And you're smart translate Turkish
783 parallel translation
And you're all very smart!
Hak yerini bulur, ne ekersen onu biçersin.
Well, you're so smart, how would you like the government to condemn this land and take it for nothing?
O kadar zekiysen, hükümetin burasını istimlak edip, el koymasına ne dersin?
Well, Bill, if you take after your dad, you're a smart boy... and an honest one too.
Babana çektiysen Bill, akıllı bir delikanlısındır. Ayrıca da dürüst.
You're a smart young man and my hat's off to you.
Akıllı genç bir adamsın ve sana şapka çıkartıyorum.
Others could be wearing the smocks and you could be manager. You're smart.
Akıllısın.
And you're smart.
Ve sen akıllı birisin.
Well, I know a lot of smart guys and a few honest ones, and you're both.
Şey, bir sürü kafası basan adam tanırım ve çok az da dürüst adam, sende bunların ikisi de var.
- You're pretty smart men... you and Dr. Cargraves and the General.
- Siz çok zeki bir adamsınız... Doktor Cargraves ve General de öyle.
You're smart and you're no fool.
Akıllısın ve aptal değilsin.
If you're smart, you'll ride out of here and keep on riding and you won't come back.
Aklın varsa atına atlayıp buradan gidersin. Bir daha da geri dönmezsin.
And you're smart, and you're mean.
Sen de öylesin.
And you're smart.
Çok da zekisin.
You'd sell out your own mother for a piece of Fudge, but you're smart... Smart enough to know when to sell and when to sit tight.
Biraz çıkarın varsa anneni bile satarsın, ama akıllısın... ne zaman satıp ne zaman kendini tutacağını iyi biliyorsun.
If you're smart, if you keep your trap shut and don't nose around any more... You'll have money, you'll be loaded.
Eğer akıllıysan, eğer çeneni kapalı tutup daha fazla karışmazsan... bir sürü paran olur.
You're a good man and smart, to boot.
İyi ve akıllı bir adamsın.
You're smart and gutsy.
Cesur ve zekisin.
You're shrewd and smart. But then you pull crap like this!
Çok dikkatli, zeki ve akıllısındır...
You're young, beautiful, and smart.
Gençsin, güzel ve zekisin.
See, you're a smart boy and I just hate to see you wasting your time.
Aslında sen zeki birisin ve zamanını boşa harcadığını görmek beni, üzüyor.
You're beautiful, you're smart, you're funny, and you can kick a man's ass no problem.
ve bir adamın kıçını tekmeleyebiliyorsun. Sorun değil. - Çok haklısın.
She's 1 3 years old, and you're smart.
13 yaşında. Sen de akıllısın.
Sure, insurance guys are tough and they're smart. But I know all their tricks. They'll hit you with hammers, stick pins in you...
Tamam, sigortacılar zorlu ve zeki adamlar.Ama ben de..... onlar kadar zorluyorum.Bütün numaralarını bilirim.Üzerine çekiçle vurup, iğne batıracaklar.
I admit you're plenty smart and that's the main reason why I want to work for you.
İtiraf etmeliyim ki çok akıllısın, seninle çalışmak istememin asıl sebebi de bu zaten.
And you're smart? - Sure!
Sen akıllısın öyle mi?
You're so smart, Kirk. You, and this pointy-eared thinking machine of yours.
Çok akıllısın, Kirk, sen ve bu sivri kulaklı düşünme makinen.
"If you're smart now," he says, "you'll join the force and get a pension."
Demiş ki, "Şimdi aklın varsa orduya katılır ve emekli olursun."
You're a smart and easy-going fella.
Sen ne tatlı ve akıllı bir veletsin.
You're smart and you're gorgeous.
Zeki ve yakışıklısın.
If you're so bloody smart, you'd know that if we went ahead and bought the windows and doors, we'd make twice as much money.
O kadar akıllıysan, pencerelerle kapıları da almış olsak... iki katı para kazanacağını bilirdin.
And I bet you're smart enough to get us some brew.
Ve eminim bize biraz istim bulacak kadar kafan çalışıyordur.
Listen, if you're so God damn smart why don't you come up here and fix it yourself?
Bak, o kadar kafan çalışıyorsa gel de sen tamir etsene?
As for you you're tough, smart and you've got a lot of great-looking bits and pieces.
Sana gelince Sen zor, akıllı Ve mükemmel görünümlü bit ve parçaları bir sürü var.
I mean, actually you're quite smart And I'd say you're over smart You underestimated the others
Ama sen oldukça zekisin hatta gereğinden fazla zekisin ve diğerlerini hafife alıyorsun
You're the one who figured out how to find the Yellow Brick Road and how to destroy Evillene and every smart move we've made.
Sarı Tuğla Yolu'nu nasıl bulacağımızı çözen sendin ve nasıl Evillene'yi yenebileceğimizi ve yaptığımız her akıllıca hareketlerimizi.
If you're smart, we can both come out of this heroes, and we will be set up for life.
Akıllıysan, buradan kahraman olarak çıkarız ve geri kalan ömrümüzde rahat oluruz.
You think you're so smart and you didn't realize they were teasing you?
Çok zeki olduğunu ve seni kızdırdıklarını anlamadığını mı söylüyorsun?
"I've decided you're young and very sophisticated and smart-looking."
"Ben sizin genç, çok bilgili ve zeki görünüşlü olduğunuza karar verdim."
I hope you're smart enough to figure out Mr. Edwards risked nineteen hundred and eighty dollar to win the thirteen hundred.
Herhalde Bay Edwards'ın, o 1300'ü, kazanmak için 1980 doları riske attığını hesaplayacak kadar zekisindir.
But, you, the black child, smart or dumb, you're born into this, and smart or dumb, you'll die in it.
Ve sen, siyah çocuk, akıllısın ya da aptal, sen bu dünyada doğmuşsundur. Ve akıllı ya da aptal ol, burada öleceksindir.
You're a smart ass... and you'll always be a smart ass.
Ukala birisin... ve hep ukala biri olacaksın.
You're smart, you've got wonderful bones... great eyes and you dress really interestingly.
Güzel kemiklerin var, muhteşem gözlere sahipsin, ve oldukça ilginç giyiniyorsun.
Look, if you're so smart, why don't you act smart and save your ass while you still can?
O kadar zekiysen neden zekice davranıp hâlâ yapabilecekken kıçını kurtarmıyorsun?
Oh, I know, I know, but honey, we're not rich enough to send you to private school, you're not smart enough to get an equivalency diploma, and unless your father comes up with a brilliant idea...
Sen de çalışıyorsun. Sen bir ev kadınısın. Ev kadınlığı da, sonuçta bir iş sayılır.
Dad, if you're smart, you'll toss the present like a hand grenade and sleep at the bus station like us.
Baba aklın varsa hediyesini el bombası misali atar... ve bizim gibi geceyi otobüs durağında geçirirsin.
That you're a smart old man who knows when he's finished and it's time to leave.
Sonuç, ayrılma zamanının geldiğini bilen akıllı ve olgun bir adam olduğun.
You're smart and a good person.
Zeki ve iyi bir insansın.
She thinks you're funny and smart and compassionate.
Eğlenceli, zeki ve müşfik biri olduğunu düşünüyor.
Marge, you're as pretty as Princess Leia... and as smart as Yoda.
Marge, Prenses Leia kadar tatlı... Yoda gibi zekisin.
I know you're a smart man and a wise man.
Şimdi beni dinle. Biliyorum, akıllı bir adamsın.
But then I found Him, and it like clicked in my head... that He loves you whether you're... like pudgy or skinny, or short or tall... or really smart or kinda stupid... or all healthy and athletic, or like Crippled.
Fakat sonra onunla tanıştım, ve kafamda bir şey çaktı ne olursan ol seni seviyor ister tombul, ister sıska, uzun ya da kısa ya da gerçekten zeki veya bir çeşit gerzek ya da tümüyle sağlıklı ve atletik, ya da belki sakat.
And if you're smart, you won't try it again.
Zeki biriysen bunu bir daha denemeye kalkışmazsın.
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17