English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And just so we're clear

And just so we're clear translate Turkish

81 parallel translation
But just so as we're clear, even though there's no actual lovemaking, Joe and I can on occasion, say, read poems to each other in here at night?
Sevişmesek de Joe ve ben burada zaman zaman geceleri birbirimize şiir okuyabiliriz'değil mi?
So we just gotta fight these guys for an hour and a half, and you're in the clear, okay?
O zamana kadar karşı koyabilirsek temize çıkarsın.
Just so we're clear this bathing suit thing was for men and women alike?
- Açıklığa kavuşturmak için soruyorum. Bu mayo konusu hem kadınlar, hem de erkekler için benzer miydi?
And just so we're clear on the matter you're not invited.
Ve sadece durumu açıklığa kavuşturmak için söylüyorum davetli değilsin.
Just so we're clear on this, sir, it's gonna be me, Teal'c and the great outdoors.
Bundan eminiz, efendim, sadece ben, Teal'c ve harika açık hava.
And just so we're clear, I'm telling you to go fuck yourself!
Açık konuştuğumuza göre, Kendi kendini s * meni söylüyorum!
Just so we're clear, you report this conversation and you'll never wear a hat again.
Açık söyleyeyim bu konuşmadan birine bahsedersen bir daha şapka takamazsın.
And just so we're clear under no circumstances will I service you or anyone who is under your employ.
Yanlış anlaşılma olmasın diye, hiçbir şartta ne size ne de elemanınız olan birine hizmetlerimi sunmayacağım.
- With all due respect and just so we're clear, this is our case.
Kusura bakmayın ama anlaşalım diye söylüyorum, bu bizim davamız.
So just so that we're clear the deal is, I give you $ 3000 this week, and you give me $ 6000 next week?
Tamam her şey belli demek ki ben sana 1 hafta için 3000 $ vereceğim sende bana haftaya 6000 $ olarak geri vereceksin?
- And just so we're clear, I give the orders.
Şunu belirteyim, emirleri ben veririm.
And just so that we're both clear...
Anlaştığımıza göre...
And just so we're clear, If you get lisa pregnant, You will marry her.
Ve netleştirmek gerekirse, Eğer Lisa'yı hamile bırakırsan, onunla evlenmek zorunda kalırsın.
W-w- - just so we're clear, so - - so you want to move back in here and - - and be faithful to me and love me with all your heart and soul?
W-w- - açıklığa kavuşturalım, yani, buraya geri taşınmak ve bana sadık kalmak ve beni bütün ruhunla sevmek mi istiyorsun?
And just so we're absolutely clear, I am definitely not your mother, because if you ever betray me,
Tamamen anlaştık, ben de kesinlikle annen değilim, çünkü beni aldatırsan, seni terk ederim.
And just so we're clear, I'm not ducking a fight, I'm just protecting my kids.
Şu konuya açıklık getirelim kavgadan kaçmıyorum, sadece çocuklarımı koruyorum.
So, just to be clear, some slutty cheerleader gets knocked up by the soccer coach behind the local Gas'N Gulp and she is going to make sure we're quality people?
Sadece anlaşma açsından : Sürtük bir amigonun futbol koçu tarafından mahalle benzincisinin arkasında karnı şişiriliyor ve bizim vasıflı olduğumuzdan emin olmak istiyor, öyle mi?
AND JUST SO WE'RE CLEAR, CHRISTIAN, BEING A PRAG ISN'T ABOUT GOING QUEER.
Ve madem birbirimize karşı dürüstüz Christian, bir eş olmak, garipleşmek değildir.
Just so we're clear, I know who you are and what you're capable of.
Açıklık getirmek gerekirse, kim olduğunu ve neler yapabileceğini biliyorum.
And just so we're clear, sister : not interested.
Bu arada seni çekici bulmuyorum, bilgine.
What we're saying is that you and your boys, you go do as you please, just so long as you stay clear of Riddle County.
Biz diyoruz ki, siz ve adamlarınız gidin istediğinizi yapın... Yeter ki Muamma'dan uzak durun.
And just so we're clear when you're in the field you're representing N.O.R.A.!
Ne bir şekilde söylüyorum saha çalışmasında olduğun anlarda N.O.R.A.'yı temsil ediyorsun!
And just so we're clear...
ve gayet açık olduğumuza göre...
Um, just so we're clear, are we doing this to try and save his life or to study him?
Emin olmak için. Bunu onu hayatını kurtarmaya çalışmak için mi yoksa onu incelemek için mi yapıyoruz?
well, just so that we're clear, americano, she's got no electricity and no running water.
Peki şimdi açık olalım, amerikano, Elektrik ve su yok.
And just so we're clear, you're looking at accessory to murder.
Çok açık ki cinayete yardım ve yataklıkla karşı karşıyasın.
Well, you sound like a little bitch. And just so we're clear, you're completely disinvited to my birthday party.
Peki, sen de küçük bir fahişe gibisin ve şu da bir netlik kazansın, kesin olarak doğumgünü partime davetli değilsin.
And just so we're clear, my car is cherry, so if you bang it, ding it, dent it, or even change the ass-print in the seat, just keep driving till you get to Mexico, then bury yourself in the desert.
Şunu belirtmeliyim ki, arabam değerlidir, eğer bir yere çarpıp, sürtüp, göçertirsen, ya da koltuk ayarıyla bile oynasan, doğruca Meksika'ya doğru sür, sonra kendini çölde göm.
Just so we're clear and so I can hone in on your central thesis of the night, wade through all the bullshit, you're telling me that you think you have the right to just fuck anyone, anywhere, anytime?
Gece boyunca tüm zırvalıkları bir kenara bırakıp gecenin asıl anlam ve önemine gelirsek sen bana istediğin kişiyle, istediğin zaman istediğin yerde yatma hakkına sahip olduğunu mu söylüyorsun?
And just so I make myself clear We're spreading Henry's ashes In Bora Bora
Henry'nin külleri Boraboraya atılacak
And just so as we're clear, if he hadn't sucker-punched me I could have taken him easy.
Ayrıca şuna bir açıklık getirelim yumruğu bana aniden geçirmeseydi, onu kolayca alt edebilirdim. Jack bu olayı şikayet edebilirsin.
- So we just gotta stay calm, and think with clear heads. - [Man] You're right.
Sadece sakin olmalı ve mantıklı düşünmeliyiz. [Adam] İyi misin?
Okay, just so we're clear - we announce our engagement, we send out invitations and then just before the wedding, we call it off.
Netleştirelim bakalım. Nişanımızı ilan edip, davetiyelerimizi gönderiyoruz ve düğünün hemen öncesinde iptal ediyoruz.
And just so we're clear, no walking, flying, teleporting or popping out of this building while we're gone. Is that understood?
Şunu açıklığa kavuşturalım, biz yokken bu binadan dışarı yürümek, uçmak, ışınlanmak yasak.
And just so we're clear, no one from this department asked you to obtain that information. - Of course not.
tanıklar... ve bu departandan, hiç kimse seni bu bilgileri alman için zorlamadı.
And just so we're clear, this visit was not billable.
Bu görüşme ücretsizdi, hatırlatayım dedim.
And just so we're clear, you never suspected your husband's infidelity before that moment. Is that correct, Mrs. Florrick?
Yani, tam anlamıyla emin olmak gerekirse kocanızın sadakatsizliğini o ana kadar daha önce hiç hissetmediniz, doğru mu Bayan Florrick?
Just look at the Earth swimming through them, so when you look up into the nice clear night sky and you want to be reassured that we're all nice and safe, just remember this movie.
Sadece onların içinde dönerken Dünya'ya bakın, güzel açık gece gökyüzüne baktığınızda hepimizin refah ve emniyetini temin etmek isterseniz, sadece bu filmi hatırlayın.
And again, just so we're clear, no accent.
Sonra içerdeyiz demektir. Belki anlamamışsındır diye tekrar söylüyorum.
Just so we're clear about this partnership, You be you and all, uh, but I'm only into guys.
Bu ortaklık olayını da hallettiğimize göre sen istediğin gibi davran, fakat ben sadece erkeklerle ilgileniyorum.
And just so we're clear, you try to run again, I will blast your legs off at the knee and you can spend the rest of your life running from O'Reilly on your bloody stumps.
Ve şunu da belirteyim, tekrar kaçmayı denersen..... dizlerinden aşağısını uçururum ve ömrünün geri kalanını..... O'Reilly'den lanet takma bacaklarla kaçarak geçirirsin.
And just so we're clear, didn't you... You did some work for the Crowders back in the day, did you not?
Emin olmak için soruyorum, sen zamanında Crowder'lar için de bazı işler yapmıştın, değil mi?
So look, if we're not gonna go in there and clear it out then we just got to go.
Ahırdakleri temizlemeyeceksek gitmemiz lazım.
Just so I'm clear, you and I, we're...?
Emin olmak için, sen ve ben...?
Guys just hang on a second so we've got that money and we're all in the clear?
Biz bu parayı alacağız ve konu kapanmış olacak öyle mi?
But just so we're clear, sometimes we get put in positions where lives are on the line and we have to make split-second decisions, and when that happens, the line you're talking about gets a little hard to see.
Ama şimdiden açık konuşmak gerekirse bazen öyle durumlara düşüyoruz ki bir yanda diğer insanların hayatları elimizde oluyor ve bizim de saniyelik kararlar vermemiz gerekiyor, öyle durumlarda bahsettiğiniz o sınırı görmek biraz güçleşebilir.
And just so we're clear, when I say "closing," this is not what I'm talking about.
Açık konuşalım, ben ona "Yakınlaş" dediğimde bundan bahsetmiyordum.
Just so we're clear. One more'mistake and you'll be on the train.
Açık konuştuğumuza göre bir "hata" daha olursa, sen de kendini trende bulursun.
And just so that we're clear, you're grounded until you're 30.
Ve şurası kesin ki 30 yaşına kadar,... evden çıkmanı yasaklıyorum.
Just so we're clear, a little girl who talks to ghosts says... "Don't go," And we're going.
Açıklamak için söylüyorum, hayaletlerle konuşan kız oraya gitmeyin diyor ve biz gidiyoruz.
Just so we're clear, a little girl who talks to ghosts says, "Don't go." And we're going.
Açıklamak için söylüyorum, hayaletlerle konuşan kız oraya gitmeyin diyor ve biz gidiyoruz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]