English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And i don't like it

And i don't like it translate Turkish

2,078 parallel translation
And you can call it self-loathing, Carlos, but I just... don't want my kids to ever know I lived like that.
Buna kendinden nefret etmek diyebilirsin Carlos ben yalnızca çocuklarımın, böyle yaşamış olduğumu bilmelerini istemiyorum.
He's planning something big, and I don't like it.
Büyük bir şey planlıyor ve ben bundan hoşlanmıyorum.
- Yes I have, and I don't like it.
- Evet, düşündüm ama beğenmedim.
You and I rely on our modern civilization, but there are plenty of people who don't like it, for a variety of reasons, religion, politics, or maybe fear about our future.
Gençliğimi Mississippi Deltası'nda geçirirken, geceleri ailemle verandada otururdum ve birşeyler hakkında konuşurduk.
- I know you don't like it, but it's gonna be treble pay and we're gonna need the money.
- Sevmediğinizi biliyorum ama üç misli para ödeyecekler ve bizim bu paraya ihtiyacımız var.
And don't get started about how you think I'm losing it because you sound like an idiot.
Ve onu nasıl kaybettiğimi düşünmene de başlatma şimdi. Çünkü bir salak gibi görünüyorsun.
I don't know what she's saying and I don't like it.
Hanımefendi ne dedi bilmiyorum ama hiç hoşlanmadım.
And I've been trapped for so long that I don't even remember what it feels like to be free.
Öyle uzun zamandır kapana kısılmış durumdayım ki özgür olmak nasıl bir şeydi hatırlamıyorum bile.
I love cricket and you love golf, I love graffiti, you don't like it, what I love in you today, I may not like it in future,
Ben kriketi seviyorum, ve golf'üde seviyorum, ama aşkı sevmiyorum Ben bugün seni seviyorum, ama gelecekte onu beğenmeye bilirim,
I didn't like it and I still really don't like it that much.
Pek sevmemiştim, hala o kadar sevmiyorum.
I don't even remember where now, like, maybe on tv or something, that when you hear back from a college, if they send you a thick envelope, it means that you got in, and if they send you a skinny one,
Belki televizyondan falan. Dediklerine göre üniversiteden başvuruna cevap yolladıklarında zarf kalın ise kabul edildin zarf ince ise kabul edilmedin demekmiş.
Don't ever wear satin on stage'cause it wrinkles like anything, and your sweat will show right through it, I don't care how pretty the dress is.
Sahnede sakın saten giyme, buruş buruş olur ve terini olduğu gibi gösterir. Kıyafetin güzel olması umurumda olmaz.
And I think it would be a shame if we didn't, like, date or, I don't know, hang out like normal people.
Normal insanlar gibi birlikte bir randevu ya da ne bileyim takıImazsak çok yazık olur gibime geliyor. Cheryl, dinle beni.
I'm down here trying to put together a jet pack jigsaw puzzle, and I don't even know what it's supposed to look like.
Burada sırt roketi bulmacası çözmeye çalışıyorum ama nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum.
I don't like to kiss and tell, but somebody made it to eighth base.
Bu konuda konuşmayı sevmem ama birisi sekizinci aşamaya kadar çıktı.
I mean, first you tell me that you don't like the way it feels to like a boy, and then when it turns out that maybe you don't like him you get upset.
Önce gelip bir oğlandan hoşlanmaktan hoşlanmadığını söylüyorsun hoşlanmadığın ortaya çıkınca da üzülüyorsun.
And I don't know if you know what it's like to have a job.
Ve senin bir işinin olmasını bilip bilmediğini bilmiyorum.
And a heroic story attached to it like yours. I don't feel like a hero, sir.
Arkasında bir surat ve seninki gibi kahramanlık hikâyesi olduğu zaman para toplamak o kadar kolay oluyor ki.
You know, I only have one life, Angela, and I don't want to play it safe. So, now I'd really like to work.
Sadece bir hayatım var, Angela ve o hayatı sürekli frenlemek istemiyorum bu yüzden çalışmak istiyorum.
I don't know if this is her first in-flight murder, but it looks like Tiffany Chase has been using her airline job to cover travel and kill people, and split town from anywhere in the world.
Uçaktaki ilk cinayet mi bilmiyorum ama görünüşe göre Tiffany Chase havayolundaki işini, seyahatlerini gizlemek ve insanları öldürüp şehirden kaçmak için kullanıyormuş.
And this year, when I resigned my career, I don't know, it's like I gave up a lot of myself.
Bu sene kariyerimi bıraktığımda bilmiyorum ama sanki birçok şeyden vazgeçmiş gibi oldum.
Things are getting messy, and I don't like it when things get messy.
Olaylar karışmaya başlıyor, ve ben karışıklığı sevmem.
But lately it's been less ketchup-eating and more fighting, and I don't like it.
Oysa son zamanlarda daha az ketçap yiyip çoğunlukla kavga etmeye başladık. Bu hiç hoşuma gitmiyor.
I don't know if you know what that's like, But it's probably better than banging a piece of plastic, Uh, and smoking fake weed.
Nasıl olduğunu bilir misiniz, bilmiyorum ama muhtemelen bir plastik parçasına sokup çıkarmaktan ve sahte ot çekmekten iyidir.
It's like she's... pissed at me all the time, and I don't know why.
Sanki... Nedenini anlayamadığım bir şekilde bana karşı sürekli sinirli.
I do and I don't like it, But I need you at the bar, Ron.
Görüyorum ve hoşuma gitmiyor ama barda durman lazım Ron.
Like... I know that we love it, But it's really expensive, and we really don't need it,
Mesela, biliyorum hepimiz seviyoruz ama gerçekten çok pahalı ve ihtiyacımız yok o yüzden kablolu yanını iptal ettirelim.
I like boys, and I don't like it when they're mean to me, and I don't like it when they stop kissing me and start kissing my friends.
Erkeklerden hoşlanıyorum, ama benim için bir şeyler ifadeye etmeye, ve beni öpmeyip arkadaşlarımı öpmeye başladıklarında onlardan hoşlanmıyorum.
First of all, I don't talk like that, and second of all, where I'm from, it's perfectly normal for women to talk about their male friends'backsides.
Birincisi, bundan hoşlanmam, ikincisi, benim geldiğim yerde, bir kadının erkek arkadaşlarının poposu hakkında konuşması gayet normaldir.
You know, I don't know how she can spend all day dealing with kids like Max, and then just leave it all behind.
Tüm gününü Max gibi çocuklarla geçirdikten sonra her şeyi nasıl öyle geride bırakıyor anlayamıyorum.
And it's not like I don't shower. I do.
Sakın duş almadığımı sanmayın, ben de duş alıyorum.
I don't like it when you call my house late at night and ask my wife to wake me up just so you could talk about stuff we...
Gecenin bir vakti evimi arayıp da karımdan beni uyandırmasını istemenizi sevmiyorum yani sırf konuşmak için...
It's just... I like Rose, and I don't ever want to hear that something bad's happened to her kid.
Sadece, Rose'u severim ve kızına kötü bir şey olduğu haberini almak istemem.
All right, but if it's a trap and we don't come back, I get to make smart-alecky remarks when we're tied up back-to-back, like last time.
Tamam, ama bu bir tuzaksa ve geri dönemezsek en son sırt sırta bağlandığımızda ki gibi sözlerimle canını yakabilirim.
I don't even like magazines, but I brought in a book and they told me it didn't look right.
Dergileri bile sevmem ama buraya kitap getirdiğimde pek de iyi görünmediğini söylediler.
No, we don't, and I think you like it that way.
Hayır, olmadı ve bunun nedeni senin öyle istemendi.
Well, I'd like to put it in the garage and I don't have the clearance with your things there.
Ama senin eşyaların oradan kaldırılmadı.
And I don't like it.
Ve hoşuma gitmiyor.
Okay, I don't know what it was like in Atlanta, honey, but when you apply for Chief of police in Los Angeles and you don't get the job, there are big consequences.
Tamam, Atlanta'da nasıl olur bilmiyorum tatlım, ama, ama Los Angeles'ta polis şefliğine başvurursan ve işi alamazsan büyük sonuçları olur.
" That's the way I want it. Don't light me up and make me look like a goddam fag.
"Beni fazla aydınlatıp lanet bir eşcinsel gibi gösterme."
But I feel like it's leading to something else, And I don't know if you do or not,
Sen de öyle hissediyor musun bilmem ama olay başka bir boyuta kayacakmış gibi hissediyorum ve kısacası şunu söylemek istiyorum :
This is, like, the first thing I've actually finished in my entire life, and you don't even appreciate it?
Bu hayatımda bitirdiğim neredeyse ilk şey ama sen bir memnun değil misin?
Even I think it's a bad idea and I don't even like you much.
Senden pek hazzetmeme rağmen bence de kötü bir fikir.
Here's the thing, and as much as it pains me to say... I don't like casual sex.
Söyleyeceğim şey şu ; bunu söylemek çok acı olsa da kaçamak seks yapmaktan hoşlanmıyorum.
You know, usually I don't like middle-aged men watching me get down with my lady, but, uh, this time it felt right, so... nice to see you and boo-yah!
Genellikle orta yaşlı adamların, hatunumla oynaşırken beni izlemelerinden hoşlanmam, ama, bu sefer böyle olması gerekiyordu yani, seni gördüğüme sevindim.
Maybe I do like that you still need me. And that I don't need you anymore. And that I get to rub it in your face.
Belki bana hala ihtiyaç duymandan hoşlanıyorumdur ama benim sana ihtiyacım yoktur ve bunu yüzüne vurmak istiyorumdur.
Um, I'm trying to double this oatmeal-cookie recipe for Tinker, and I don't think I did it right,'cause that looks like a brick.
Yulaflı kurabiye tarifinden iki tane yapmayı deniyordum da Tinker için, ama sanırım doğru şekilde yapamadım. Çünkü tuğla gibi olmuşlar.
It's bigger than you, and it's nature, and there's a fox in my henhouse, and I don't like it.
Durum seni aştı, doğanın kanunu bu kümesimde bir tilki var ve ben bundan hoşlanmıyorum.
It's nature, and there's a fox in my henhouse, and I don't like it.
Doğanın kanunu bu, kümesimde bir tilki var ve bu durum benim hiç hoşuma gitmiyor.
I don't want you taking it up the gap,'cause I don't want you running eight yards and getting hit,'cause I'd like to go to the playoffs this year.
Gap taktiğini denemeni istemiyorum, çünkü sekiz yard koşup indirilmeni istemiyorum, çünkü bu sene şampiyonaya gitmek istiyorum.
Everyone's leaving me and I don't like it!
Herkes beni terk ediyor ve bu hiç hoşuma gitmiyor!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]