile sıkmadım.
And when I'm done, it will be as if neither you nor any generation before had ever existed.
Ve işim bittiğinde, sen yada senin jenerasyonun.. .. hiç varolmamış gibi olacak.
As an Alpinist, Meru is the culmination of all I've done... and all I've wanted to do is this peak and this climb.
Bir Alpinist olarak Meru yaptığım tüm doruk noktasıdır... ve ben yapmak istediğim bu zirve ve bu tırmanış.
I went to Antarctica with both Alex and Conrad in'97... in one of the best trips I've ever done, and they were in rare form.
Ben 97'de Alex ve Conrad hem Antarktika gitti... iyi yolculuklar biri şimdiye kadar yaptığım, onlar nadir şeklinde idi.
I'm sure what you have is awesome and I think she would really benefit if you just got it done and gave it to her.
Elindekinin harika olduğuna eminim ve eğer filmi bitirip ona verirsen onun için epey yararlı olacağını sanıyorum.
I'm just gonna think about all the things that I've ever done and all the things I haven't done and just regret the living shit out of it. Okay?
Yaptığım ve yapmadığım bütün her şeyi düşüneceğim ve pişman olmaktan helak olacağım.
And as soon as I'm done fucking myself, I'd like to take your case, Ted.
Ve kendimi becermem bitince de senin davana bakacağım, Ted.
I mean, I think we need to be constructive and I know what I've done is really stupid and I know it hurts you a lot.
Yani, Sanırım yapıcı olmalıyız ve yaptığımın aptalca bir şey olduğunu biliyorum ve canını yaktığını biliyorum.
Okay, I've done something terrible, and I'm not talking about crop-dusting Chloe and Beca right now.
Peki, korkunç bir şey yaptım ve şu an Chloe'yla Beca'ya saldığımdan bahsetmiyorum.
And I want my cut hidden at the flop as arranged, otherwise... Done!
- Ve payımın, ayarlandığı gibi yatakta saklanmasını istiyorum, yoksa...
I've always had contempt for silly girls dazzled by flattery in a scarlet uniform and... and now I've done what I swore I would never do.
Kırmızı bir üniformanın gösterişinden gözleri kamaşmış aptal kızları her zaman küçümserdim ve asla yapmayacağıma yemin ettiğim şeyi şimdi bizzat yaptım.
My dad died when I was little and I've done just fine without one.
Babam, ben küçükken öldü. Onsuz da gayet iyi yaşadım.
And then after I'm done destroying you, I'll take a picture of what's left... of your body, and I'm gonna text it to your mother.
Seni mahvettikten sonra da vücudundan kalanların resmini çekip anne mesaj atarım.
And I was done at, like, three holes, and I let it go.
Üç delik olduğunda tamam deyip bıraktım.
- [Walser] I think Bob was rightfully disappointed in the condition of the a-car and said, "Something has gotta be done about this."
Sanırım Bob haklı olarak orijinal arabanın durumu yüzünden hayal kırıklığına uğramıştı. Ve "Bu konuda bir şey yapılmalı" dedi.
and i'm proud of you 44
and i'm grateful 35
and i'm starving 33
and i'm not gonna lie 17
and i'm very sorry 29
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm 661
and i'm really sorry 62
and i'm glad 37
and i'm grateful 35
and i'm starving 33
and i'm not gonna lie 17
and i'm very sorry 29
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm 661
and i'm really sorry 62
and i'm glad 37