English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And you're right

And you're right translate Turkish

6,318 parallel translation
Look, you've been hazing me all day about not being a Killjoy, and you're right, I'm not.
Bak, tüm gün boyunca Killjoy olmadığımı söyleyip durdun ve haklısın değilim.
- You scream at him... act like you're right and he's wrong, but you're the one who had an affair.
- Ona bağırıyorsun. Sanki o suçluymuş da haklı olan senmişsin gibi davranıyorsun. - Ama gizlice ilişki yaşayan sendin.
You're right, Lib, Bill and I will sort this out later.
Haklısın, Lib. Bill'le bunu daha sonra çözeriz.
We're gonna need you to verify and register your gold funds with James right over here.
James, şu tarafta altın hesabınızı kontrol edip teyit edecek.
You're right about me in many ways... How I- - how I love the work and the accomplishments and the recognition.
Benimle ilgili birçok hususta haklıydın işimi ne kadar sevdiğim, üstesinden nasıl gelebildiğim, itibarım konularında.
You know, I'm honestly surprised you didn't re-enact what was clearly the formative event of your own teenage years, and Sandusky the poor kid right there and then.
Biliyor musun, muhtemelen ergenlik yıllarında senin için sıradan sayıldığı gibi, zavallı çocuğa oracıkta saldırmamana şaşırdım.
You're a big... muscle-y distraction, and we need that right now.
Senin büyük.... dikkat dağıtan kasların, tam da şu an bu lazım
And you're still free next Saturday, right?
Önümüzdeki cumartesi için hala bir planın yok, değil mi?
No, I know you're right, and you have been such a great friend to me, Gloria. I...
Haklısın ve bana çok iyi bir arkadaş oldun Gloria.
irritated, I think is the right word, when you used George and I as pawns to get what you want. But you're my best friend, and I want you to be happy.
Ama sen benim en yakın dostumsun ve senin mutlu olmanı istiyorum.
Right. Because you're in charge now, and you decide who is disposable.
Artık başta sen olduğun için kimin öleceğine sen karar veriyorsun tabii.
And you're right, I do miss New York.
Ve haklısın, New York'u özlüyorum.
We're not finished, you and I, but for right now, save my sister.
Seninle işimiz bitmedi. Ama şimdi kız kardeşimi kurtar.
All right. I can reverse-engineer Eva's work, but it's gonna take some time, and you're gonna have to do your own magic.
Eva'nın yaptığı büyüyü bütünden parçaya doğru inceleyebilirim ama biraz zaman alır.
You and the arrow, you're... You're close, right?
Sen ve Arrow, yakınsınız değil mi?
Listen, I know you're upset and you have every right to be, but it's been over a week, and now that you know the truth, neither of us should go through this alone, so,
Biliyorum üzgünsün ve bu sonuna kadar hakkın ama bir haftadan fazla oldu ve artık gerçeği de bildiğine göre ikimiz de bunu tek başımıza atlatmamalıyız.
And you're right, the city's in good hands. Including yours.
- Seninki de dahil.
See, I know you're right, and I'll rally, but, nothing.
- Haklı olduğunu biliyorum. Dalga bile geçebiliyorum ama tık yok.
And... ( quiet laugh ) I'm gonna leave you two to the big talk you're about to have right now.
Neyse sizi birazdan yapacağınız büyük konuşmayla baş başa bırakayım.
And you're from chicago, right?
- Chicago'luydun değil mi?
I believe in... in right and wrong, in black and white, not this gray area that you're so found of, no.
Ben... doğruya ve yanlışa inanıyorum, siyah ve beyaza, gri bir alana değil sen böyle görüyorsun ama, olmaz.
Look, Renee, I don't think you're a bad person, but you're in a very bad situation and you need to make it right.
Bak, Renee, kötü bir insan olduğunu sanmıyorum, ama şu anda çok kötü bir durumdasın ve doğru olanı yapmak zorundasın.
Lianne Sampson, and Rhonda. You're right...
Haklısın...
You got powers, you got invisible wings, and you're trying to stop Four Horsemen from breaking a bunch of prophetic seals that lead to the end of the world, right?
Güçleriniz ve görünmez kanatlarınız var. Simgesel mühürlerini kırıp dünyayı kıyamete sürüklemeden önce Mahşerin dört atlısını durdurmaya çalışıyorsunuz. Doğru anlamış mıyım?
And then you're gonna be right back where you started.
Sonra başladığın yere dönmüş olacaksın.
Yeah, you're right, And all the other cabin buddies live south of the city.
Evet, haklısın ve bütün kamp arkadaşları şehrin güneyinde yaşıyor.
If we get this right, you're going to feel light and free afterwards.
- Hata yapmazsak kendini hafif ve özgür hissedeceksin.
Not that I don't admire what you're trying to do... to change the world... with nothing but desire and your own two hands... secure in the knowledge that you're doing the right thing, the only thing.
Yapmaya çalıştığın şeyi takdir etmediğimden değil.. ... dünyayı değiştirmek arzun ve o iki elinden başka hiçbir şeyle doğru şeyi yaptığından emin bir şekilde tek bir şeyi.
What if he set you up with a time and a place, you get there, the target fucking gets a phone call when you're supposed to do him, then he leads you on a fucking wild-goose chase all over town, you end up right in Angela's lap?
Ya zaman ve mekânı ayarladıysa sen oraya gidiyorsun, hedefe bir telefon geliyor tam olarak sen onu indirecekken sonra sana tüm şehirde beyhude bir arayışta olduğunu yutturuyor sen de Angela'nın kucağını boyluyorsun işte?
Well, you're lucky your father has something going on at work, otherwise I'd be sending him right now to come and get you.
Baban işe gittiği için şanslısın. Aksi halde gelip seni alması için onu gönderirdim.
I love you and I miss you, and you're doing the right thing.
Seni seviyorum ve özlüyorum. Ve doğru bir şey yapıyorsun.
It makes you crazy, and right now, you're crazy.
İnsanı delirtiyor bu ve şu an sen de delisin.
You two are really super nice guys, and you're just going through some stuff right now.
Siz ikiniz çok iyi çocuklarsınız ve bu sıralar biraz zor zamanlar geçiriyorsunuz.
You're a good woman, and you're trying to do the right thing.
İyi bir kadınsın,... ve doğru olanı yapmaya çalışıyorsun.
You're right, and I'm already at the board.
Çok haklısın. Hamlemi yaptım bile ben.
And I can't get my head around it! You're right.
Toparlayamıyorum kendimi.
Don Falcone runs Gotham, and you're about to murder his right-hand man.
Don Falcone Gotham'ı işletir. Ve sen onun sağ kolunu öldürmek üzeresin.
Well, you have an ailment, and you're in a hospital, so you're in the right place, okay?
Bir rahatsızlığınız var ve hastanedesiniz. Yani doğru yerdesiniz.
You and Foggy, you're the only good things in my life right now.
Sen ve Foggy, hayatımdaki tek güzel şeylersiniz şu an.
And she was right there too, right where you're standing, down on her knees, begging me to forgive her.
O da tam oradaydı, senin tam da durduğun yerde, dizlerine çökmüştü ve onu affetmem için bana yalvarıyordu.
You're right about setting boundaries, and... we need to do divorce things like sign papers and... move out of our house.
Sınırlar konusunda haklıydın ve... boşanma işlemlerini başlatıp kağıtları imzalamalı ve evimizden ayrılmalıyız.
We're gonna get in the car, and you're gonna show me everything that happened, right now.
Arabaya binip ne olduysa bir bir göstereceksin. Hemen.
And you're right.
Haklısın.
Look, I-I understand that you're mad, and you have every right to be.
Bak, kızgın olmanı anlıyorum, ve sonuna kadar da haklısın.
All right, we're back. As you know, Jane was accidentally inseminated with Rafael's sperm, and, man, things have been a little crazy since then.
Bildiğiniz gibi, Jane yanlışlıkla Rafael'in spermleriyle yapay yoldan döllenmişti, ve o zamandan beri işler iyice çılgın bir hal aldı.
And, look, you don't have to tell me the way you're feeling right now.
Ve, bana nasıl hissettiğini hemen söylemen gerekmiyor.
So I've been doing some thinking, and I've decided you're right.
Biraz düşündüm, ve senin haklı olduğuna karar verdim.
Um, well, you know, all that's important is that we're all safe and back together, right?
Şu anda önemli olan tek şey hepimizin güvende olup bir arada olmasıdır değil mi?
You're really taking one for the team right now, and I appreciate it.
Takım için bir şeyi hallediyorsun ve seni takdir ediyorum.
You're right, I'm just gonna stay home and take care of the baby, so you don't even have to worry about it anymore.
Haklısın, Evde kalıp bebekle ilgileneceğim. böylece benim hakkımda endişelenmeyeceksin.
And... you're a good lawyer, right?
- Sen iyi bir avukatsın, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]