And you're coming with me translate Turkish
140 parallel translation
I'm leaving tomorrow and you're coming with me.
Yarın buradan gidiyorum ve sen de benimle geliyorsun.
Stanley, you're coming with me to the district attorney's office and make a statement that's going to clear Parry.
Stanley, benimle bölge savcısının bürosuna gelip Parry'yi temize çıkaracak beyanatta bulunacaksın.
Tomorrow I'm coming back, And you're coming with me.
Yarın eşyalarımı almak için döneceğim ve sen de benimle geleceksin.
I'm getting out of here and you're coming with me.
Ben gidiyorum, sen de benimle geliyorsun.
I'm getting off, buddy, and you're coming with me.
Ben çıkıyorum, ahbap. Sen de benimle geliyorsun.
You tell me about some guys and a job... but you don't tell me till they're coming out the door with the money.
Birilerinin banka soyduğunu söylüyorsun ama bunu onlar parayla bankadan çıkmadan önce yapmıyorsun.
This is where I was coming to and you're still with me.
Gelmek istediğim yer burasıydı ve hala benimlesin.
We're just getting into the pre-Christmas gift sellers and I'll tell you the agencies are coming back to me with $ 4 CPM's.
Noel öncesi olduğu için bir sürü hediye reklâmı geliyor ve ajanslar bize 4 milyon dolarlık bütçeyle geliyor.
The priests and ladies sent me to say they're coming with soldiers... who wish to speak to you.
Papazlarla bir Madam, askerlerle geldiklerini söylememi istedi. - Askerler sizinle konuşacakmış.
You're coming with me or I'll shoot you and the others.
Benimle geleceksin, yoksa seni de diğerlerini de vururum.
And I'm glad you're not coming, because you're treating me with true frankness, as a friend.
Ve gelmediğinize seviniyorum çünkü bana dürüstçe davranıyorsunuz, dostum gibi.
There's only one way out and you're coming with me
Tek bir çıkış yolu var. Ve sen benimle geliyorsun.
You're coming with me and telling everyone who you are and who I am.
Benimle gelecek ve herkese senin ve benim kim olduğumu söyleyeceksin.
You're coming into my hospital to conduct an interview and refusing to share information with me for the third time.
Hastaneme bir görüşme yapmak için geliyorsun ve üçüncü kez bilgiiyi benimle paylaşmayı reddediyorsun.
Why? You come prancing'up here, and you don't even call to warn me you're coming, and you don't even hardly look like you, with your hair and your tight little buns, and you make me feel like I don't even look like me anymore!
- Havalı havalı buraya geliyorsun, ve geliyorum diye uyarmak için beni aramıyorsun bile ve eski halinden eser bile yok, o saçınla ve sıkı ufak kalçalarınla ve beni de eski halime benzemiyormuş gibi hissettiriyorsun!
Yeah, well, if I gotta go and spend time with this girl you're coming with me, Dr. Cyclops.
Eğer bu kızla dışarı çıkıp zaman geçireceksem sen de benimle geliyorsun, Dr. CycIops.
Hey, get your own job, and if you don't get it this summer, you're coming to work with me at the hotel.
Kendine bir iş bul. Bulmuyorsan gel benim çalıştığım otelde başla. Anne. lütfen.
You can tell your grandmother today that you're moving out and coming to live with me, or I'll tell her.
Büyük annene benimle yaşayacağını söyle. - Yoksa kendim söylerim.
You're both coming downtown with me, and you're gonna put that money in the bank.
Benimle kasabaya geleceksiniz ve paranızı bankaya yatıracağız.
I'll take them down myself, and you're coming with me.
Onlarla aşağı ineceğim.
If you don't pass all of your classes, you're coming home with me, and you're gonna work with me, but not in the office.
Tüm derslerinden geçmezsen eve dönecek ve benimle çalışacaksın. Ofiste değil sahada çalışacaksın.
There's no way that you're coming with me and her to better things.
Ben ve o daha güzel günlere başladığımızda bizimle asla gelemezsin.
I came here as a businessman, coming to do business with you and your establishment and you're giving me the rundown on this shit like you're the police.
Buraya bir iş adamı olarak geldim. Sizinle ve şirketinizle... iş yapmak için. Sizse beni sorguya çekiyorsunuz.
You're coming with me, and you're gonna show me where they're keeping Crichton.
Sen benimle geliyorsun ve bana Crichton'u nerede tuttuklarını gösteriyorsun.
You know, Jackie broke up with me, and I needed a girlfriend... and Laurie's it. Kelso, man, you're not seriously coming to dinner tonight, are you?
Kelso, dostum.
This ride stays in Vegas and you're coming with me.
Karnaval Vegas'ta kalıyor. Siz de benimle geliyorsunuz.
- And now you're coming with me.
Şimdi benimle geleceksin.
And until you know that, you're not coming in with me.
Ve bunu bilene dek benimle içeri gelmiyorsun.
And you're coming with me.
Benimle geleceksin.
And do you know why they're coming with me, Zandra?
Benimle neden geldiklerini biliyor musun Zandra?
And please tell me that you're coming with backup... because if you're not the cops... you got to promise me that you'll call them... and you'll tell them that we're stuck out here.
Takviyeyle geliyorsunuz değil mi? Eğer polis değilseniz... polisi arayıp burada mahsur kaldığımızı... haber vereceğinize söz verin.
- And you're coming with me.
- Ve sen de benimle geliyorsun.
You're driving me mad with all this coming and going.
Bütün bu gelip gitmelerinle sen beni delirtiyorsun.
So you're coming with me if I have to tie you to my horse and drag you all the way to Hadrian's Wall myself.
Bu nedenle benimle geliyorsun. Gerekirse seni atıma bağlar Hadrian duvarına kadar sürüklerim.
So you're coming with me if I have to tie you to my horse and drag you all the way to Hadrian's Wall myself.
Benimle geliyorsun seni atıma bağlayıp Hadrian Suru'na kadar sürüklemem gerekse bile.
I'm going home and you're coming with me.
Seni alıp eve götürmek için buradayım.
And you're coming with me.
Sen de benimle geliyorsun.
You're coming with me... until we can find someplace more suitable for you and Annie.
Sen ve Annie için uygun bir yer bulana kadar... benimle geliyorsun.
You're all coming with me to my costume party and I'm not taking no for an answer.
Şimdi tek bir kelime bile istemiyorum, Charlie. Hepiniz benimle kıyafet partisinegeliyorsunuz. "Hayır" diye bir cevap kabul etmiyorum.
And you're coming with me. Alright?
Benimle geliyorsun, tamam mı?
- filled with gumdrop fairies and... - You're coming with me.
Sen de benimle geliyorsun.
Oi, you're coming with me and that's an order!
Hey! Benimle geliyorsun, bu bir emirdir.
And as for you, Ursula, you're coming with me.
Sana gelince Ursula, benimle geliyorsun.
I know it's a pain in the ass, but I need the costing on the glove research, and you're coming with me.
Biliyorum kıçındaki acı gibi ama eldivenle ilgili araştırma maliyetine ihtiyacım var, ve sen benimle geliyorsun.
I am going on a field trip and you're coming with me.
Kır gezisine gidiyorum ve sen de benimle geliyorsun. Evet.
You're sleeping with your new boss, and you don't want me coming around because you don't want him comparing himself to me -
Yeni patronunla yatıyorsun. Kendisini benimle kıyaslamasını istemediğin için de buraya gelmemi istemiyorsun. - Selam Janet.
You're sleeping with your new boss, and you don't want me coming around beuse you don't want him comparing himself to -
Şu boyda.
And You're Coming With Me.
Ve sen de benimle geliyorsun.
You're coming with me to the bathroom and you'll suck my cock.
Benimle banyoya geleceksin ve sikimi ağzına alacaksın
- And you're coming with me.
Ve sen benimle geliyorsun.
I'm leaving and you're either coming with me or you're not.
Ben gidiyorum ve sen de ister gelirsin, ister gelmezsin.