And you're gonna translate Turkish
17,701 parallel translation
I know you wish it would, but it's not, and the more you're dishonest with her, the worse it's gonna get.
Öyle olmasını dilerdin biliyorum ama hayır, ona karşı dürüst olmadığın sürece bu daha da kötüye gidecek.
I understand you're gonna kill me, but Jace will kill me, and then he'll kill my family, and then he'll kill my neighbors and their dog and...
Ama konuşursam, Jace önce beni sonra da ailemi öldürür. Ardından da komşumu ve onların köpeklerini öldürür.
They're gonna come down on you hard, because if they don't, it'll send a message to every other insignificant mining community that Ferrous is weak and can't keep its own house in order.
Tepenize sertçe inecekler, eğer böyle yapmazsa, bu tüm önemsiz madencilik toplumuna, Ferrous'un kendi evini bile koruyamayacak kadar zayıf olduğunun mesajını vermiş olur.
You're gonna strip it, bleach it, chop it in 10 pieces, and then throw it into the goddamn ocean.
Boşaltacaksınız, rengini açacaksınız, 10 parçaya ayırıp sonra da lanet okyanusa atacaksınız.
When we start moving, you're gonna open your car door slowly and drop it out.
Hareket etmeye başladığımızda arabanın kapısını yavaşça açıp bırakacaksın.
And then when you get back, you're gonna be on lunchtime cleanup duty.
Ve sonra döndüğünde öğle arası temizlik görevinde olacaksın. Bir dakika...
And you're gonna help me.
Sen de bana yardım edeceksin.
And you're gonna get him.
Sen de onu bana getireceksin.
Maybe a black eye, make you bleed a little, and then you're gonna run down the street screaming, okay?
Birazcık gözün moraracak, birazcık kan akacak sonra da çığlık atarak caddeye koşacaksın, tamam mı?
And you're gonna get yourself out of this situation by being weak and selfish.
Zayıf ve bencil olduğun için de kendini bu işten sıyıracaksın.
I'm just saying, you're smart and analytical and stuff, and real deliberate, but when bullets start flying, analytical's not gonna cut it.
Demek istediğim, zekisin, analizcisin, planlısın ama mermiler uçuşmaya başlayınca, analiz yapmak pek işe yaramaz.
You went off book, now you're gonna cut the crap, and tell me what the hell is going on between you and Turnbull.
Kafana göre takıldın. Artık zırvalamayı kes ve Turnbull'la aranda ne olduğunu anlat.
When we finish fighting the Dominators, you're gonna go back in time and... erase her?
Hakimiyetçileri savuşturduktan sonra geçmişe gidip onu zamandan mı sileceksin?
Where do you think they're taking them? Those "Men in Black" types are probably gonna take'em to a secret lab and run experiments on them.
O Siyah Giyen Adamlar kılıklı herifler onları büyük ihtimalle gizli bir laboratuvara götürüp üzerlerinde deney yaparlar.
Well, there are severe consequences for what you did, and you're just gonna have to accept that,
- Yaptığının ağır sonuçları var bunu kabullenmelisin.
It's not gonna be long before people start putting the pieces together and figure out what you're doing here.
İnsanların parçaları birleştirip burada ne yaptığınızı çözmeleri fazla uzun sürmez.
My son is in one of those cocoons, and you're gonna tell me how to get him out. Now talk!
Oğlum o kozalardan birinin içinde ve bana onu oradan nasıl çıkartabileceğimi söyleyeceksin.
Concussion and frostbite, but I'll be dandy in a few days. That's good news. I'm glad you're gonna be all right.
Beyin sarsıntısı ve donma ama birkaç güne düzelirim.
You can't just show up and think you're gonna train with everyone else.
Buraya gelip herkesle beraber idman yapamazsın.
A war is coming, Captain Hunter, and at some point you're gonna be called back to Central City to fight it.
Savaş yaklaşıyor Kaptan Hunter, ve vakit geldiğinde savaşmak için... Central City'ye döneceksiniz.
I'm gonna break your soul, and when we're finished, assuming that you're still alive...
Ruhunu paramparça edeceğim. Ve işimiz bittiğinde hala hayatta olduğunu varsayarsak...
Except revenue is what you're gonna need to pull that off, and we don't have revenue to pull that off.
Başarmak için gelire ihtiyacın olması.. .. ve bizimde başarmak için gelirimizin olmaması dışında tabi.
When you do, you're gonna get inside, and you're going to blow his new casino up.
Yaparken de içeri girip.. .. yeni kumarhanesini havaya uçuracaksın.
And you're gonna forget about all of this!
Bütün bunları da unut.
And now you're gonna kill him.
Şimdi de sen onları öldüreceksin.
And you're gonna tell us everything you know.
Ve bize bildiğin herşeyi anlatacaksın.
And if you're not gonna pay, I'm calling the police.
- Ve ödemezsen, polisi arıyorum.
You're gonna go say good-bye, and you're gonna mean it.
Vedalaşacaksın, hem de tüm samimiyetinle.
Guys, I know you're both holding your breath and you can't answer, but you'd better move it'cause the corium's gonna hit the rods in less than two minutes!
Çocuklar, biliyorum ikiniz de nefesinizi tutuyor ve cevap veremiyorsunuz ama acele etseniz iyi olur çünkü koryumun çubuklara ulaşmasına iki dakikadan daha az kaldı!
So I need you to promise that you're gonna stay close to your mother and stay hidden.
Annenin yanında kalacağına ve saklanacağına dair söz ver.
You tell SWAT to stand down, but you think that us, with a couple of pistols and a righteous disposition, we're gonna take this guy down?
SWAT'a geri çekilmesini söyledin ama elimizde iki silahla ilahi yollardan onu alt edeceğimizi düşündün, öyle mi?
Get your ass up now, or we're gonna break your neck and carry you.
Kıçını kaldır yoksa boynunu kırıp taşırız seni.
So if you ever want to see your children again without a piece of glass and a telephone between you and them, you're gonna tell me who paid you to put Adam Noshimuri on that bus.
Eğer çocuklarınla camın arkasından telefonla konuşmak istemiyorsan.. ... Adam Noshimuri'yi otobüse bindirmen için sana kimin para verdiğini söylersin.
The way things look right now, you're probably gonna go away and not get out until the young one's about 30 years old, right?
Şu anki duruma bakarsak içeri gireceksiniz ve kızlarınız 30 yaşına gelmeden de çıkamayacaksınız.
And you're gonna get a free, one-on-one lesson from a former pro.
Sen de eski bir profesyonelden özel ders alacaksın.
When you get into the water, you're gonna want to lay down on it like this and paddle.
Suya girdiğinde, böyle yatacak ve kulaç atacaksın.
Yeah, you need to get the American Conservative Union on board, the Conservative Caucus, the Family Research Council, and you're not gonna like this.
Evet, Amerikan Muhafazakar Birliği'ne kabul ettirmelisiniz Muhafazakar Parti Toplantısı, Aile Araştırma Konseyi ve bunu sevmeyeceksiniz.
And we're not gonna let you go to war without your two best soldiers.
Biz de en iyi iki askerin yanında olmadan savaşa girmene müsaade edemeyiz.
Mason, this is my fight, and you're not gonna know the right questions to ask.
Mason, bu benim savaşım, Ve sen sorulacak doğru soruları bilmiyorsun.
You're just gonna go along and abandon them?
Kararı uygulayıp onları terk mi edeceksin?
You're always gonna want to go ahead and use purified water.
Her zaman arıtılmış su kullanman gerek.
If you're gonna go around and tell everyone we're like boyfriends, - you should at least ask me out first. - ( chuckles )
Eğer etrafta erkek arkadaş olduğumuzu söyleyeceksen, en azından önce bana çıkma teklif etmelisin.
It's the only way you're gonna win, and you know it.
Kazanmanızın tek yolu bu ve bunu siz de biliyorsunuz.
Well, go on and tell me, if you're gonna tell me.
Söyleyeceksen söyle.
But they're gonna say whatever you want,'cause Pierce works for you, and Riggs works for Pierce.
Çünkü Pierce senin için, Riggs de Pierce için çalışıyor.
So you can ask them all you want and you can compare me to a child all you want, but the fact is you are never gonna know what they really think, because, unlike me... they're beholden to you.
Onlara istediğin soruyu sorabilirsin ve beni bir çocukla kıyaslayabilirsin ama işin aslı, gerçekten ne düşündüklerini asla öğrenemeyeceksin. Çünkü benim aksime onlar sana borçlu.
- Because you didn't sound sure, and you keep saying this is a child that you know, a child that you're gonna soon co-parent. - Yes.
- Evet.
And, yeah, I'm gonna have a big wedding, and you're gonna be there'cause you're gonna be my best man!
Büyük bir düğün yapacağım sen de orada olacaksın. Çünkü benim sağdıcım olacaksın!
And you're gonna trust me again in two more months?
İki ay sonra güvenmeye başlayacak mısın yani?
I think if you get to the point where you're gonna walk down the aisle with someone, she's earned some trust... and faith.
Hayatının bir döneminde birisiyle beraber yürümeye karar verirsen o kişinin biraz güveni ve inancı hak ettiğini düşünüyorum.
I want an in, and you're gonna get me there... or you'll be arrested, put on probation, and kicked out of school.
Dâhil olmak istiyorum. Ve sen bunu sağlayacaksın. Yoksa tutuklanıp gözetim altına alınacak ve okuldan atılacaksın.
and you're gonna help me 20
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're here 49
and you're wrong 34
and you're right 279
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're here 49
and you're wrong 34
and you're right 279
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21