English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Are you all right in there

Are you all right in there translate Turkish

79 parallel translation
Hey, are you all right in there?
Hey! Orada iyi misin?
Mrs. Williams, are you all right in there?
Bayan Williams, orada iyi misiniz?
Are you all right in there?
İyi misiniz orda?
- Are you all right in there, ma'am?
- İyi misiniz han'fendi?
Are you all right in there?
İyi misiniz?
Francis, are you all right in there?
Francis, iyi misin? Kimle konuşuyorsun? - Evet.
Are you all right in there?
Orada her şey yolunda mı?
Are you all right in there, Snowball?
İyi misin, Kartopu?
Are you all right in there?
İyi misin orada?
Are you all right in there?
İyi misin?
Mr Buckland, are you all right in there, sir?
Sayın Buckland, iyimisiniz, efendim?
Are you all right in there?
İyi misiniz orada?
Are you all right in there, Roo?
Orada iyi misin, Roo?
Are you all right in there?
Siz iyi misiniz?
- Are you all right in there?
- İyi misiniz?
Camilla, are you all right in there?
Camilla, iyi misin?
- Camilla, are you all right in there?
- Camilla, iyi misin?
Nicholas, are you all right in there?
Nicholas, iyi misin?
uh... are you all right in there?
iyi misin?
Are you all right in there?
İçeride sorun yok ya?
Are you all right in there?
Orada işler yolundamı?
- Are you all right in there?
- Orada iyi misin?
- Are you all right in there, Gramps?
İyi misin, büyükbaba?
- Hey, Eve, are you all right in there?
- Eve! - Hey Eve, iyi misin?
Are you all right in there?
- Orada her şey yolunda mı?
Are you all right in there, guys?
Keyifler nasıl orada çocuklar? Rahat mısınız?
- Are you all right in there?
- Sen iyi misin?
Are you guys all right in there?
Siz orada rahat mısınız?
There are people that live in comfort like you do, and other men that are forced to tighten their belts, but all men are equal, and all men have the right to look straight up... at the sky, where the sun of truth shines down.
Senin gibi konfor içinde yaşayan insanlar var. Bir de diğerleri var : kemerlerini sıkmaya zorlananlar. Ama aslında herkes eşit...
Mr Monroe, are you all right in there?
Her şey iyi gidiyor mu?
The actual night of the launch, when you go to the pad... the vehicle is alive, and the wind is blowing... and you hear the hissing and clanking... and the only people that are there are the folks that strap you in. - Thanks a lot. - All right.
Fırlatmanın olacağı gece, rampaya gittiğinizde, aracın canlı olduğunu hissedersiniz ve rüzgar eser tıslamaları ve çınlamaları duyarsınız ve arkadaşlarınızın tüm ilgisi sadece sizin üzerinizdedir.
All right. But what are you chasing this for? You don't get out of bed unless there's an angle in it for you.
Tamam, ama neden bu işin peşindesin?
All you have to know is there are bad men after us... but I'm in the right.
Bilmen gereken tek şey arkamızda kötü adamlar var... ama ben doğru taraftayım.
Are you sure you can breathe in there all right?
Eğer orada doğru nefes emin misiniz?
And, of course, there are tons of kids in the neighborhood. Are you all right?
- Ve de etrafta tonlarca çocuk var.
But, unfortunately, it's going to be difficult for me to get it myself, so perhaps you could ask the people who are listening on that walkie in there if they could get it for me, all right?
Ne yazık ki, tek başıma yapmam çok zor, bu yüzden... Bizi dinlemelerini sağladığın insanlardan yardım istesen iyi olacak. Onlar getirsinler, lütfen.
And I'd love to give you all the time in the world for that, but right now, there are two Wraith ships on the way.
Sana dünyadaki bütün zamanı vermek isterdim, ama şu an iki Wraith gemisi yoldalar.
I mean, I know there are stories you can tell about the powerful in any age, I'm sure you could collect awful things now, but hearing them pour out, all together, coming right at me.
Her çağda iktidar sahipleriyle ilgili hikayeler anlatmak mümkün eminim şimdi de korkunç şeyler duymamız mümkün ama hepsinin birden üzerime boşaltıIması.
Growing up in New England, it's like you're told over and over that you live in this old place where houses are 300 years old and there's all this history, right?
Komik olan ne, biliyor musun? New England gibi bir yerde büyüyünce, sürekli oranın çok eski bir yer olduğunu,.. ... evlerin 300 yıllık olduğunu falan söylüyorlar.
She went in there? All her little embryo alien babies are gestating and hatching inside of you. They're growing right now, probably!
Onun embriyo uzaylı bebekleri şu anda senin içinde büyüyor ve oluşuyor.
- No, listen, do not do that. You all strap in right where you are and stay there. Do not move.
Hayır, bunu yapmayın, şimdilik olduğunuz yerde kalın... ve bir yere gitmeyin, oraya geri dönüyoruz, tekrar ediyorum geri dönüyoruz.
All right, I want you to go to Unionville, find out if these three people are connected in some way, and if they are, is there an artifact at the center of it?
Unionville'e gitmenizi istiyorum. Bu üç kişinin arasında bir bağ var mı yok mu bakın. Varsa, olayın merkezinde bir obje mi yatıyor?
All right, get out of the way when people are working, because you don't wanna stand out there in front of people, especially not Mr. Lopez.
İnsanlar çalışırken onlara engel olma. Çünkü onların karşısında durmak istemezsin özellikle de Bay Lopez'in.
Haddie, sweetheart, I know things are tough. So, you hang in there, all right?
Bir tanem, yaşadıklarının zor olduğunu biliyorum ama dayanmalısın, tamam mı?
Well, there isn't a great deal of sport in that. ( coughing, wheezing ) Oh, my God, ar-are you all right?
Çokda yardımcı olmuyorsun böyle Oh, aman Tanrım, Se Sen iyi misin? Evet iyiyim.
Sir... Are you feeling all right in there?
Bayım, iyi misiniz?
ALL THE WOMEN WHO ARE OUT THERE WHO ARE IN THE SAME POSITION AS YOU ARE RIGHT NOW, BUT THEY'RE ALONE AND THEY'RE LOST AND THEY'RE SCARED
Orada bulunan bütün kadınlardan senin durumunda olanlara ama yalnız kalıp, kendini kaybetmiş ve korkmuş ne yapacaklarını bilmeyenlere, bunu gösterebilirsin.
All right, but he better not be on this plane,'cause if I go back there and find him, You are in big trouble!
Pekâlâ uçakta olmasa iyi olur çünkü eğer onu arkada bulursam başın büyük belada!
All these countries are in unstable areas where there's big money to be made if you're in right business, big money.
Hepsi de, doğru işi yaparsan iyi para kazanabileceğin istikrarsız bölgeler. Gerçekten iyi para.
I-I've had a past, but all my wrongdoings, all my secrets are right there in front of you.
Bir geçmişim olduğu doğru ama tüm yanlışlarım tüm sırlarım orada, elinizin altında.
I know you've got diamonds in there smaller than my pinkie Fingernail that are worth more than a Porsche, all right?
Orada küçük parmağımın tırnağından daha küçük elmaslar olduğunu biliyorum bir Porsche'tan daha değerli, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]