And you're safe translate Turkish
579 parallel translation
Praise be you're safe and -
Şükürler olsun ki sağ sa... -
Thank goodness that you're safe and sound.
Tanrıya şükür güvendesin.
I still can't believe it that you're here and you're safe, And you're not going to be sent away.
Hala burada, güvende olduğuna, uzaklara gitmediğine inanamıyorum.
You're inquiry's done, since I'm safe and sound.
Sağ salim olduğuma göre, sizin soruşturmanız sona erdi.
After it's done, after it's all over and we're safe, it'll be just you and me.
Bitince, her şey bitip tehlike geçince yalnızca sen ve ben olacağız.
After it's done, after it's all over and we're safe, it'll be just you and me, you and me, the way it should've been all along from the start.
Bitince, her şey bitip tehlike geçince yalnızca sen ve ben olacağız. Sen ve ben, ta en başında olması gerektiği gibi.
You're safe making that offer, and you know it.
Bunu söylerken güvende olduğunuzu biliyorsunuz nasıl olsa.
Andy, you're here and you're safe.
Andy, buradasın ve güvendesin.
I thought I'd be safe from you because you're a stranger, far removed from John and his world and everything that he stands for.
Yabancı olduğun için güvende olurum sandım. John'dan dünyasından ve temsil ettiği her şeyden uzaktın.
When I know that Veronica's safe and you're with me, I'm not such a coward.
Veronika'nın güvende, senin de yanımda olduğunu bildiğimde o kadar ödleklik etmem.
Them old hogs can fuss and charge around all they please, but up a tree you're as safe as at home in bed.
Domuzlar etrafında yaygara yapıp, hepsi saldırabilirler fakat bir ağacın üzerinde evinde yataktaymış gibi güvende olursun.
Well, the main thing is you're out and the money is safe.
Şey, önemli olan senin çıkman ve paranın güvende olması.
And then maybe... just maybe... you're gonna be safe from me.
Belki o zaman benden uzakta güvende olursun.
And so relieved you're safe!
Seni sağsalim görünce içim rahatladı!
Suppose we put it in the safe, and then Monday morning when you're feeling good...
Kasaya koyalım, Pazartesi sabahı kendini iyi hissettiğinde...
If you do contact him, we will not move in and take him... until you're a safe distance away, okay?
Onunla temasa geçecek olursanız, siz güvenli mesafeye geçene dek onu tutuklamaya kalkışmayacağız, oldu mu?
Your cuttlefish woman must be happy that you're safe and sound.
Sizin mürekkepbalığı kadın, sağlam ve güvende olamnızdan mutlu olmalı.
But you're all safe and sound.
Ama siz sapa sağlamsınız.
And sooner or later, you find a place where you think you're safe.
Eninde sonunda, emniyetli bir yer buldum sanırsınız. Ve yerleşirsiniz.
As long as you're safe and not in Norway...
Hiç olmazsa, Norveç'te değilsin ve güvendesin.
Would you be so kind as to contact my father in Rabaul and have him inform the parents of the girls'that they're quite safe?
Rabaul'de babamla temas kurup kızların ailelerine çocukların güvende olduklarını söylemesini ister misiniz?
Open that safe and you're gonna destroy half the bank notes.
Kasayı açarsınız ama banknotların yarısı parçalanır.
Oh, I know we're all safe in your strong hand, and do but trust in you and all will yet be well, huh?
Tabii senin güçIü kollarında güvendeyiz değil mi? Bizi kollarına alacaksın ve her şey düzelecek öyle mi?
If you're thinking of using dynamite charges,... you'd blow up the safe, all right, and the money along with it.
Eğer dinamit kullanmayı düşünüyorsan kasayı patlatırsın ama parayı da beraber yakarsın.
You're a safe-cracker, prisoner, private, second-class, and a potential member of the most successful espionage group in the army.
Kasa hırsızı, mahkum, 2. tertip asker ve ordunun en başarılı casusluk grubunun olası bir üyesi. Dienststelle Ast.
The main thing is you're healthy and safe.
Asıl önemli olan senin sağ ve güvende olman.
And won't he be awful glad to know you're safe with us once again.
Ve senin bizimle tekrar güvende olduğunu bilmek, onu çok memnun etmeyecektir.
We luck into a safe place, and you're telling us we've gotta risk our lives just because somebody might need help, huh?
Yardım isteyen birini kurtarmak için, kendi hayatımı tehlikeye atamam. Sen kalkmış benden bunu yapmamı istiyorsun.
- Right. ♪ You can go, but be back soon You can go, but while you're working ♪ This place, I'm pacing ♪ round Until you're home, safe and sound
Gidin, ama çabuk dönün gidin, ama unutmayın... sizler sağ salim eve dönene kadar burada kıvranıp duracağım... hoşçakalın, ama fazla gecikmeyin tehlikeden uzak durun... söylediklerimi unutmayın çabuk dönün... nasıl unutabiliriz?
He's safe, and you're safe, my little green friend.
O güvende. Ve sen de, benim yeşil dostum.
All right, he died and you're safe.
Pekâlâ, öldüğüne göre güvendesin.
Hey, while you're up here safe and dry, your woman is going to die.
Sen burada kuru ve güvendeyken kadının ölmek üzere.
You are safe, and you're not hurt, Inge.
Güvendesin ve bir zarar görmedin, Inge.
Tell her that you're safe and well.
Ona güvende ve iyi olduğunu söyle.
So, the safe was opened by someone who knew the combination, and you're suggesting that it was someone who works for the Legation.
Demek, kasa şifreyi bilen biri tarafından açıldı, ve Konsolosluk için çalışan bir olduğunu ileri sürüyorsunuz.
Do you mean to tell me that you're sitting up here safe, and that Jonathan might be killed?
Yani sen burada güvendeyken... Jonatharın bir hiç uğruna ölebileceğini mi söylüyorsun?
You're safe and well on an American merchant vessel.
Güvendesiniz. Bir Amerikan kargo gemisinde bulunuyorsunuz.
I'm your insurance... so long as you're geographically safe from pursuit and ambush.
- Bu bölgede takip ve sana pusu kurulmadığı sürece ben senin sigortanım.
All we can do is weep for joy that you're together, and that Willy's safe and sound.
Yapabildiğimiz tek şey sevinçten ağlamak. Birliktesiniz ve Willy sağ salim burada.
Believe me, come tomorrow... people will be so pleased to see that you're safe and sound... they won't think anything more of it.
İnan bana, yarın gel... İnsanlar güvende ve sağlıklı olduğunu görünce çok memnun olacaktır... hakkında daha fazla kafa yormayacaklardır.
Call me the minute you're safe and sure you haven't been followed.
Güvende olduğunuzdan ve takip edilmediğinizden emin olduğunda beni ara.
I know a place where you can radio your parents in the U.S. and tell them you're safe.
Emniyette olduğunuzu söylersiniz.
And you're not gonna be safe until we find McCord and the Minotaur bomb.
McCord'u ve Minotaur bombasını bulmadığımız sürece sen de güvende değilsin.
You're back here in the theatre, safe and sound, where you belong.
Yeniden tiyatrodasınız, sağ salim, ait olduğunuz yerde.
Well, you're safe and sound now, back in good old 1955.
Evet. Şu an bizim 1955 yılına geri döndün ve emniyettesin.
We're here to make your trip as comfortable as possible. Thank you, and have a safe and enjoyable flight.
Biz yolculuğunuzun güvenli ve rahat geçmesi için varız.
We're not safe here anymore, my son almost dies, and you sit here!
Artık burada güvende değiliz, Oğlum hemen hemen ölüyordu, ve sen burada oturuyorsun!
I'm so happy that you're home and safe.
Sağ salim döndüğün için mutluyum.
Well, you're safe and sound now, back on the good old 27th floor.
Neyse, artık emniyettesin ve yine sevimli 27. katımızdasın.
- Get the little girl, then... then you're home and safe.
Sonra evde güvende olacaksın.
Wait your three months, and go home where you're safe.
Evine git. Üç ay bekle ve evine dön.
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're 261
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're 261