And you're welcome translate Turkish
584 parallel translation
And you're welcome to it.
Güle güle harcayın.
- You're welcome! And for beautiful flowers...
Resim için size teşekkür etmek istiyorum.
You're welcome to it, and anything else I have.
Al, birşey değil, neye ihtiyacın varsa al.
And I want you to understand if things don't work out satisfactorily that you're always welcome to come here.
Ve bilmeni isterim ki eğer sonuç tatmin edici olmazsa daima başımızın üstünde yerin var.
I happen to have a little free time right now, and you're welcome to all of it, Veta.
Şu an müsaitim, sana vakit ayırabilirim Veta.
Now, if you want to come in and buy a drink or gamble a dollar or two, you're welcome.
Eğer buraya gelip, bir içki içip birkaç dolarını kumara harcamak istiyorsan yapabilirsin.
We're pleased to welcome you, gentlemen... as the representatives of friendly and allied nations.
Dost ve müttefik ulusların temsilcisi olan sizleri karşıladığımıza memnunuz.
You're here and you're welcome.
Buradasın ve hoş geldin.
And you're welcome under my roof as long as you want to stay.
Bundan böyle benim çatım altında istediğin kadar kalabilirsin.
And you're welcome to stay on here as long as you like, Cousin.
O zaman hoşgeldin ve burada istediğin kadar kalabilirsin, kuzen.
And those not interested in Bonanza Common... but simply in a drink of good whiskey... well, you're welcome, too.
...... sadece bir viski içeceğiz işte. Şimdi buyrun.
Take that, and you're welcome to it.
Onu da al, sana hayırlı olsun.
You're welcome to have turkey with my husband and me.
İsterseniz bizimle hindi yemeye bekleriz.
You're welcome, Sidney, and good luck.
- Rica ederim ve iyi şanslar.
You're most welcome, make yourself at home, and drink!
Sefalar getirdin, rahatına bak ve bir içki al!
And you're sure welcome to use my name, sir. McBain.
Ve sen benim adımı kullandığında kesinlikle hoş olur, bayım.
Anyway, my agency is throwing a party or rather we're inviting people for a party on Prince Harun Badul's yacht and Abe suggested that you might be a very welcome addition.
Neyse, çalıştığım ajans bir parti veriyor, daha doğrusu Prens Harun Badul'un yatında verilecek bir parti için insanları davet ediyoruz ve Abe senin de partiye katılmak isteyebileceğini söyledi.
Until things get back to normal, you're welcome to stay and help us.
Herşey normale dönene kadar burada kalıp bize yardım edersiniz.
Thank you. You're welcome and thank you, Raoul.
Sana bir oda verir.
And you're welcome to stay, if you like.
Eğer istersen burada kalabilirsin.
You're welcome to stay here and watch on television.
Burada kalıp, televizyonu izleyebilirsiniz.
You're welcome to all you can drink and all you can carry.
İstediğin kadar içebilirsin ve herkese de götürebilirsin
The crystals are here and you're welcome to them.
Alabilirsiniz.
Sundance... when we're done and he's dead, you're welcome to stay.
Sundance... işimiz bittiğinde ve o öldüğünde... kalırsan memnun olurum.
But you know that you're welcome with Herbert and I, anytime you want.
Ama istediğin zaman Herbert'le ben seni ağırlamaya hazırız.
- You're welcome, and hello!
- Bir şey değil. Merhaba!
You're amazed that I welcome you kiss you and weep you'll be more amazed to know we're brother and sister!
Seni karşılamama, öpmeme ve ağlamama şaşırıyorsun ikimizin kardeş olduğunu öğrenince daha da şaşıracaksın!
Goodbye, Golde, and you're welcome.
Hoşça kal, Golde ve bir şey değil.
It's never welcome, but if you've done all you can do and it's your best in a way, I guess, you're ready for him.
Gelmesi hiçistenmez ama yapabileceğiniz her şeyi yapmışsanız elinizden gelen buysa bir bakıma ölüme hazırsınız demektir.
You'll reach the salt flats by nightfall, and you're welcome to'em.
Akşama kadar tuz düzlüğüne varırsınız ve orada sizi hoş karşılayacaklardır.
You're welcome to them, so just run along and arrest a few.
Buyur, git ve birilerini tutukla o vakit.
With a little food and cheer you're welcome here
# Katılın siz de bizlere #
Anytime you boys want to come back, you're welcome, and don't you forget that.
Ne zaman dönmek isterseniz kapımız açık, unutmayın.
Well, listen, I'm goin'downstairs, and if you wanna keep me company, you're welcome.
Dinle aşağıya iniyorum, eğer bana eşlik etmek istersen sevinirim.
You're most welcome to accompany Gillom and me.
Sen, Gillom ve bana eşlik etmek için en hoş karşılanansın.
The welcome mat is out, and you're comin'home.
Eve geliyorsunuz!
I understand that you think you're interrupting me, and you are, but I welcome the interruption.
Anladığım kadarıyla beni rahatsız ettiğinizi düşünüyorsunuz ki öyle, ama bunu hoşgörüyle karşılıyorum.
You're a welcome addition, and a damn pretty one too.
Burada çok sevileceksin, hem de çok.
... and you're welcome to join us.
- Siz de bize katılabilirsiniz.
Hello, good evening and welcome to the Ronald Reagan Memorial Bowl, here in the pretty little L.A. suburb of Hollywood, where we're about to go in all for wrestling, brought to you tonight, ladies and gentlemen, by the makers of Scum,
Ronald Reagan Memorial Bowl'a hoş geldiniz bu küçük, güzel Los Angeles banliyösü Hollywood'a. Merhaba, iyi akşamlar. Birazdan burada kuralsız güreşe tanık olacağız.
You're very welcome anytime, and I love your little jacket.
Rica ederim ve küçük ceketine bayıldım.
It's just, uh, sandwiches and milk, but you're more than welcome to share it.
Sandviç ve süt var sadece.
There's a spare room upstairs, and you're more than welcome to it.
Yukarıda boş bir oda var, orada memnuniyetle kalabilirsiniz.
And you're welcome.
Ve bir şey değil.
Yes, and you're welcome.
Evet, ayrıca bir şey değil.
He's not here at the moment, but you're welcome to come in and wait.
Şu anda burada değil, ama içeri girip bekleyebilirsiniz.
Someday we'll get good luggage, but right now, it will have to do. And you're more than welcome to it.
Elbet bir gün, iyi bavulumuz olacak ama şu anda bununla idare etmelisiniz.
there's food and water here for five months, and, well, if something happens and there's time... you're welcome to join us here in the shelter.
5 ay yetecek kadar yiyecek ve su var burada. Ve, eğer bir şey olursa ve zaman kalırsa... Bu sığınağa gelirsen memnun olurum.
Thank you for the tea and showing me the apartment. - You're very welcome.
Çay ve evi gösterdiğiniz için teşekkür ederim.
You're welcome to attend all meetings... and will serve as international spokesman for the corporation.
Tüm toplantılarımıza davetli olacaksınız ve şirketin uluslararası sözcüsü olarak hizmet edeceksiniz.
he's back. Okay, remember, this is his first time back since the operation, so just make a big welcome for him and act like you're interested in everything he has to say.
Sıcak ve güzel bir karşılama yapmalıyız.
and you're next 17
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're 261
and you're here 49
and you're right 279
and you're wrong 34
and you're like 53
and you're safe 20
and you're not 153
and you're sure 21
and you're thinking 17
and you're 261