And you're just translate Turkish
10,887 parallel translation
In fact, they hate your ass because you're a natural-born Muslim, and they're just phony jailhouse opportunists looking for better food.
Hatta senden nefret ediyorlar, çünkü sen doğuştan müslümansın. Fakat onlar, daha güzel yemekler için müslüman numarası yapan sahtekarlar.
- Just take a deep breath and accept you're here.
- Sadece derin bir nefes al ve burada olduğunuzu kabul et.
If you're going to torture me, just call them back and get on with it.
Bana işkence edeceksen geri çağır da bitsin bu iş.
She's just found your manuscript and you're ferocious with that.
O senin yazılarını buldu ve bu seni kudurttu.
Try to understand, Mrs. Shukla, the match is just three days away... and now you're saying he won't play.
Anlamaya çalışın Bayan Shukla. Maça üç gün kaldı ve şimdi o oynamayacak diyorsunuz.
I just hope that one day, you're not gonna wake up and realize you missed the best part of life.
Umarım bir gün uyanıp da hayatlarının en güzel yıllarını kaçırdığını fark etmezsin.
If you're just joining us, this is Trish Talk and we are discussing the recent events that have the residents of Harlem confused, and some even frightened.
Radyolarını yeni açanlar için Trish Talk'ta, Harlem sakinlerini üzen, hatta onlara korku salan son olayları konuşuyoruz.
And you, either your mother lives up to her promises, or you're gonna die here just like everybody else.
Sana gelince. Ya annen verdiği sözleri tutar ya da sen de buradaki herkes gibi ölürsün.
Listen, I see you're carrying a guitar and I just wanted to inform you that the hotel has a strict no-party policy.
Bir gitar taşıdığınızı görüyorum Sizi otelimizin gürültülü partiler konusunda oldukça katı kuralları olduğu konusunda bilgilendirmek isterim.
We're just gonna down there, I'm gonna bring back Alison and I need you to hold out until then, alright?
Beni dinle lütfen. Aşağıya ineceğiz Allison'u geri getireceğim o zamana kadar senin dayanman gerek tamam mı?
So you're telling me that when this baby girl fell 30 feet, she hit her head just right and it didn't kill her and it didn't paralyze her and instead it healed her?
Yani siz diyorsunuz ki bu küçük kız dokuz metre aşağı düştü. Kafasını vurdu ve bu olay onu öldürmedi sakat bırakmadı fakat onu iyileştirdi.
And you're just like sitting out in the driveway or something?
Ve sende yolda onu beklerken oturuyor musun?
I can't imagine that... that you're just gonna be around and you're not gonna be in my life.
Buralarda olup da hayatımın bir parçası olmayacak olmanı nasıl karşılayacağım bilmiyorum.
Obviously, you're just old men in young bodies, and everybody knows it.
Açıkcası, sizler genç vücutlardaki yaşlı adamlarsınız. Ve herkes bunun farkında.
I think I just need to powder you and we're good.
Bence seni biraz pudralamam gerek ve sonra tamamız.
If you tell Mom he was here, I promise you I'm going to melt each and every single one of your dolls until they're just a giant blob of hair and arms. Do you understand?
Anneme onun burada olduğunu söylersen yemin ederim tüm oyuncaklarını dev bir saç ve kol yığını olana dek tek tek eritirim, anlıyor musun?
Wow, it's like I'm saying things, and you're just not hearing them.
- Sanki bütün bunları anlatmama rağmen umurunda değilmiş gibi.
You're acting like little children playing basketball who've fallen behind by several two-pointer buckets so you just take your basket home, and now no one else can play.
Tıpkı birkaç sayı geride kalmış, basketbol oynayan çocuklar gibisiniz topunuzu alıp eve gidiyorsunuz ve kimse basket falan oynayamıyor.
I get it, but you're just saying that'cause you don't know the real Adrian. And this bachelor party is gonna change all that.
Anlıyorum ama böyle düşünmenin tek sebebi, gerçek Adrian'ı tanımaman ve bu parti sayesinde herşey değişecek.
You're so tough and I'm just a beautiful intellectual.
Sen çok sertsin, bense güzel bir entelektüelim sadece!
When this whole night is over, I'm gonna let you go, and we're just gonna pretend this whole day never happened.
Bütün gece bitince, gitmene izin vereceğim. Ve sadece bu günü hiç olmadığı iddiasıyla yapacağız.
I'm just a normal woman, and you're a photographer, and so you're photographing me, but while you're doing it... you can't help yourself, and you start touching me.
Sadece normal bir kadınım, ve bir fotoğrafçısın, Ve bu yüzden beni fotoğraflamaktasın, Ama bunu yaparken... kendi kendine tatmin olamıyorsun, ve bana dokunmaya başlıyorsun.
- And I know that like, a lot has changed, and you're going through some hard stuff right now, but I just, I think you should know that I think you are such a beautiful, wonderful person, and you are so, so, so talented, and I just know that everything's gonna be fine.
Ayrıca biliyorum ki çok şey değişti ve sen de zor bir dönemden geçiyorsun ama bence sadece şunu bilmelisin ki çok güzel, harika bir insansın ve çok ama çok yeteneklisin.
You're all just gonna sit here and wait for whatever they have to bring down on us.
Siz hepiniz burada oturacaksınız. ve ne olursa olsun bekleyince onlar bizi vurup indirir.
I come out here and you're just gonna watch me go around one time?
Dışarı çıktık ve sadece beni izleyecek misin?
Uh, yeah, I mean, I just think... If anything, I like it because it's, you know, at least we're not killing, you know, the sheriff who's, like, a guy and that doesn't make any sense,'cause the killer kills women, so it'd just be, like,
Düşündüm de hoşuma gitti çünkü en azından şerifi öldürmüyoruz.
Listen, if there is a man selling a private arsenal to an Egyptian crook and he's English and you're English and those weapons could cause a lot of pain to a lot of people, then you just do it.
Bakın gizli bir silah deposunu Mısırlı bir dolandırıcıya satan biri varsa hem o kişi hem de siz İngilizseniz ayrıca bahsi geçen silahların pek çok insana zarar verme ihtimali varsa o zaman harekete geçersiniz.
I'm just a guy living his life, and you're just a weak-ass cop with nothing but a handful of piss.
Ben sadece hayatını yaşayan bir adamım ve sende elinde boktan başka bir şey olmayan zayıf bir polissin.
You're just gonna stand there and let him slap you in the face?
Orada durup, seni tokatlamasına izin mi vereceksin?
You see, we live next door, we just sold our house, and we're escrowing for the next 30 days.
Yan komşularınız olarak evimizi sattık ve 30 gün boyunca geçiş sürecinde olacağız.
You're just away from home for the first time and you're scared.
İlk defa evden uzaklaştığınız için korkuyorsunuz.
Just, so many of my friends, they're politically active, and, you know, we're living in these exciting times where things are constantly changing.
Sadece arkadaşlarımın çoğu, ki hepsi politik insanlar, ve biliyorsun çok heyecan verici şeyler yaşıyoruz her an herşey değişebiliyor.
And unless you're a virologist, you'll just get in the way.
Virolog değilsen sadece ayak bağı olursun.
And I'm really sorry I lied to you, but you're kinda sorta super cute, and I know I always make mistakes, and I know this was a big mistake, but I just...
Sana yalan söylediğim için çok üzgünüm. Ama sen çok tatlı birisin. Ve sürekli hata yaptığımı biliyorum.
You use words like Zionist and Islamist. For me they're just Yids and goat-fuckers.
Siyonistler ve İslamcılar gibi kelimeler kullanıyorsunuz bana sorarsan sadece Yahudiler ve kâfirler.
We're in the brig and the whole ship just, you know, bumps ; we get thrown against the the wall. Yeah.
Gemi sarsılıyor, duvara doğru fırlıyoruz.
And just so we're clear, you and me, we're done.
Ve şunu açıklığa kavuşturalım aramızdaki ilişki bitti.
Now we're just accepting that if forced to choose Between a long future with you and a short one with me... There's no chance she'll even consider the latter.
Şimdi kabul edelim, eğer onu seninle uzun bir gelecek veya benimle kısa bir hayat arasında seçim yapmaya zorlarsak ikinci seçeneği düşünmesinin ufak bir ihtimali bile yok.
So you're just going to sail into the harbor, row yourself onto the beach, and read this?
Yani öylece o limana yelken açıp, sahile doğru kürek çekip bunu okuyacaksınız?
Those men out there hear the two of you arguing, and they might just lose whatever faith they've got left that we have any idea what we're doing in here.
Mürettabat ikinizin tartıştığını duyarsa burada ne yaptığımıza dair kalan inançlarını da kaybedebilirler.
Easier to carve your heart out of your chest and eat it when you're just a monster in my mind.
Sen sadece aklımdaki bir canavarken göğsünden kalbini söküp yemek daha kolaydı.
Can we all just call a spade a spade and say you're talking about Will and I?
Lafı dönüp dolaştırmanın alemi yok, Will ve benden mi bahsediyorsun?
I saw on Instagram that you're at this bar, and I... I missed you so much, I just...
Instagram'dan burada olduğunu gördüm ve seni çok özlemiştim ben de...
Just you, and you're going to say that that's why you're down here.
Sadece seni sürükleyeceğim ve bu yüzden burada olduğunu söyleyeceksin.
And we're gonna do Christmas just like you do at home.
Evinizde nasıl yapıyorsanız Noel'i aynı öyle kutlayacağız.
Just means a lot of things are happening and you're feeling overwhelmed.
Bunun anlamı çok fazla şey oluyor... ve sen bunalmış hissediyorsun.
And just so you don't stress, you're still gonna be the Big Cheese, dude.
Gerilmene gerek yok.... sen hala Büyük Cheese sin, dostum.
Yeah, but then you sober up and realize you're just going to town on a mop.
Evet, fakat sonra aklın başına gelir ve dağınık saçla ilçeye gittiğinin farkına varırsın.
Then you look at the photographs and you think, " They're just young women living their lives like I live mine.
Sonra resimlerine bakıp "Tıpkı benim gibi hayatını yaşayan genç kadınlar" diye düşünüyorsun.
And if we're quiet, you can hear just the smallest whisper of wind through the trees.
Ve sessiz olursak... ağaçların arasından usulca fısıldayan rüzgarın sesini duyabilirsin.
Even if I don't use my influence on your behalf, just the fact you're my son, others will, and that can be tricky for both of us.
Sistemde aratmış. Eğer nüfuzumu senin için kullanmasaydım... benim oğlum olduğunu bildikleri için başkaları yapacaktı. Ve bu ikimiz için de daha çetrefilli bir hal alacaktı.
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17