Appearance translate Turkish
3,163 parallel translation
I'm trying to set up a joint appearance for you with Madison Weakly.
Madison Weakly ile birlikte görünmenizi ayarlamaya çalışıyorum.
But don't be fooled by their appearance ;
Ama görünüşlerine aldanmayın.
So the victims are chosen based on their appearance?
Yani kurbanlar fiziksel görünüşlerine göre mi seçiliyorlar?
Raised appearance consistent with a burn injury.
Kalıcı olması için yakılmış.
He's probably changed his appearance.
Büyük ihtimal dış görünümünü değiştirmiştir. Olabilir.
- He's changed his appearance.
- Yüzünü değiştirmiş midir?
- Such extensive changes indicate problems beyond your appearance.
Böylesine çok değişiklik bazı problemleri de yanında getirir.
He doesn't know that his appearance is known.
Tipini bildiğimizden haberi yok.
- Shh. - We really need to leave if we're even gonna make an appearance.
Eğer orada boy göstermeyi istiyorsak artık gitmeliyiz..
You didn't know she was pregnant from her appearance?
- Yani görüntüsünden anlamadınız? - Hayır.
Yeah, all it takes now is a quick appearance before the judge, which is more of a celebration than anything else. But it's official.
Görünen o ki, kutlamalara erken başlamazsanız, sanırım jüri öncesinde, yasal olarak bitti.
But because of his appearance, he's been typecast by the Agency.
Ama görünüşünden ötürü Teşkilat ona hep aynı tür görevler vermiş.
♪ save yourself from the heartache... ♪ And even the appearance that a member of this Department's faculty put the health of her athletes at risk, well, it's a liability issue.
Ve bu bölümün bir üyesinin sporcuların sağlığını riske atacak şekilde görünmesi bile bir sorumluluk sorunudur.
I'm waiving the $ 60,000 you owe me in appearance fees.
Bana olan $ 60,000'lık görünme ücreti borcundan feragat ettim.
What could cause the spontaneous appearance of a universe?
Bir evrenin kendiliğinden ortaya çıkmasına ne sebep olabilir?
A client interview, appearance counseling, date coaching.
Müşteri görüşmesi, görünüş danışmanlığı randevu koçluğu.
She used to make an appearance a few times a month, but lately Little Miss Art Show's been logging more time than I have.
Eskiden ayda birkaç kez gelirdi, ama bu aralar sergi güzeli benden çok ortalarda dolanıyor.
So I can ridicule his name and physical appearance.
Gidip de ismiyle dalga geçeyim. Ve görünüşüyle tabi.
Yes, but appearance seems to be.
Evet, ama görünüşe göre öyle. İtiraz ediyorum.
No, I have a court appearance today.
Hayır, benim bugün bir mahkemem var.
Howerver they alter their appearance... when they come out of the Polish nesting site into the wide world beyond.
Onlar görünümlerini değiştirerek dünya genelindeki Polonya sevdasından feragat edecekler.
I really think it'd be good for your career to do the occasional guest appearance in The Office.
Arada bir The Office'e konuk olman kariyerin için de güzel olur diye düşünüyorum.
No, there's no appearance fee.
Hayır, gelmen için ücret ödemiyoruz. Alo?
He has a distant and noble appearance.
[Dış ses] Mesafeli ve soylu bir görünüşü var.
And a last-minute addition today, an elusive genius making her first-ever U.S. appearance and participating in her first-ever competition.
Ve bugün son dakika ilavesi sonucu,... yakalanması zor bir dehayı Birleşik Devletleri'ne ilk ziyaretinde kapmış, ve kendisini ilk yarışmasına katılmaya ikna etmiş bulunmaktayız!
Freshly crowned, and I must say she has a nice appearance.
Taze taçlı ve söylemeliyim ki çok hoş bir görünüşe sahip.
Step one of life on the lam... Change your appearance.
Kaçak olmanın birinci adımı... görünüşünü değiştir.
The birdhouse game is all about appearance, Steve.
Kuş evi işi tamamen görünüşle ilgili Steve.
European ties, anglo appearance makes him a good commodity in certain markets.
Avrupalı bağlantılar, İngiliz görünümü Kendisini belli başlı piyasalarda iyi bir mal yapıyor.
If making an appearance at this event is important for your work, then just tell the cow to go moo herself.
Bu hayır gecesine gitmek işin için önemliyse ineğe söyle gidip möö'lesin.
Susan had eye surgeries when she was a child, but they only changed her outward appearance.
Susan çocukken ameliyat geçirdi Fakat bu sadece, dış görünüşünü değiştirdi.
The sudden appearance of this extra dimension was a revelation to Susan Barry.
Ekstra boyut konusundaki ani değişim Susan Barry için devrim niteliğindeydi.
Some even take on the appearance of living organisms.
Bazıları yaşayan organizmalara benziyor.
It's good to see someone take a little pride in their appearance around here.
Etrafta görünüşüyle iftihar eden birilerini görmek güzel.
Jennifer Jewitt who got sexually assaulted at the age of 8, made a TV appearance twenty years later
8 yaşında cinsel saldırıya uğrayan Jennifer 20 yıl sonra TV'ye çıktı.
We have to maintain the appearance of impartiality.
Tarafsız görünümümüzü korumak zorundayız.
I may be partly responsible for the appearance of that creature.
O yaratığın ortaya çıkmasından kısmen ben sorumlu olabilirim.
It roughly coincides with the appearance of our multi-tentacled friend, I admit it.
Çok dokunaçlı dostumuzun ortaya çıkmasıyla azcık denk geliyor, kabul.
They're staking out the place where the kid scored the meds, hoping the dealer makes an appearance.
Çocuğun ilaçları aldığı yeri gözetleyecekler. Satıcı gelir diye umuyorlar.
I got you a furlough for the court appearance.
Duruşma için izin aldım.
If God puts in an appearance... the devotee is bound to be scared.
hayranı olduğunu karşında görürsen... korkup heyecanlanırsın.
Faked his suicide, then spent the last few years under the knife, seriously altering his appearance.
İntiharını uydurmuş. Ve bir kaç senesini bıçak altında geçirmiş. Cidden görünüşünü değiştirmiş.
It seems that Buckland thought that these could be the bones of a witch from Roman times and they're stained with ochre, they have this reddish appearance, so she became known as the Red Lady of Paviland and the name has stuck.
Buckland bu kemikleri Roma döneminden bir cadıya ait zannetmiş olmalı aşı boyasıyla boyandıkları için, kırmızımsı bir görüntüleri var bu nedenle üzerine yapışıp kalan, Paviland'ın Kızıl Leydisi adıyla tanınıyor.
Don't see my appearance and look Try to give life for my emotions too
Yüzümü görmenize gerek yok! Benim gibi hissetmeye çalışın yeter!
Despite his appearance, we are good friends.
Görüntüsüne karşı iyi dostuz
This interview is key because it's your first visual appearance in the media.
Bu röportaj önemli, çünkü medyada ilk resmi görünüşün olacak.
T.K. made a surprise appearance.
TK sürpriz bir şekilde geldi.
Leaving the landscape unchanged or changed in appearance only.
Manzarayı olduğu gibi tutmak veya sadece görünüş olarak değiştirmek.
And changed his appearance.
Görünüşünü değiştirdi.
I can make an appearance, and bring a little press attention to it.
ben bir görünüm yaparım ve ve küçük bir basının dikkatini çekeriz.
He's probably changed his appearance already.
Muhtemelen görünüşünü değiştirmiştir.