English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And it's all your fault

And it's all your fault translate Turkish

167 parallel translation
She'll hang for that you know and it's all your fault.
Onun için asılacak, biliyorsun, ve hepsi de senin hatan.
She's lost her references, and it's all your fault.
Referanslarını kaybetti, hepsi senin suçun.
Nothing is going on around here, and it's all your fault!
Hiçbir şey olmuyor ve hepsi senin hatan.
And it's all your fault!
Hepsi senin yüzünden!
But I think she's lovesick, and it's all your fault
Ama âşık oldu bence ve tüm olanlar senin hatan.
I was thinking it was your fault because you'd been left in charge, or Manuel's for not waking you, and all the time, it was my fault.
Seni görevlendirdiğim için senin... Manuel seni uyandırmadığı için onun... suçlu olduğunu düşünüyordum ama... aslında baştan beri, benim hatammış.
She came apart right in front of my eyes and it's all your fault.
Gözlerimin önünde yığılıverdi. Bütün bunlar senin hatan.
It's all your fault you came home late and we didn't have any supper.
Eve geç gelmen ve bizim akşam yemeğimizin olmaması senin suçun.
It's all your fault, and you have to bear the consequence.
Hepsi senin suçun, Burda kalıp sonuçlarına katlan
We're going to lose him, and it's all your fault.
Onu kaybedeceğiz, bunun sorumlusu da sensin.
And it's all your fault.
Hepsi senin yüzünden.
Kane found her, and it's all your fault.
Kane kızı buldu, ve bu tamamen senin suçun.
Now he's killed someone, and it's all your fault!
Birini öldürdü, ve bu senin yüzünden oldu.
AND NOW SHE HATES ME, AND IT'S ALL YOUR FAULT.
ve o şimdi benden nefret ediyor, hepsi senin suçun.
I work all day and my life stinks... and it's your goddamn fault, you old bastard.
Tüm gün çalışıyorum ve berbat bir hayatım var bunların hepsi senin suçun yaşlı piç.
But I just want to say, Maggie, on behalf of all of us, that we don't think it's your fault, and we don't believe in any curse.
Ama ben şunu söylemek istiyorum, Maggie, hepimiz adına, bunun senin suçun olmadığını düşünüyoruz ve biz lanete falan inanmıyoruz.
I wasted $ 200 on tickets. Just wasted. And it's all your fault, OK?
Biletler için dolar çöpe attim ve hepsi senin kabahatin tamam mi?
I'm feeling sick again, and it's all your fault!
Hasta hissediyorum tekrar ve tüm bunlar senin hatan!
I'm a Ferengi and my emotional state is very relevant and right now, I'm miserable and it's all your fault.
Ben Ferengiyim ve duygusal durumum çok önemli. Şu anda perişanım ve hepsi senin yüzünden.
And it's all your fault.
- Hepsi sizin suçunuz.
They're gonna move from their house in two days, and it's all your fault!
İki güne evden taşınacaklar ve tüm bunlar senin yüzünden oldu!
And it's all your fault!
Ve tüm bunlar senin hatan!
It's absurd, and it's all your uncle's fault.
Bu çok saçma. Hep amcanın kabahati.
He took my cherry is what he did, my virginity and it's all your fault!
Benden istediğini aldı. Bekaretimi. Ve bunun sorumlusu sensin!
She's cryin'over here, and it's all your fault.
Onun burada ağlaması, tamamen sizin kabahatiniz.
My people, my family, they're all dead and it's your fault!
Halkım, ailem öldü ve bu senin suçun!
Now I expect a guy to be all brave and interesting. It's your fault.
Artık cesaretli ve ilginç birini istiyorum.
And it's all your fault.
- Ve hepsi senin hatan.
If I end up old and alone, it's all your fault.
Eğer sonunda yaşlı ve yalnız biri olursam, sorumlusu sizsiniz.
I haven't felt this good in a long time. and it's all your fault. Karen.
Ne zamandır böyle hissetmedim, kepsi senin suçun, Karen.
I fell in some mud, and it's all your fault.
Çamura düştüm, ve hepsi senin yüzünden.
Now she's gonna leave, and it's all your fault.
gidiyor, ve hepsi senin yüzünden.
We're on the run from the law, totally lost... no car, no money, no clean clothes... and it's all your fault.
Kanundan kaçıyoruz. Tamamen kaybolduk. Araba, para, temiz giysiler yok.
We're all starving to death, and it's all your fault.
Hepimiz açlıktan ölüyoruz ve bu senin suçun.
Now my business is probably going to go under, and it's all your fault.
İşim bozulacak. Hepsi senin suçun.
All right, Xena, it's not your fault, with your condition and all.
Tamam, Zeyna, içinde bulunduğun durumda bu senin hatan sayılmaz.
and our band's going nowhere... and it's all your fault!
Orkestramız da başarısız. Hepsi senin yüzünden.
There's probably a whole village of'em under there, and it's all your fault.
Altında koca bir köy vardı herhalde. Ve hepsi senin hatan!
Now he's embarrassed to be seen with me, and it's all your fault.
Şimdi benimle olmak istemiyor, ve bu senin hatan.
I'm out of work, and it's all your fault.
İşten çıkarıldım ve hepsi senin suçun.
-... and it's all your fault.
-... ve hepsi senin suçun.
I just spent $ 100,000, and it's all your fault!
Az önce 100 bin Dolar harcadım ve hepsi senin suçun!
IT SOUNDED LIKE SHIT, AND I REALIZED, IT'S ALL YOUR FAULT.
Ama berbat oldu ve fark ettim ki, hepsi senin suçun.
Our kid's a nutjob... and it's all your stinkin'fault!
Çocuğumuz kafayı yedi... ve bu senin suçun.
And it's all your fault.
Ve hepsi senin hatan.
And it's all your fault, lover boy.
Ve hepsi senin suçun, aşk çocuğu.
You told me to make up with him and look what happened It's all your fault!
Onunla barışmamı sen söylemiştin. Bak ne oldu. Hepsi senin suçun!
One minute they're innocent and safe, then you open your mouth, a few words come out - "I'm a spy" - and suddenly they're a target, they're a liability for life and it's all your fault.
Bir dakika önce masum ve güvendedirler, sonra ağzını açıp o bir kaç kelimeyi söylersin "Ben bir ajanım" ve birden onlar hedeftirler, onların hayatlarının mesuliyeti artık senin hatandır.
It was expensive. And it's all your fault.
Çok masraflıydı Ve hepsi senin hatan.
Daddy lost his shot at happy, and it's all your fault, Opie.
Baban mutlu olma şansını kaybetti ve hepsi senin suçun Opie. *
I'm in a blind panic, and it's all your fault.
Büyük bir panik içindeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]