Anywhere you want to go translate Turkish
184 parallel translation
Buses and streetcars that take you anywhere you want to go.
Otobüsler ve seni gitmek istediğin yere götüren tramvaylar.
Anything you want to do and anywhere you want to go.
Herhangi bir yere gitmek ve bir şeyler yapmak istiyorum.
Anywhere you want to go.
Nereye istersen gideriz.
To Antibes, St Tropez, anywhere you want to go.
Saint-Tropez'e, dilediğin yere.
Actually, I meant anywhere you want to go for the rest of your life.
Aslında, hayatının sonuna kadar gitmek istediğin heryere götürmekten bahsediyordum.
I'm perfectly fine to go anywhere you want to go.
Benim için sorun değil nereye istersen oraya giderim.
And I was ready to offer to untie you, treat you to a nice dinner and buy you a bus ticket to anywhere you want to go.
Ellerini de çözecektim. Sana güzel bir yemek ısmarlayıp gideceğin yere otobüs bileti alacaktım.
Anywhere you want to go.
Nerede istersen.
I'll take you anywhere you want to go.
Seni istediğin yere götürürüm.
You know that you can go anywhere you want to go to college.
Dilediğin üniversiteye gidebileceğini biliyorsun.
Anywhere you want to go.
Nereye gitmek istersen.
It'll take you anywhere you want to go. Someplace you can disappear.
Seni istediğin yere götürecek ama nereye gideceğini bana söylemen lazım.
We can take you anywhere you want to go - another world, like Ardena.
Sizi gitmek istediğiniz herhangi bir gezegene götürebiliriz, Adrena gibi.
We get out of this, I'll take you anywhere you want to go
Buradan kurtulursak, seni gitmek istediğin her yere götürürüm.
Let's go to the South Seas or the Orient or the Mediterranean, anywhere you want to.
Büyük okyanusun güneyine, ya da doğuya ya da Akdeniz'e gidelim. Nereye istersen.
I just unwed you, so go on and go anywhere you want to.
Evliliğimiz sona erdi, nereye istersen gidebilirsin.
That means you can go anywhere you want to
Bu istediğin yere gidebilirsin demek.
If you want to go anywhere, tell me
Bir yere gitmek istersen bana söyle.
Wait. - Where do you want to go? - To the police, to your home - anywhere!
- Polise, senin evine nereye olursa!
I don't want you to go anywhere until you have a definite plan.
Ne yapacağına karar vermeden hiçbir yere gitmeni istemiyorum.
You're free to go anywhere you want to.
Nereye istersen, gidebilirsin.
Now, remember, I don't want you to go anywhere near him.
Unutma, onun yakınına bir yere gitmeni istemiyorum.
Nobody ever made you go anywhere you didn't want to go, Frank.
Kimse seni istemediğin yere götüremedi, Frank.
You don't have to go anywhere you don't want to.
Ve istemiyorsan hiçbir yere gitmek zorunda değilsin.
I don't want you to go anywhere.
Başka bir yere gitmeni istemiyorum.
I don't want you to go anywhere.
Hiçbir yere gitmeni istemiyorum.
You think there's anywhere we could go to just sit and talk... and not have to scream and get run over by garbage trucks? - Hey, want to throw her in? - How you doing?
Bağırmadan konuşabileceğimiz ve çöp kamyonları tarafından ezilmeyeceğimiz bir yer biliyor musun?
Stop singing! I'll go anywhere you want to!
Nereye istersen giderim.
Well, I don't want you to go anywhere, but...
Senin bir yere gitmeni istemiyorum ama...
You never want to go anywhere.
Hiçbir zaman, hiçbir yere gitmek istemiyorsun.
That stuff's so good, you can go anywhere you want to, no matter how hot you may be.
Çok iyi düzenlenmiş, istediğin yere seni götürürler ve sorun yaşamazsın.
I'll go anywhere you want to!
- Evet, nereye istersen gelmek istiyorum.
- Did you want to go anywhere?
- Herhalde çıkmak istemezsin?
I also want you to drive these kids anywhere they wanna go.
Çocuklar her nereye gidiyorsa onlarla gitmeni istiyorum.
I want to go somewhere that's civilized, and you never want to go anywhere like that.
Daha medeni bir yere gitmek isterim. Ve sen öyle bir yere asla gitmeyi istemezsin.
Ray, this is why I wanted to go to your reunion...'cause you never want to go anywhere.
Ray, bu yüzden yeniden toplanmanıza gelmek istedim çünkü hiçbir yere gitmek istemiyorsun.
Hower, I want you to go back to him and tell him that I don't mind if he sacks Piedmont but he'd better not come anywhere close to Laurel.
Hower, senden ona geri gitmeni ve ona eğer Piedmont'u yağmalarsa umrumda olmayacağını... ama Laurel'ın yakınlarında bir yerlere gelmezse iyi olacağını söyle.
"You're not going anywhere," "I want to go"...
"Hiçbir yere gitmiyorsun," "Gitmek istiyorum"...
Now, I'll go anywhere you want me to go in this penitentiary, Warden... but you let it be known in no uncertain terms... that any man who tries to put his hands on me -
Bu hapishanede istediğiniz her yere giderim, müdür bey. Ama o üniformayı giymem. Ve bana el sürmeye kalkan olursa...
Actually, I don't want to go anywhere until you tell me what exactly is going on.
Aslında, bana gerçekte ne olduğunu anlatana kadar hiçbir yere gitmek istemiyorum.
If he didn't want to go anywhere without me... how did you get him on that flight?
Bensiz bir yere gitmek istemedilerse... onu uçağa nasıl bindirdiniz?
- As a matter of fact, I don't want to go anywhere with you. - You know, that's okay.
- Aslına bakarsan, seninle hiçbir yere gitmek istemem.
If you could go anywhere in the world- - anywhere- - where would you want to go?
Eğer dünyada bir yere gidebilseydin herhangi bir yere - Nereye gitmek isterdin?
If you should go anywhere, let me know, I might want to reach you.
Bir yere kıpırdama. Seni arayabilirim yakında.
We don't want to go anywhere with you, melonhead.
Sninle bir yere gitmiyoruz, kocakafa.
- If you want to go anywhere, drop him.
- Başarılı olmak istiyorsan onu bırak.
I want to get you sorted so you can leave Robert and go anywhere you like with Sammy.
Seni bu işten ayırmak istiyorum, böylece Rob'u terk edip Sammy'yi de alarak istediğin yere gidebileceksin.
Go to Khandala. - Thank you, sir... " but I don't want to go anywhere.
Kandalaya git teşekkür ederim efendim ama ben hiç bir yere gitmek istemiyorum, konu sadece dönüş zamanın bankanın bana verdiği süre bitmiş olmalı sen benim moralimi bozuyorsun
When you were young... you used to get ready and go anywhere you wanted to. But when you are old, you will stretch out your hands... and someone else will tie you up and take you where you don't want to go.
Gençken istediğiniz yere gitmeye hazırdınız ama yaşlandığınızda elleriniz bağlanacak ve biri seni bağlayıp gitmek istemediğin bir yere götürecek.
It'll take you anywhere, but tell me where you want to go.
Seni istediğin yere götürecek ama nereye gideceğini bana söylemen lazım.
The same PC that got you on that warehouse phone... will get you anywhere else you want to go.
Deponun telefonu için aldığımız dinleme izni hemen her yerde işimize yarar.