And we're not translate Turkish
5,924 parallel translation
See we're not exactly in the Garden of Eden here, you know, but you've gotta go where the oil is, and Kern County, uh, because of its, uh, you know, archaeological past, happens to have 70, uh, oil fields just within an area near the size of Massachusetts.
Gördüğünüz üzere buralar pek güzel yerler değil,... fakat petrol nereden çıkıyorsa oralara gitmek zorundasınız,... mesela Kern eyaleti,... arkeolojik geçmişinden dolayı 70li yıllarda Massachusetts büyüklüğünde petrol sahaları keşfedildi.
And if you're not happy, all you have to do is call, and we'll make sure we'll make you happy.
eğer mutlu olmazsan, tek yapman gereken bu numarıyı aramak, ve sonrasında seni mutlu ederiz.
And we're not sending her back.
Ve onu geri göndermiyoruz.
Yes and why not eat monkeys'brains too, while we're at it?
Evet neden hazır oradayken maymun beyni de yemiyoruz?
You're not gonna sleep on the couch, because we have a house full of kids, and as soon as one of them sees you, they're all gonna know that something's wrong, and we're gonna have five freaked out teenagers and nobody wants that!
Kanepede uyumayacaksın çünkü evimiz çocuk kaynıyor ve biri bile seni görürse hepsi bir terslik olduğunu anlar. O zaman beş endişeli ergenle uğraşırız ve kimse bunu istemez!
And although we've built the residents to look and act and feel like real people, they're not flesh and blood like you and me.
Ayrıca insan gibi görünen, hareket eden, hissedebilen robotlar yaratıyoruz. Onlar senin benim gibi kanlı canlı değiller.
And we're not gonna get a second chance.
Ama ikinci bir şansımız olmayacak.
And we're not home right now.
Ve biz şu anda evde değiliz.
Diana... listen, I know we're not really even going out anymore... and that's because I wouldn't commit.
Diana dinle, artık beraber olmadığımızı biliyorum çünkü kendimi sana adayamadım.
I don't want him to perform, because I suspect we're not even in the first act of his show, and it's gonna get a lot more scary.
Gösteri yaparlar. Onun gösteri yapmasını istemiyorum çünkü gösterisinin ilk sahnesini bile sergilediğinden şüphe duyuyorum ve daha da korkunç bir hal alacağına eminim.
Someone pushed Amy off this boat, and I'm guessing we're not ready to go with ghosts quite yet.
Birisi Amy'yi gemiden aşağı itmiş ve sanırım şimdilik hayaletin peşinden gitmeye pek hazır değiliz.
And I do not know what is going on. But I think we're being duped in some way.
Neler olduğunu bilmiyorum ama sanırım kandırılıyoruz.
And what's worse, you're going to go to the one place on the island he said we're not allowed to go.
Üstüne üstlük bir de koca adada gitmemizin yasak olduğu yegane yere gideceksin.
And if we ever feel lost, all we need to do is look around and see that we're not traveling alone.
Ufacık bir an bile kaybediyor olduğumuzu hissettiğimizde ise tek yapmamız gereken etrafımıza bakmak. Çünkü bu yolda yalnız yürümüyoruz.
What my friend means is since, as we all know, polar bears are coastal predators and we're not traveling along the coast, then the recommended precautions were not applicable in our time scale.
Arkadaşımın demek istediği hepimizin bildiği gibi kutup ayıları kıyı yırtıcılarıdır ama kıyı boyunca seyahat etmediğimizden önerilen önlemler bizim zaman ölçeğimiz için geçerli değil.
We're not breaking and entering.
Haneye tecavüz etmeyeceğiz.
I was going to say... that perhaps you're more concerned with whether or not people talk about what you and I do may be doing behind closed doors... than with what we actually are doing.
Şunu söyleyecektim... Gerçekte ne yaptığımızdan ziyade yaptıklarımıza dair insanların atıp tutacağı şeylerden ötürü daha çok kaygılanıyorsunuz.
How about you and me pretend, just for a second, that we're not both completely full of shit?
Bir saniyeliğine de olsa, ikimizde rol yapmayı bırakıp... tamamen saçmalıklarla dolu olduğumuzu kabullensek?
We're not giving you that, and your audience certainly won't.
Sana bunu sağlamayacağız, ve seyirci de sağlamayacak.
Okay. No, see, we're not gonna, like, sit down and do the Barbara Walters interview thing.
Burada oturup Barbara Walters röportajcılığı oynamayacağız.
But, um, as we grow, we're going to be adding a lot of new people to this company and to this office, and some of them might not be as amused as I am by such strong language.
Ancak büyüdükçe bu şirkete ve bu ofise yeni insanlar eklenecek. Bazıları da böyle güzel kelime oyunlarına benim kadar eğlenmeyecek.
Now look, we're going to want reserved quotas, for the minorities, so that all the nations of India might be represented, not just the damned Hindu nationalists, but the Muslims and the Sikhs and so on.
Elbette ona yanlış bilgilendirildiğini söyledim. Efendim konukseverlik göstermenin onu daha da teşvik edeceğini düşündüm. - Kusura bakma ama seninle değil.
Because the minute we do, everyone will say ~ it's because you and the wife are friends. ~ We're not.
- Çünkü bunu yaptığımız an herkes karısıysa arkadaş olduğunu söyleyecek.
And we're not stopping there.
Ve orada durmayacağız.
- We just don't know what's up there, and you're not...
- Orda neler döndüğünü bilmiyoruz, ve sen...
Exactly. And if we're not careful, she's going to find out what happened.
Kesinlikle ve eğer dikkatli olmazsak o nerede olduğunu bulacak.
We're completely self-sufficient and we take care of our own, which is why I'm not very good at asking for help.
Kendi kendimize yeten ve eksiklerimizi kendimiz halleden bir toplumuz.
We're not equipped for containment. We expected to observe and take samples.
Sadece gözlemleyip numune almayı bekliyorduk.
We didn't judge when we hosted that five-mile open-ocean "Swim And Drink Wine" race, and we're not judging here.
5 metre açık okyanus "Yüz ve Şarap İç" yarışında yargılanmamıştık, burada da yargılanmıyoruz.
Relax and sing that path song you sang earlier... you should be there... let him drive... we're paying you to drive not sit...
Sakin ol ve daha önce söylediğin o yol şarkısını söyle. Orada sen olmalısın. Bırak o sürsün.
And maybe we're not The great artists that we dreamed we were.
Belki de hayal ettiğimiz gibi bir oyuncu değilsin.
- I am not the cook, we take turns and this is re-hydrated mushrooms.
Ben aşçı değilim herkes sırayla yapıyor ve sulandırılmış mantarlarımız var.
- I am not the cook, we take turns and this is re-hydrated mushrooms.
- Ben aşçı değilim, sırayla yapıyoruz ve sulandırılmış mantar var.
Not for Miles and Miles and Miles. Means we're safe.
Kilometreler, kilometreler ve kilometrelerce olmayacak ve bu da güvendeyiz demektir.
And we're not to even trust one another, then?
O hâlde birbirimize de güvenemeyeceğiz, öyle mi?
When we're not bloody from the eyes, and the mouth, and the ass and the cunt!
Gözümüzden, ağzımızdan... kıçımızdan ve amımızdan kan gelmediği zamanlarda!
Well, as you've probably guessed, we got our new numbers back, and they're not pretty.
Tahmin ettiğiniz üzere yeni rakamlar geldi ve durum hiç iyi değil.
And now we're not.
Artık değiliz.
And, Jules, seriously, we're not moving until you start reading this book.
Yok ya, iyiydi. Ve Jules, gerçekten, sen bu kitabı okumaya başlayana kadar kıpırdamıyoruz.
We're all looking for a clue that there's a reason for things, that everything's not all random and lonely, you know?
Böyle şeyler için ufak da olsa bir şeyler ararız her şeyin öyle alelade, bir başına olmadığını anlamak için.
We found it and we're not going to let you have it, okay?
Biz bulduk ve sana vermeyeceğiz, anladın mı?
I am. They're going to find out you came here and they're going to think we told you not to tell them, and they'll assume you're taking our side.
Buraya geldiğinizi öğrenecekler ve bizim haber vermenizi istemediğimizi düşünecekler.
It means that we're not going to have the money for a while,'cause the whole case has to get resolved and then I have access to it.
Bir süre parayı alamıyoruz demek. Çünkü davanın çözülmesi lazım. - Ondan sonra erişimim olacak.
Sheldon, we know this is a sensitive subject, and Leonard's not gonna move out until you're ready.
Hassas bir konu olduğunu biliyoruz Sheldon ve sen hazır oluncaya dek Leonard taşınmayacak.
We're not going to just sit in bed and open gifts and talk about how much fun the wedding was, okay?
Sadece yatakta oturup hediyeleri açarak düğünün ne kadar eğlenceli olduğuyla ilgili konuşmayacağız, tamam mı?
You're not my boss anymore, and we don't have to worry about all the working thing.
Artık patronum olmadığına göre çalışma kurallarını konusunda endişelenmemize gerek kalmadı.
According to the Master, guys, we're not getting enough vitamin D, so these stickers harness the power of the sun and deliver it directly to our bodies, okay?
Üstat'a göre yeteri miktarda D vitamini almıyoruz beyler. Anlayacağınız bu çıkartmalar güneşin enerjisini çekip onu doğrudan vücutlarımıza katmamamızı sağlayacak.
You're right - it's important we remember her. But you're not listening to what Mr. Crabb and Mr. Grove are saying.
Onu hatırlamanın bir yolunu bulmamız önemli ama Bay Crabb ve Bay Grove'un dediklerini dinlemiyorsun.
Let's hope we're not robbed by any third graders coming from arts and crafts.
Umarım, el sanatları okulundan gelen üçüncü sınıf öğrencileri tarafından soyulmayız.
It's not like we're gonna say "boo" and scare her.
"Buu" deyip korkutacak değiliz annesini.
And even though we're not allowed back there, they can never take today away from us. Unlike my sense of smell, which hasn't returned since the Tasing.
Oraya bir daha gidemeyecek olsak bile bugünü bizden asla alamazlar ama koku duyumu aldılar.
and we're off 44
and we're running out of time 21
and we're back 55
and we're done 73
and we're walking 16
and we're 60
and we're out 44
and we're here 22
and we're in 21
and we're clear 51
and we're running out of time 21
and we're back 55
and we're done 73
and we're walking 16
and we're 60
and we're out 44
and we're here 22
and we're in 21
and we're clear 51
and we're like 16
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not lost 34
we're not ready 48
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not friends anymore 25
we're not gonna make it 79
we're not together anymore 25
we're not married 104
we're not lost 34
we're not ready 48
we're not sure 186
we're not going 77
we're not friends 137
we're not dating 51
we're not there yet 98
we're not together 85
we're not going to make it 34
we're not finished 45
we're not doing anything 43
we're not fighting 41
we're not 1349
we're not done yet 77
we're not gonna hurt you 59
we're not there yet 98
we're not together 85
we're not going to make it 34
we're not finished 45
we're not doing anything 43
we're not fighting 41
we're not 1349
we're not done yet 77
we're not gonna hurt you 59