English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And you're dead

And you're dead translate Turkish

1,580 parallel translation
Jimmy, it's me. Look... um, some weirdo picked me up in your truck... and drove me home and... and I wanna make sure you're not dead or something.
Jimmy benim, kahrolası bir arkadaşını beni almaya yollamışsın..
I'll kill you and set a good example After you're dead, I'll keep your whore alive... I'll hold on her display on the terrace, stark naked... so that people can see... what consequences befall those that come between father and son
Seni öldürecegim ve iyi bir örnek olacak... sen öldükten sonra, senin fahişeni hayatta tutup... ekrandaki terasta ona sarilacagim, çırılçıplak... böylece insanlar görebilecek... baba oğul arasına girenlerin başına nelerin geldigini...
Make a sound, and you're dead.
Ses çıkarırsan ölürsün.
"Try to run and you're dead."
- Kaçmaya çalışırsan, ölürsün.
You're under arrest for transporting a dead body in a stolen car, and you're under suspicion for murder.
Çalıntı bir araba ile bir ceset taşımaktan tutuklandın, ve cinayet işlediğinden şüpheleniliyor.
You're gonna wake up Monte and then we're all gonna have detention until we're like dead
Monte'yi uyandıracaksın. ve sonra hepimiz ölene kadar cezalı olacağız.
You felt a twinge, it was your heart and you're dead now...
Sonra bir sancı hissettin, kalbinden gelen ve şimdi ölüsün...
Make a move for that gun and you're dead.
Silaha doğru bir hamle yaparsan kendini ölmüş bil.
And right now you're the closest brown to our dead black girl.
Ölen zenci kızla bağlantısı olabilecek tek Meksilkalı da sensin.
Any more of your demons come here and attack our friends, they're dead, do you understand?
Kendi şeytanların Başka buraya gelip bizim arkadaşlar saldırı, onlar öldü, anlıyor musun?
You're his doctor and he's your half-dead, soon to be all-dead, patient.
Sen onun doktorusun ve o senin yarı ölü, yakında tamamiyle ölü olacak hastan.
You're his doctor, Izzie, and he's your half-dead, possibly soon to be all-dead, patient.
Sen onun doktorusun Izzie, ve o, senin yarı ölü, büyük olasılıkla yakında tamemen ölü olacak hastan.
And you're positive this girl is dead?
- Kızın öldüğünden eminsin.
If you're reading this, I am dead, and you are about to learn the story of my treasure.
Eğer bunu okuyorsanız, ben öldüm demektir ve benim hazinemin öyküsünü öğreneceksin.
And I don't like the fact that I sent you people to look after, and they're dead.
Ses tonundan hoşlanmadım Tom. Ben de sana emanet ettiğim... adamların ölmesinden rahatsızım.
"A guy is dead, and it looks like you're involved".
"Bir adam öldü, ve öyle görünüyor ki sizin parmağınız var".
Yeah, the only way you're gonna get a mistrial- - which the department does not want- - is to establish a direct causal link between Asourian and this particular dead juror.
Geçersiz yargılama kararı için tek yol ki şube olarak bunu istemeyiz Asourian ile o ölen üye arasında doğrudan bir bağlantı bulmandır.
We're not dead, and neither are you.
- Hiçbirimiz ölmedik, sen de dahil.
Orlando and the witness to his murder are dead, and you're free as a bird.
Orlando ve görgü tanığı öldüğüne göre bir kuş kadar özgürsün.
Would you mind lying in the ashes like you're dead while I cry out in anger and pain?
Hey Jimmy, küllerin üstüne uzanıp ölü taklidi yapar mısın? Ben de senin için ağlar gibi yapacağım.
And you're dead too. Boulba.
Sen de öldün Boulba.
Well, you take a dead girl and you dump her in a ditch, you're saying, "Look at what a bad-ass I am".
Bir kızı öldürüp kanala atınca,
- Principle is making a difference and you can't do that if you're dead.
- Bu kural değişikliğe yol açar senin ölmen de hiçbir işe yaramaz.
And when the Old Man gets you, you're worse than dead.
Ve İhtiyar seni aldığında, ölmüşten beter olursun.
Give you a couple of severed heads and a pile of dead cows and you're Mr. Sunshine.
Bir çift kopmuş kafa ve ölü inek laflarını duyunca birden Bay Neşeli kesildin.
I've got one dead ATF agent, and you're missing your standard-issue firearm.
Elimde ölü bir Alkol Tütün ve Ateşli Silahlar Bürosu ajanı var. Senin de silahın kayıp.
All you have to be is half a second slower and you're dead.
Yarım saniye yavaş olsan ölürsün.
So sorry that you're dead, and I'm not.
Sizler ölürken, ben ölmediğim için çok üzgünüm.
And you're dead.
Ve sen ölüsün.
The right dose, and you wake up a few hours later, the wrong dose, and you're dead for real.
Uygun dozla, birkaç saat sonra uyanırsın. Fazla doz, gerçekten öldürür.
When is the time, after you're dead and the family's bike?
Ne zaman zamanı olacak, sen öldüğünde ve ailen dağıldığında mı?
I see you again, and you're dead, too.
Seni bir daha görürsem, sen de ölürsün.
When she's dead and you're on wife number two, you're gonna feel real guilty about saying that.
Karın öldü mü sen ikinci sıradasın, bunu söylediğin için gerçekten suçlu hissedeceksin.
They pulled up your social security number, it said you're 117 and, oh yeah, dead.
Sosyal güvenlik numarana bakınca 117 yaşında ve ölü olduğun görünüyor.
You choose the wrong direction, and you're dead.
Yanlış yönü seçersen ölürsün.
Lay a finger on our gang and you're dead.
Bizim tayfadan birisinin kılına dokunursanız gebertirim.
Come near the ditch and you're dead.
Hendeğin yakınından bile geçerseniz gebertirim.
If I wake up and you're dead, I'II never forgive you, got it?
Eğer uyandığımda seni yenilmiş olarak görürsem... Seni affetmeyeceğim...
And you're pissed off that I'm not dead?
Ve de gebermedim diye sinirlendin?
Don't even blink. Blink and you're dead.
Sakın kırpmayın, kırparsanız ölürsünüz.
Blink and you're dead.
Kırparsanız ölürsünüz!
Blink and you're dead.
Kırparsanız ölürsünüz.
Trust me - you're not dead yet and they've forgotten you already.
İnan bana ölüm fermanını imzaladın.
When you're dead and I'm ceo, oh, my... winthrop!
Sen ölüp ben CEO olduğumda... Tanrım! Winthrop!
And, uh, since we're sharing belief systems, I believe, if you were dead, the world would be a better place.
Ve madem inanç sistemlerimizi paylasiyoruz seninle ben inaniyorum ki eger ölseydin dünya daha mutlu bir yer olurdu.
God, you're hot when you're mad. And you're hot when you're dead
- Tanrım, kızınca çok seksi oldun.
Mr. Meade, Y-You're Dead... And In My Refrigerator.
Siz ölüsünüz ve buzdolabımdasınız.
You're wasting time and resources trying to save a dead girl.
Zaten ölmüş bu kızı kurtarmak için zamanını ve kaynakları boşa harcıyorsun.
When you're living your life when you're dead, that's what you are but when you're dead and then you're not, you're alive again.
Öldüğünde hayatını yaşamaya devam ediyorsan öyle olursun,... ama öldüysen ve artık değilsen, tekrar yaşıyorsundur.
And if you didn't bring any money, we're also dead?
Ayrıca eğer hiç para getirmediysen, yine ölürüz, değil mi?
I mean, sure, I'm still wildly attracted to you on the physical level, but... spiritually and psychically, you're dead to me.
Yani, elbette, fiziksel seviyede hala beni vahşice çekiyorsun ama ruhsal ve psişik olarak benim için öldün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]