And when i woke up translate Turkish
365 parallel translation
And when I woke up, they turned the radio on and played music.
Sonra uyandığımda radyoyu açıp müzik çaldılar.
I had a dream that I had a handful of $ 1000 bills, and when I woke up...
Elimde binlik banknotlar tuttuğum bir rüya görmüştüm. - Uyandığımda ise...
And I wanted to go above me because it was cooler there I fell asleep and when I woke up, I looked through the window.
Evlât, hiç seni korkutan kâbuslar, kötü rüyalar görür müsün?
And when I woke up, I wanted to swim right back to you.
Ve uyanınca, yeniden sana yüzmek istedim.
He carried me in this hut and when I woke up the next morning, I was undressed, and he put my clothes out to dry.
Beni kulübeye taşıdı ve ertesi sabah uyandığımda, soyunmuştum, ve bana kuru elbise verdi.
I went to bed one night and I was a kid, and when I woke up, I was a grown-up. Oh, right (!
Bir gece yatağıma yattığımda çocuktum, ve uyandığımda büyümüştüm.
Last year I fell asleep in a deck chair on my dad's oil rig, and when I woke up I was burnt to a frazzle.
Geçen yıl babamın petrol kulesinde uyuya kaldım. Uyandığımda beynim haşlanmıştı.
and when I woke up, they'd already hanged him.
Ben uyandığımda, onu çoktan asmışlardı.
Last night I dreamed it was a girl... and when I woke up this morning, I thought I felt her.
Geçen gece rüyamda çocuğumun kız olduğunu gördüm. Bu sabah uyandığımda ise, onu hissettiğimi sandım.
And when I woke up, I'd be in a different school.
Uyandığımda farklı bir okulda olurdum.
No, I fell asleep and when I woke up we were already landed.
Hayır, Uykuya dalmışım... ve ben uyandığımda, çoktan yere inmiştik.
We fell asleep, and when I woke up he was...
Biz uyumuştuk, ve uyandığımda o- -
And when I woke up, she'd already left. It was as if I'd dreamt it.
Uyandığımda gitmişti, sanki rüya görmüşüm gibiydi.
And when I woke up, I was in here.
Uyandığımda, kendimi burada buldum.
Well, you see, sir john, it was like this... only after the murder, when the knocking woke us up, i was over by the window slipping on my negligee, and i popped my head out of the window
Bakın Sir John, şöyle bir şeydi. Cinayetten hemen sonra, kapımız çalıp bizi uyandırdığı zaman geceliğimle birlikte pencere kenarındaydım.
" But this morning when I woke up and realised I wasn't in my own bed...
" Ama bu sabah uyandığımda kendi yatağımda olmadığımı fark ettim.
When I woke up there was Tony standing in the hall with his bags and tennis rackets.
Uyandığımda Tony koridorda duruyordu. Bavulları ve tenis raketleriyle birlikte.
When I woke up and you weren't there, I could have searched all over for you.
Sonra uyanıp yanımda olmadığını gördüğümde,... seni bulabilmek umuduyla heryanı arıyorum.
When I woke up, the dames were gone and so was my 200 bucks.
Uyandığımda, kızlar da gitmişti, 200 dolarım da.
I'm all right now, but when I woke up... and saw the doctors probing inside my skull, I thought of Oscar Wilde.
Artık tamamen iyileştim. Ama kendime gelip de... cerrahın kafamın içini kurcaladığını gördüğümde Oscar Wilde aklıma :
No, it was later, during the night when I woke up and cried.
Hayır daha sonraydı, gece uyanıp ağladığım zaman.
When I woke up in the morning, the guy was gone and the car was gone.
Sabah uyandığımda adam da, araba da gitmişti.
I woke up crying and trembling in the dark, like when I was a child.
Ağlayarak uyandım, karanlıkta titriyordum.
When I came by, he woke up, jumped up and started firing his gun.
Ben geçerken uyandı, fırladı ve ateş etmeye başladı.
He was gone when I woke up, along with the other guard and Mr. O'Neil.
Uyandığımda gitmişti, Bay O'Neil ve diğer koruma görevlisiyle.
When I woke up... she was lying on the floor... dead... and I found this in my hand... with her blood all over it.
Uyandığımda yerde yatıyordu ölmüştü. Ve elimde bunu buldum üzerinde onun kanı vardı.
When I woke up, I saw the wreck of a car... and a man in it with his throat cut and half his body through the windshield.
Uyandığımda ise, hurdaya dönmüş bir araba ön camdan vücudunun yarısı fırlamış ve neredeyse kopmuş kafası gözüken bir adam görüntüsü ile karşılaştım.
When I woke up, they'd left in their cars and... " "... I walked back inside.
Uyandığımda, arabalarına binip gitmişlerdi ben de buraya kadar yürüdüm. "
It was for $ 1 million! When I went out, my husband was sleeping... but one of you woke him up and made him go out.
Ben çıktığımda kocam uyuyordu ama biriniz onu uyandırmış ve o çıkmıştı.
They said I almost died, and you can imagine when I woke up I really wished I was dead.
Ölümden döndüğümü söylediler ve uyandığımda gerçekten ölmüş olmayı dilemiştim.
I mean, I've never wished I was dead any other time except when I woke up... and they told me what had happened and I wasn't dead.
Uyandığım ana kadar ölmüş olmayı hiç dilememiştim ve bana olan bitenden bahsedip, kurtulduğumu söylediler.
It's weird, when I woke up this morning she was already up and about.
Tuhaf, bu sabah uyandırmaya gittiğimde çoktan uyanmıştı ve bana..
I was sleeping... and didn't see you But when I woke up...
uyuyordum... seni göremedim... uyandığımda altınları alıp kaçmıştın...
Then he hit my head with his palm and I passed out until just now when I woke up
Sonra kafama ayasıyla vurup.... beni bayılttı... siz uyandırana kadar da uyanamadım
How could I have known when I woke up that I would meet a monk and a doughboy?
Bu sabah uyandığımda bir keşiş ve bir gaziyle tanışacağımı nereden bilebilirdim?
When I woke up and you weren't here, I was frightened.
Uyandığımda burada yoktun. Çok Korktum.
And, last night, Jack slept on the floor... and when he woke up, he said he was dead... and that I was a dwarf and that I had buck teeth... and you know how self-conscious I am... about those things, this is all your fault!
Dün gece Jack yerde uyudu uyandığında da öldüğünü söyledi ayrıca cüce olduğumu, dişlerimin kazma gibi olduğunu da söyledi böyle konularda ne kadar sıkıldığımı biliyorsun o yüzden bunların hepsi senin suçun.
When I woke up the next day and still had no job, I understood nothing had changed.
Ertesi gün uyandığımda hâlâ işsizdim ve hiçbir şeyin değişmediğini anladım.
Well, nothing until four hours later, when I woke up in the car in a spiny, very efficiently tied up and gagged.
Tabi dört saat sonrasında arabada gözlerimi açıp kırda olduğumu hatırlıyorum. Elim ayağım bağlanmış ve ağzım tıkalıydı.
Rosie, when I woke up in that hospital and I found out what happened I said to myself, "My God, this woman, she loves me to death."
Rosie, o hastaneden uyanıp olanları öğrendiğimde kendi kendime dedim ki ; "Tanrım, bu kadın beni ölümüne seviyor."
One night I told him about my story... and the next morning when I woke up, he was gone.
Bir gece ona hikayemi anlattım... ve bir sonraki sabah uyandığımda, o gitmişti.
" When we zoomed past Mercury, my parents caught on fire and then I woke up in my own bed.
Merkür'ü hızla geçtikten sonra annem ve babam alev aldı. Sonra yatağımda uyandım.
That's when I woke up and felt the back of my neck.
O an uyandım ve enseme dokundum. Şuna bak.
I guess you woke up when the sun was warm and rode your Harley up and down Melrose impressing all the 15-year-old girls, right?
Muhtemelen öğleden sonra uyanıp Harley'ine atlayıp Melrose'a gidip 15'lik kızları etkilemeye çalışmışsındır, değil mi?
When she woke up, and I shot her, she was alive.
Uyandığı zaman onu vurdum ama o hala hayattaydı.
Just when I was gonna get the money, Ezal come running and woke him up.
Tam alıyordum ki Ezal de camdan girdi, adam uyandı.
... and that is when I woke up.
İşte o zaman uyandım.
Well, the trouble started this morning when I woke up and so did she.
Herşey bu sabah uyandığım zaman başladı.
When I woke up, they were laughing and talking about how they killed two birds with one stone.
Uyandığımda, tek taşla iki kuş vurdukları hakkında gülüp konuşuyorlardı.
When Nando died it was so sudden I kind of went into shock for a while and then I woke up and there was the rest of my life and I had no idea what to do with it.
Nando öldüğünde... bu o kadar ani oldu ki... bir süre şoku üstümden atamadım. Sonra kendimi topladım... bir de baktım ki önümde henüz bir hayat var ve ben ne yapacağımı bilmiyorum.
When I woke up the ceasefire was over and I didn't know about it.
Uyandığımda ateşkes bitmişti. Ve haberi olmayan tek kişi bendim.