And you're thinking translate Turkish
1,325 parallel translation
They're growing up, and I'm always thinking, you know, what are they gonna remember?
Büyüyorlar, ve hep benim düşündüğüm şey... Bilirsin, Ne hatırlayacaklar?
I'm being your well wisher and you're thinking of bumping me off?
Ben sana iyilik yapayım, sen ise beni gebertmekten bahset.
Like when you're on a road and come to a detour but you're talking on your cell or arguing or thinking about something and don't realize and you miss It and you're screwed because you can't turn back.
Sokaktayken yol ayrımına geldiğindeki gibidir, telefonunda konuşuyor olursun, birşey hakkında tartışıyor ya da düşünüyor olursun, farketmezsin ve ayrımı kaçırırsın. Geri dönemeyeceğin için kötü olursun..
And If you miss them because you're thinking about something else, that would suck.
Başka birşey düşündüğün için bunları kaçırırsan, kötü olur..
And have you been thinking about this fella when you're alone?
Yalnızken bu adamı düşünüyor musun?
I know what you'Re thinking, and Rightly so.
Ne düşündüğünü biliyorum ve haklısın.
And you're not thinking straight, right?
Ve buna rağmen ara vermekten bahsetmiyorsunuz öyle mi?
If you just take it from a money aspect or your investment, and you look at this Shaun White dude and he's, like, worth all this dough, and I'm thinking, I can't believe they're even gonna let him come up here,
Eğer bunu para açısından ya da yatırımınız neyse o açıdan düşünürseniz Shaun White denen çocuk her kuruşunu hak eder. Buraya gelmesine izin verdiklerine bile inanamıyorum.
And you're thinking "pink" skin tones are a common effect of carbon monoxide fumes.
Ve sen "pembe" tonda cilt renginin karbon monoksik içeren gazların ortak bir etkisi olduğunu düşünüyorsun.
Wait, so you're thinking he forged the broker's document and took Tippy under false pretenses? No.
Bekleyin, yani siz onun komisyoncu belgeleri düzenleyip, sonra hileyle Tippy'yi aldığını mı düşünüyorsunuz?
And I know what you're thinking... that I killed Alice Granger.
Ve biliyorum ki benim... Alice Granger'ı öldürdüğümü düşünüyorsunuz.
Wait, you're thinking a New York fan's a sore loser and takes it out on this guy?
Bekle, sinirli bir New York taraftarının bu adamı bu hale getirdiğini mi düşünüyorsun?
Because Vera and them are walking around thinking you're something you're not.
Çünkü Vera ve diğerleri, etrafta dolanıp seni olmadığın birisi sanıyorlar.
Because he's always got some guy on, pushing a book... about how everything's going to hell, and they're gonna pass a law... where everyone with a nose ring is gonna get shipped off to a work camp in China... and suddenly you're depressed and you're thinking we're all gonna die... and don't drink the water and there's anthrax in my bagel... and bam!
Çünkü sürekli her şeyin nasıl cehenneme gideceğini anlatan bir kitabı pazarlayan biri oluyor. Ya da burnunda hızma olanın Çin'de bir çalışma kampına gönderileceği yasasının geçeceğini anlatıyor ve birden depresyona giriyorsun. Hepimizin öleceğini düşünüyorsun.
You're depressed right now, and you're not thinking right, so- -
Şu anda baskı altındasın. Doğru düşünemiyorsun.
- Because acne cream contains lanolin, which could have pesticides, and you're thinking they both bought the same product- -
- Çünkü akne kreminde pestisitlerde de kullanılan lanolin olabilir ve sen aynı ürünü kullandıklarını düşünüyorsun.
What you're thinking is, you're going to save him, be a hero and win her back.
Kocasını kurtarınca kahraman olup onu geri kazanacağını düşünüyorsun.
Uh, so I was thinking since we're both single, maybe you and I could...
Dusunuyordum da ikimiz de bekâr oldugumuza gore, belki sen ve ben...
We just had sex, and you're thinking about my aunt?
Az önce seviştik, ve sen halamı mı düşünüyorsun?
I've been doing a lot of thinking, and you're right.
Bu konuyu uzun uzun düşündüm ve sen haklısın.
Now, I know what you're thinking, but please just give me 45 seconds to explain why this is the perfect car for me and how it was such and insanely great deal that I had no choice but to buy it.
Ne düşündüğünüz biliyorum ve lütfen konuşmadan önce açıklamam için bana 45 saniye verin. Araba o kadar harika ve anlaşma o kadar cazipti ki, başka şansım yoktu. Aldım.
So now you're going to come back and play, thinking you're going to win like the one person you saw win! Out of the hundreds of people who are doing there? That's correct!
Yüzlerce kişi arasından, aynı o kazanan kişi gibi senin de kazanacağını mı sanıyorsun?
I mean, here I am, telling you about what happened, and you're thinking I'm crazy or I'm lying.
Burada olanları anlatıyorum ve sen benim deli olduğumu yada yalan söylediğimi düşünüyorsun.
We're thinking four years in a juvenile institution, no probation and you expunge the charges when he's released.
Çocuklar için bir kurumda dört yıl düşünüyoruz. Şartlı tahliye yok. Ve serbest bırakıldığında suçlamalarınızı sileceksiniz.
And I know what you're thinking,
Düşüncelerinizi biliyorum Bay Navarro.
Your feelings are hurt, and you're just not thinking straight.
Senin duyguların incindi. Doğru düşünemiyorsun.
And I know what you're thinking, but you know, a CEO of a company like Syntel cannot be responsible for everything everyone is doing at his company.
Ne düşündüğünüzü biliyorum, ama Syntel gibi bir şirketin CEO'su, şirketteki her şeyden ve herkesin yaptığından sorumlu tutulamaz.
You're thinking if we can prove Salazar killed Trevor Riley, then we find a link between Salaza and Bayle...
Eğer Salazar'ın Trevor Riley'i öldürdüğünü kanıtlarsak, Salazar ve Bayle arasında da bir bağlantı bulacağımızı düşünüyorsun...
I'm thinking early retirement, John, and you're interfering with that.
Erken emekli olmayı düşünüyorum, John, Ve sen buna müdahale ediyorsun.
You say'hmm'when you're thinking something and don't want to say it. You say'hmm'when you're thinking something and don't want to say it.
Kafandaki şeyi söylemediğin zamanlarda'hımmm'diyorsun.
I know you're feeling abandoned, but we just went through a really rough spot, and I'm not the type to make decisions without thinking about it for at least, like, a few months.
Kendini terk edilmiş hissettiğini biliyorum, ama çok zor zamanlar atlattık ve ben önemli kararları, üzerlerinde en azından birkaç ay düşünmeden verecek adamlardan değilim.
And you're thinking of using Mackey for this?
Bu iş için Mackey'i kullanmayı mı düşünüyorsun?
You want to scare me into thinking everybody's a terrorist, and they're all out to get us, and they're going to do it by breaking into this factory.
Beni, herkesin birer terörist olduğuna ve onların bizi alaşağı edeceğine, ve bunu, bu fabrikayı ele geçirerek yapacağını söyleyerek korkutmak istiyorsun.
Don't you think if humans think that other humans are a plague on the Earth, and I don't agree with that of course, that they're... that they're kind of special just for thinking it.
İnsanların diğer insanları bela olarak görmeleri sizce biraz... Ben buna katılmıyorum. Yani...
We figured that your fellow warriors may wanna know that you're still alive and kicking, so we're thinking straight swap. Our guy in exchange for you.
Savaşçı dostların hayatta olduğunu bilmek ister diye düşündük ve değiş tokuş yapalım dedik, adamımıza karşılık sen.
If you're thinking we can go forward and then back again...
Eğer geleceğe gidip tekrar geri gelmeyi düşünüyorsanız...
- You're thinking of Teal'c and the rebels.
- Teal'c ve isyancılar için endişeleniyorsun.
I'm not going in the water feeling 100 % happy, but, once you have the camera in your hand, you're checking your focus, you're checking your lighting, you're communicating with your buddy If you let yourself start thinking about it too much you'll allways been looking over your shoulder, behind you and I'm sure we're gonna get moments where you get bumped by things down there.
Eğer elinizde kamera bir kez ama, Ben % 100 mutlu hissediyor suda değilim, Eğer odak kontrol ediyoruz, Eğer aydınlatma kontrol ediyoruz, Sen dostum ile iletişim bunu kendiniz düşünmeye başlayalım Eğer çok fazla size daima arkanızda, omuz üzerinden arıyordum olacak
I think that's why you see couples... sitting with their new babies outside cafes and so on... drinking tea, looking at one another, looking to the pram,... looking into the middle distance and back to one another... because they're thinking :
Sanırım şöyle çiftler görmenizin, sebebi bu cafe ve benzeri yerlerin dışında yeni doğmuş bebekleriyle oturan çay içen, birbirlerine bakan, bebek arabasına bakan,... hayallere dalıp ve sonra birbirlerine dönen çiftler çünkü şöyle düşünürler,
I want to know that you're alive somewhere... and thinking of me from time to time.
Bir yerde yaşıyor olduğunu ve arada sırada beni düşündüğünü bilmek istiyorum.
I know you're thinking that with the Pearl you could have captured the devil and set free your father's soul.
İnci olsaydı şeytanı alt edip babanı kurtarabileceğini düşündüğünü biliyorum.
You know, and if this place meant as much to him as I believe it did, you're worse than I thought for even thinking about selling it.
Eğer burası onun için sandığım kadar önemliyse satmayı düşünmen bile büyük ayıp.
Yeah, so, I was thinking, like, while you " re resting up and stuff... -... maybe you could let me win a few.
Evet, ben de düşünüyordum ki, sen istirahat ederken belki birkaç yarış kazanmama izin verirsin.
When you're together and there's silence, like right now, do you think about what the other's thinking or do you think about something else?
Siz beraberken sessizlik olduğunda diğerinizin ne düşündüğünü düşünüyor musunuz?
I was just thinking about it, and I was thinking that maybe you were waiting for some friend to try and stop you from going through with the wedding by asking if you're even ready to go and get married.
Şu şeyi düşünüyordum da, ve düşündüm de belki de senin evliliğe hazır olup olmadığını sorarak seni evlilikten caydırmaya çalışacak bir arkadaş bekliyorsundur.
When you're out there today and you got these paintballs flying at you at over 200 miles an hour, I guarantee you will not be thinking about the late, great Mr. Fritz.
Bugün oraya çıkıp havada saatte 200 mil ile uçuşan kurşunları gördüğünde sonrasını düşünmeyeceğine garanti veriyorum, büyük Bay.
And why, you're thinking, would I be crazy enough to cut in these gringos like that?
Sen de şöyle düşünüyorsun... "Amerikalılara neden maldan pay vereyim ki?"
I was thinking, uh, that was a roundabout way of saying you're married, which I know, and I was thinking
- Düşündüğüm şey... Dolaylı yoldan evli olduğunu söylüyorsun, ki bunu biliyorum.
You know, given that I'm in a bit of a personal crisis and I find myself in a total stranger's home in a town that I can't actually remember the name of and considering that you showed up and you're, like, insanely good-looking and really drunk and probably won't remember me anyway I'm thinking we should have sex.
Şu sıralar bunalımda olduğum kendimi birden bire adını bile hatırlamadığım bir kasabada bir yabancının evinde bulduğum ve birden bire çok yakışıklı bir adamın ortaya çıktığı benim çok sarhoş olduğum, senin de muhtemelen beni hatırlamayacağın gerçeklerini göz önünde bulundurursak bence sevişmeliyiz.
Now you're thinking about a man... He's thinking of you and he's crying for you.
Şu anda yıprandığını düşünüyorsun dayanmaktan bitkin bir haldesin ve bu yüzden ağlıyorsun.
Maybe all that time that you spent thinking... maybe you prepare for the stuff that you can... and then you're more prepared for the other stuff.
Belki düşünerek geçirdiğin onca zamanda belki bir şeylere hazırlanırken...
and you're welcome 67
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're 261
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're 261