And just to be clear translate Turkish
128 parallel translation
And just to be clear, I didn't hit his mother with a car.
Ve her şey açık olsun, annesine arabayla çarpmadım.
And just to be clear, that's a problem.
Ve açık söyleyelim, bu bir sorun.
I'm sorry too. And just to be clear, I didn't hit his mother with a car.
Ben de üzgünüm ve her şey açık olsun diye söylüyorum, annesine arabayla çarpmadım.
And just to be clear, I didn't like you before I knew that.
Açıkçası bunu bilmeden önce de seni sevmiyordum.
And just to be clear, when I say "you got it," I mean an audition.
Yanlış anlamayın, "alındınız" derken, seçmeleri kastetmiştim.
And just to be clear, sex swings have been around for thousands of years.
Ve açıkça söylüyorum ; seks salıncakları bin yıldır var.
And just to be clear, by "lesson," I don't mean throw on a ski mask and beat the crap out of her.
"Dersini vermeliyiz" derken kar maskesi takıp onu öldüresiye pataklamaktan bahsetmiyorum.
And just to be clear, is this a deal for the theft
Peki. Şunu açıklığa kavuşturalım. Bu anlaşma sadece hırsızlık için mi?
And just to be clear, are you and I exchanging... No.
- Ve emin olma için soruyorum, bu sene değiş tokuş...
And just to be clear, we haven't had any football players in here In lockup. Not- -
Ve bilgin olsun diye söylüyorum, burada futbolcu falan tutmuyoruz.
And just to be clear...
Ve aslında...
And just to be clear, only her baby and not these other people.
Kesinleştirmek istiyorum da, sadece kendi yavrusuna bakacak değil mi?
And until I clear this thing up or get myself another job, I'll just be hanging around here, snivelling about my own personal life instead of attending to my professional.
Bu işi çözene veya kendime yeni bir iş bulana kadar... evde oturup... işlerimle ilgilenmek yerine özel hayatım hakkında sızlanıp dururum.
Lf, on the other hand, things were to come unstuck, and the minister got it into his head that we were engaging his good offices in order to clear up traces of some unlicensed venture which had aborted, and there was a scandal, well, it would be just one scandal too many.
Diğer yandan, eğer plan tamamen suya düşerse, ve bakan iyi niyetinin yarıda kesilmiş, emniyetsiz ve riskli bir işin artıklarını temizlemek için kullanıldığını anlarsa ve bir de skandal varsa, işte, bu bir skandaldan daha da fazlası olur.
And never, ever to make them spend their lives rubbing my back and legs because you never had anybody around you who loved you enough to want to touch you, because you made it so clear you just didn't want to be touched with love.
Asla hayatlarını bacaklarımı ve sırtımı ovarak harcamalarını istemeyeceğim. Bunun tek nedeni etrafında seni yeterince sevecek... sana dokunacak kimsenin olmaması, çünkü sen dokunulmayı... sana sevgi gösterilmesini istemediğini... açıkça belli ettin.
And we want to make it clear that just now we're beside ourselves with joy and it would be a mistake to keep us at home knitting!
Ve anlaşılmasını istiyoruz ki, biz şu halimizle mutluyuz ve evde örgü yapmamız koca bir hata olurdu.
But I just wish to make it clear that I've turned a corner, and, um, henceforward intend to be impressively happy.
Fakat şunu açıkça söyleyebilirim ki artık köşeyi döndüm. ve artık mutlu olmaya karar verdim.
You just have to switch chairs, right, or maybe move your head a bit. Or accidentally fall on the floor. And there'll be nothing but clear air between you and intimate sighting number one.
Ve aranızda temiz havadan başka bir şey olmaz.
- You and Dan oughta clear out for a day or two... just to be safe.
- Ne düşünüyorsun, Joe? - Sen ve Dan Güvenliğiniz için... bir iki günlüğüne gözden kaybolsanız.
I saw the way you guys were looking at me today, and it's pretty clear that, uh, even if I wanted to be an Agent my entire life, I may just not be cut out for it.
Sizi bugün beni izlerken gördüm, ve bunda bir sorun yok, tüm hayatım boyunca bir ajan olmak istemiş olsamda, birden kesip atamam.
W-w- - just so we're clear, so - - so you want to move back in here and - - and be faithful to me and love me with all your heart and soul?
W-w- - açıklığa kavuşturalım, yani, buraya geri taşınmak ve bana sadık kalmak ve beni bütün ruhunla sevmek mi istiyorsun?
Look, just so everyone's intentions are clear- - when this evening rolls around, if you still don't have enough evidence to charge my son, I will be filing a lawsuit against you and the City of Phoenix for wrongful arrest.
Herkesin niyeti anlaşılsın diye söylüyorum, akşam olduğunda elinizde oğlumu suçlayacak yeterli delil hâlâ yoksa hatalı tutuklamadan sizin ve Phoenix şehrinin aleyhine dava açarım.
So, just to be clear, some slutty cheerleader gets knocked up by the soccer coach behind the local Gas'N Gulp and she is going to make sure we're quality people?
Sadece anlaşma açsından : Sürtük bir amigonun futbol koçu tarafından mahalle benzincisinin arkasında karnı şişiriliyor ve bizim vasıflı olduğumuzdan emin olmak istiyor, öyle mi?
I made that clear, and I think she just wants to be alone for a while.
Tüm düşüncemi net anlattım ve sanırım o da biraz kendi başına kalmayı tercih etti.
And I just, I want to be clear.
Sadece bunu açıklığa kavuşturmak istiyorum.
I just want to be very clear that if you accuse this miguel torres with a double homicide against the catorces and the charges don't stick, the gangs are gonna think that we're siding with the one-fives.
Bir yere oturmanızı istemek zorundayım. Şunu aydınlığa kavuşturmak istiyorum eğer çifte cinayeti Catorces adına Miguel Torres'in işlendiğini iddia eder ve çeteyi suçlarsan o zaman Tek Beş'in tarafındayız izlenimi doğar.
Just to be clear, I did not write that song, And have never had sex with a child...
Herkes bilsin, şarkıyı ben yazmadım, ve hayatımda küçük bir çocukla hiç seks yapmadım...
Maybe we all just need to surrender to some higher power, just be clear and let go.
Belki de bizi aşan şeylere boyun eğmeyi bilmeliyiz. Kabul edip, salıvermek lâzım sadece.
And if you can see your way clear to setting'me up with some food and... well, just lettin'me rest apiece, then I'll be gone.
Gördüğün gibi eğer bana biraz yiyecek ve huzur verirsen, hemen giderim.
Because, Gary, Miss Plummer is Louise's favorite teacher and you already asked her out, so you have to go through with it, but just be clear that she knows you're just taking her out as a friend, all right?
Çünkü Gary, Bayan Plummer Louise'in en sevdiği öğretmeni ve sen zaten ona çıkma teklif ettin. Bu işi sonuna kadar götüreceksin. Ona sadece arkadaş olarak çıktığınızı belli et, tamam mı?
I thought it was going to be a lot more fun and Funny and I think seeing what a clear scam it was, it was just kind of dim.
Eğlenceli olacağını düşünmüştüm. Görüyorum ki tam bir aldatmaca. Tam bir aşağılıkmış.
Oh, and, gentlemen, just to be clear - - I've got total faith in each and every one of you.
Hepinize güvenim tam beyler.
And just to clear up any inconsistencies no, April Buchanon will not be accompanying me.
Akıllarda soru kalmasın diye söylüyorum hayır, April Buchanon benimle gelmeyecek.
All right, look, just to be clear, you're asking us to spend all day and night watching porn?
Bakın bize yardım edecekmisiniz yoksa etmiyecekmisiniz. Tamam bak açıkça belirtiyim. Bizden gece gündüz porno izlememizi istiyorsun.
Okay, just to be clear, you're terrible at this, and you're not equipped for espionage.
Açık konuşmak gerekirse bu işte çok kötüsün ve casusluk için donanımlı değilsin.
Okay, just to be clear, roller skating was my idea, and I'm very unhappy that you turned it into a double date, and I hope you both fall on your asses and break your coccyxes.
Pekala, açık olmak gerekirse, paten yapmak benim fikrimdi, ve sizin bunu çifte randevuya çevirmenize çok üzüldüm. İnşallah kıçınızın üstüne düşersiniz de koksikslerinizi kırarsınız.
Okay, just to be clear, the first piece of jewelry my boyfriend gives me is a prop from a movie, and I don't even get to keep it?
Tamam, bakalım anlamış mıyım? Sevgilimin bana verdiği ilk mücevher, filmin birinden bir yüzük ve benim olma olasılığı yok mu?
Just look at the Earth swimming through them, so when you look up into the nice clear night sky and you want to be reassured that we're all nice and safe, just remember this movie.
Sadece onların içinde dönerken Dünya'ya bakın, güzel açık gece gökyüzüne baktığınızda hepimizin refah ve emniyetini temin etmek isterseniz, sadece bu filmi hatırlayın.
Detective Mendoza, just to be clear, in the last two months, you found three victims hacked up into pieces and tossed into trash bags in local dumpsters?
Bir saniye. Dedektif Mendoza, Netleştirmek için söylüyorum, Son iki ayda,
Just to be clear, you and I are not friends?
Emin olmak için soruyorum, arkadaş değil miyiz?
The best way to give bad news is just to say it, You know, be clear and direct.
Kötü haberi söylemenin yolu açık ve doğrudan söylemektir.
Just to be clear, Mr. Lloyd, it was the defendant, Mary Surratt, who just hours before the assassination brought you field glasses and instructed you to prepare rifles and two bottles of whiskey?
Netlik kazanması açısından soruyorum Bay Lloyd suikasttan saatler önce size el dürbününü getirip silahları ve iki şişe viskiyi hazırlamanızı söyleyen sanık Mary Surrat değil miydi?
Vanessa, I know we've been friends since we were little, and we both like pierogies, and my dad really misses you, but just to be clear, so there's no misunderstanding down the road,
Vanessa, biliyorum küçüklüğümüzden bu yana arkadaşız, ve ikimiz de pierogi * gibiyiz ve babam seni gerçekten özlüyor, ama açık olmam gerek, yanlış anlaşılma olmaması için,
Just to be clear, your honor, you're asking the jury to disregard Mr. Clayton, who knew the couple as well as anybody, to disregard his testimony that my client loved her husband and would never intentionally harm him?
Açıkça belirtmek adına, sayın hakim jüriye bu çifti en iyi derecede tanıyan Bay Clayton'ın müvekkilimin kocasını sevdiğini ve ona asla bilerek zarar vermeyeceğini belirten ifadesini dikkatlerine almamalarını mı söylüyorsunuz?
Anyway, not to beat a dead horse, but just to be super clear, I was looking for the key out front, and I thought maybe it was on the side.
Pişmiş aşa su katmak gibi olmasın ama kendimi aklamak adına avluda anahtar arıyordum ve belki yan taraftadır diye düşündüm.
Okay, just to be clear, what I tell you is between you and me.
Sonradan sıkıntı olmasın,... konuştuklarımızı sadece sen ve ben bileceğiz değil mi?
Just to be sure, and it was clear.
Sadece emin olmak için, ve temizdi.
I myself just accused her of being either a wino or a junkie, and that seems not to be the case'cause the tox screen was clear and so was the breathalyzer.
Ben onu az önce bir şarhoş ya da bir keş olmakla suçladım ve mesele buymuş gibi durmuyor çünkü toksikoloji testi temizdi ve aynı şekilde alkolölçer de öyle.
You just have to be clear and firm.
Açik ve net olmalisin.
That's just clear to me now, and I want it to be clear to him.
Onun da açık görmesini istiyorum.
No, I told her I was over you, and, just to be clear...
Ona, bittiğini söyledim. Ayrıca, şunu netleştirelim -