English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Anklet

Anklet translate Turkish

287 parallel translation
Wish you'd tell me what's engraved on that anklet.
Keşke halhalınızda ne yazdığını bilsem.
Same chair, same perfume, same anklet?
Aynı sandalyede, aynı parfümle, aynı halhalla mı?
But I kept thinking about Phyllis Dietrichson... and the way that anklet of hers cut into her leg.
Ama Phyllis Dietrichson aklımdan çıkmıyordu bacağındaki halhalın bıraktığı iz de.
I was thinking about that anklet. And what are you thinking about now?
Ben ise bileğindeki halhalı.
This Muriel Ches had an anklet that was given to her by somebody named Chris.
Muriel Chess'in, Chris adlı biri tarafından verilmiş bir halhalı vardı.
- An anklet?
- Halhal mı?
- That's right, an anklet.
- Doğru, halhal.
From a sister you get an umbrella, or an eggbeater, but not an anklet.
Kız kardeşinden şemsiye alırsın, yumurta çırpıcı alırsın. Halhal değil.
There is something very provocative about an anklet.
Çünkü hal halın kışkırtıcı bir yanı var.
- That's an anklet.
- Halhal. - Altın mı?
An anklet isn't exactly something you get from a sister.
İnsanın kız kardeşinden alacağı bir şey değil.
The anklet in your leg is luckier than me. I wish, I was an anklet.
Ayağında halhal olan biri bana göre daha kısmetli bu halhal benden sana bir hediye olsun
Keep this anklet for tomorrow.
hayır diğer teki de ben kalsın
How come this anklet in my leg...
Bacağıma bu halhalı senmi taktın...
If the anklet's not in the leg, will it be on the head then?
Sen uyurken odana kimeseler girmedi?
This is the same anklet that I saw in the market yesterday.
Bu, aynı halhal Dün pazarda gördüm.
And that must've given you this anklet.
Bu halhal onlar takmıştır.
Must've come flying on the wings of love made me wear the anklet and gone back.
Üzerinde uçan pelerin olmalı Aşkın kanatları Bana halhal giydirdi ve geri gitti. Bunu kimseler söyleme
"Wow! What a jingle of the anklet..."
" bu harika halhal ondan geldi bana?
"Wow! What a jingle of the anklet..."
"Şimdi yeni bir halhalim var..."
"Wow! What a jingle of the anklet..."
"Şimdi yeni bir halhalim var..." halhal ile... "
Yesterday I had given my heart with the anklet.
Dün ben vermiştim halhal ile kalp.
Then I'll take back the other anklet.
Sonra geri alacağım Diğer halhali.
Make me wear one anklet and take away the other.
Bana bir halhal giydirdin tekinide yanında götürdün
Only one anklet in one leg, where's the other one?
Tek ayak tek bir halhal, diğeri nerede?
The sailor in Ohio gave you a little anklet, and that putz in Texas gave you a little boot.
Ohio'lu denizciden de bir bilezik aldın, ve şu Teksaslı da sana bir çift bot almıştı.
It's an anklet, a very special anklet.
Bu bir halhal, çok özel bir halhal.
He was looking at the anklet you specifically asked me to wear so everybody could see how rich we are, or were.
- Bilmiyorum. Onu, senin bacağını tutarken görmem belki de. Herkes zenginliğimizi, ya da eskiden zengin olduğumuzu görsün diye özellikle takmamı istediğin halhala bakıyordu.
The jingling of your anklet is in every beat of my heart
Halhal senin çingirtisindan kalp benim her bir yerim
Anklet, oh!
Halhal, oh!
I wish I were your anklet... and steal your fairness
Senin halhal olsaydim... ve adil çalmak
I believe you know the restrictions... no off-world travel... and if you tamper with the anklet,
Sınırlamaların ne olduğunu bildiğine inanıyorum, hiç bir şekilde dünya turu yok, ve eğer bilekliği kurcalayacak olursan,
It was even scarier finding out Gil wears an anklet.
Gil'ın halhal taktığını öğrenmek daha da ürkütücüydü. Peki. Bu kadar yeter.
She got an anklet on, and that anklet's holding on for dear life.
Bileğine halhal takar. Zavallı halhal kopmamak için debelenir.
"Your beauty is golden, golden is your anklet"
"Yaldızlı güzelliğin, altın bileziklerin gibi ışıldar"
"My beauty is golden, golden is my anklet"
"Yaldızlı güzelliğim, altın bileziklerim gibi ışıldar"
Princess, give me your anklet...
Prensesim, halhalını ver bana...
The anklet!
Halhal!
Why clangs your anklet Why jingles your earrings
Halhalların neden tıngırdıyor? Bileziklerin neden şıngırdıyor?
My bangle, my dot My anklet and my bracelet
Benim bileziklerim, benim bindim Benim halhallarım, benim bileziklerim...
If you do, they'll take off that anklet and clear your record.
Kabul edersen pranganı çıkarıp, sicilini temizleyecekler.
I'd have been an anklet sans the chime
Ayağındaki halhallar olayım.
Your anklet.
Halhalın..
What if this bracelet is an anklet?
Ya bu bilezik halhalsa?
Can be worn as either a bracelet or an anklet.
Bilezik olarak da, halhal olarak da takılabilir.
Why don't you rip off that anklet, hop on a plane?
Neden ayağındaki halkayı çıkarıp, bir uçağa atlamıyorsun?
- What about that silver anklet of hers? - Ohh...
Gümüş hal halına ne demeli?
Oh, you dropped your anklet.
Halhalını düşürmüşsün.
That's a honey of an anklet you're wearing, Mrs. Dietrichson.
Halhalınız ne kadar tatlı, bayan Dietrichson.
My anklet.
Halhalım.
Is there any chance of me getting an anklet like Martha Stewart?
Şaka yapıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]