And i'm not going anywhere translate Turkish
190 parallel translation
I'm not going, and they're not putting me anywhere.
Gitmeyeceğim, beni de tuzağa düşüremeyecekler.
Now I'd better drop you off and get Fat Sam's car back, or else I'm not going anywhere.
Şimdi seni bırakayım ve otomobilini Şişko Sam'e geri vereyim.
I'm the store manager, and you're not going anywhere.
Ben burada müdürüm ve hiçbir yere gitmiyorsun.
I'm not going anywhere till I know who you are and what's going on.
Kim olduğunuzu ve neler döndüğünü öğrenene kadar hiçbir yere gitmiyorum.
And I'm not going anywhere.
Ve hiçbir yere gitmiyorum.
I'm back, and I'm not going anywhere.
Döndüm, ve hiçbir yere gitmiyorum.
There's a gun pointed at the lady's head right now, so you call Washington and you tell them we're holding your people prisoner and they're not going anywhere until I personally talk to J. Edgar Hoover.
Şu anda bayanın başına doğrultulmuş bir silah var. [br ] O nedenle hemen Washington'u ara ve onlara adamlarını esir [ br ] aldığımızı söyle ve adamların ben J.Edgar Hoover ile konuşana kadar [ br] hiç bir yere gitmeyecek.
But I'm the only one who can pilot this vessel and we're not going anywhere till someone goes up on that roof.
Ama bu aracı yönlendirebilecek tek kişi benim ve birisi çatıya çıkana dek bir yere gitmiyoruz.
Kathryn Janeway, and I'm not going anywhere until you've lowered your weapons.
Kathryn Janeway, ve bir yere gitmiyorum Siz silahlarınızı indirene dek.
And you can't fire me because I'm not going anywhere and I won't be fired.
Ve beim kocamazsın çünkü hiçbir yere gitmeyeceğim ve kovulmayacağım.
You're not crazy. And I'm not going anywhere.
Sen deli değilsin ben de bir yere gitmiyorum.
I'm not going anywhere. And I'm beginning to love you too.
Hiçbir yere gitmiyorum ve ben de seni sevmeye başladım.
The only person who can officially resign the post of captain is the captain, and I'm not going anywhere.
Yapabileceğiniz tek şey resmen kaptanı takımdan çıkarmaktır. - Ve ben bir yere gitmiyorum.
I'm not going anywhere near folks like Rahul and Anita
ben o insanların yakınında olmak istemiyorum.
Without my agent paying for my headshots and my demos I'm not going anywhere.
Menajerim, fotoğraflarımın ve demolarımın parasını ödemezse bir yerlere gelemem. Oyuncu da olamam.
And I'm not going anywhere.
Ve hiç bir yere gitmiyorum.
And I'm not going anywhere.
Ben bir yere gitmiyorum.
And you know don't worry, I'm not going anywhere while you've got my balls in your pocket, Lily.
Ve biliyor musun merak etmene gerek yok, hiçbir yere gitmiyorum beni köşeye sıkıştırdın, Lily.
And I'm not going anywhere unless...
Ve hiçbir yere gitmeyeceğim ta ki...
I'm not going anywhere, and you know it.
Sen de biliyorsun ki hiçbir yere gitmiyorum.
And stop trying to be my daddy's little girl, because I'm not going anywhere.
Ve babamın küçük kızı rolünü bırak Çünkü hiçbiryere gitmiyorum.
It's over Enzo I'm leaving you forever and I'm taking Dino with me! Dino is not going anywhere.
Sen nereye istersen git... ama Dino benimle kalıyor.
It's who I am, and it's my home I'm not going anywhere
Ben buyum, ve bu da benim yuvam. Hiçbir yere gitmiyorum.
Look, you better figure out how much you hate me... and how you're gonna deal with that...'cause I'm not going anywhere.
Benden ne kadar nefret ettiğini ve bununla nasıl uğraşacağını düşünsen iyi olur çünkü bir yere gitmiyorum.
It's where I belong, and I'm not going anywhere.
Buraya aidim ve hiçbir yere gitmiyorum.
And... I'm not going anywhere.
Ve ben hiçbir yere gitmiyorum.
- Let's go somewhere and figure this out. - I'm not going anywhere.
- Haydi bir yerlere gidip buna bir çözüm bulalım.
Darnelle, I know you be dippin'in my closet and I'm not going anywhere until...
Darnelle, dolabımı karıştırdığını biliyorum. Hiçbir yere gitmi...
I'm here and I'm not going anywhere.
Ben buradayım ve hiçbir yere gitmiyorum.
Now, you go ahead and talk amongst yourselves. I'm not going anywhere.
Şimdi devam edin ve kendinizi arasında konuşmak.
Yeah, and I'm not going anywhere ever again.
Evet, bir daha da hiçbir yere gitmiyorum.
I'm here, and I'm not going anywhere!
Buradayım ve bir yere gitmiyorum.
I'm not going anywhere, Luthor, until you give me that stone and you convince me that you didn't take it.
O taşı bana verinceye veya almadığına beni ikna edene kadar gitmeyeceğim.
But I'm here now. And I'm not going anywhere until I know you're all right.
Ama şimdi buradayım ve seni iyileştirinceye kadar hiçbir yere gitmeyeceğim.
Now I am here and I am not going anywhere.
Şimdi buradayım.Hiçbiryere gitmiyorum.
I'm home now, and I'm not going anywhere.
Artık evdeyim ve hiçbir yere gitmiyorum.
And I promise you, I'm not going anywhere.
Hiçbir yere gitmeyeceğime söz veriyorum.
I'm not going anywhere, and that's a promise.
Hiçbir yere gitmeyeceğim, söz veriyorum.
Okay, well, I'm not going anywhere, and you know what?
tamam, ben hiçbir yere gitmiyorum.
And if you come with me, I might finally be able to redeem myself. I'm not going anywhere.
Eğer benimle gelirseniz sonunda bu günahlarımdan kurtulabilirim.
I'm not going anywhere till I get a Red Delicious and a banana.
Kırmızı lezzetli elmadan ve muzdan almadan hiç bir yere gitmiyorum.
And I'm not going anywhere.
Hiç bir yere gitmiyorum.
And I'm not going anywhere.
Ve ben hiçbir yere gitmiyorum.
But I'm here now. And I'm not going anywhere.
Fakat, artık buradayım ve hiç bir yere gitmiyorum.
I'm not... going anywhere, and I don't think you are either.
Ben hiç bir yere kaçmıyorum. görünüşe göre sende bir yere kaçmıyorsun.
I'm not going to get anywhere with her. She's got this weird policy. She'll mack with anyone, but the second you try and take it further, she throws the brakes on.
Onunla sonunu getiremeyeceğim, tuhaf bir prensibi var, herkesle öpüşüyor ama daha ileri gitmeye kalktığın an, frenlere asılıyor.
Listen, if I don't see pictures of LJ and Sara by 2 : 30 this afternoon, I'm not going anywhere. Prison Break Season 03 Episode 06 "Photo Finish"
Eğer saat 2 : 30'a kadar LJ ve Sara'nın resimlerini göremezsem hiçbir yere gitmiyorum.
No, Monica, I'm not going anywhere, and you know why?
Hayır, Monica, hiçbir yere gittiğim yok. Neden biliyor musun?
But I'm beginning to wonder. And until I find out, you're not going anywhere.
Hayır, fakat sanırım tahmin edebiliyorum ve ben, kesin olarak öğrenene kadar sen hiç bir yere gitmiyorsun.
And I'm not going anywhere.
Hiçbir yere gitmeyeceğim.
And I'm not going anywhere for Christmas.
Ve Noel için hiçbir yere gitmiyorum.