Are you going to tell me translate Turkish
593 parallel translation
- Which one are you going to tell me?
- Hangisini anlatacaksınız?
Are you going to tell me what happened?
- Ne olduğunu anlatacak mısınız bana?
Are you going to tell me what your business is?
Bana ne iş yaptığını da söyleyecek misin?
Are you going to tell me about it?
Bana anlatacak mısın?
Well, are you going to tell me or not?
Evet, bana söyleyecek misin, söylemeyecek misin?
THAT'S IT. ARE YOU GOING TO TELL ME THE REST?
Devamını anlatmak ister misiniz?
Are you going to tell me the truth?
Bana gerçeği anlatacak mısın?
Are you going to tell me or not?
Bana söyleyecek misin söylemeyecek misin?
Are you going to tell me where you put that piece of paper Ramirez gave you, before he died? What piece of paper? Cuchillo...
Ramirez'in ölmeden önce sana verdiği kağıt parçasını nereye koyduğunu söyleyecek misin?
Professor, are you going to tell me where the y are?
Profesör, nerede olduklarını söyleyecek misiniz?
Now, what are you going to tell me about Karen that I don't already know?
Şimdi, bana karen hakkında bilmediğim ne söyleyeceksin?
Are you going to tell me, or not?
Söyleyecek misin, söylemiyecek misin?
Are you going to tell me this story again?
Bana bu hikayeyi yine mi anlatacaksın?
See that you find him and talk to him! How many times are you going to tell me that?
Bunu bana daha kaç kez söyleyeceksin?
Are you going to tell me this song doesn't go with your shrimp?
Bu şarkının karidesine uygun olmadığını mı söyleyeceksin?
Carol, are you going to tell me or not?
Carol, söyleyecek misin, söylemeyecek misin?
So, prince, are you going to tell me where Xusia is?
Evet prens efendi bana Xusia'nın nerede olduğunu söyleyecek misin?
- So, when are you going to tell me?
- Bana ne zaman anlatacaksın?
When are you going to tell me?
Bana ne zaman anlatacaksın?
Are you going to tell me a story?
Yoksa bana bir hikaye mi anlatacaksın?
Are you going to tell me where you wanna go?
Bana nereye gideceğimizi söyleyecek misin?
I'm worried, so are you going to tell me?
Merak ediyorum. Acaba bana anlatacakmısın?
Are you going to tell me or not?
Söyleyecek misin yoksa söylemeyecek misin?
Are you going to tell me the winning lottery numbers?
Piyango vuracak sayıları mı söyledi?
Well, are you still going to tell me that you don't have a boyfriend?
Hala "erkek arkadaşların" olmadığını mı söyleyeceksin?
But, Blackie, tell me, what are you going to do?
Fakat Blackie söyle bakalım, ne yapacaksın?
All that I can tell you... is that they are going to take me away by plane... like a bird.
Sana tek söyleyebileceğim beni bir kuş gibi uçakla uzaklara götürecekleri.
Tell me, my dear, are you still going to marry him?
Söyle bana canım. Onunla evlenmeyi hala düşünüyor musun?
Listen, Mrs. N, you're not going to tell me that you've been taking all this seriously, are you?
Dinle Bayan N, aramızda geçenleri ciddiye aldığını söylemeyeceksin, değil mi?
But tell me, Mr Bradley, if you are sober, how you are going to obtain this fantastic interview.
Ama söyle bana Bay Bradley, eğer ayıksan tabii, bu olağanüstü röportajı nasıl ele geçireceksin?
Don't tell me this is going to be another interview. Are you?
Bana bunun başka bir röportaj olduğunu söyleme.
Are you going to tell me what you mean?
Ne demek istediğini söyleyecek misin?
Are you going to tell them about me?
Onlara söyleyecek misiniz?
Tell me, uh, when are you going to call up Pete and his partner on that radio hook-up you've got in the truck out there?
Söyle bana, uh, Orada çekici aracınızda bulunan telsizden ne zaman Pete ile arkadaşını arayacaksınız?
You're going to tell me how unhappy you are.
Ne kadar mutsuzum diyeceksin.
- You ain't going to tell me, are you?
- Bana söylemiyorsun, değil mi?
Tell me, please, are you going to?
Lütfen söyleyin, yapacak mısınız?
Tell me, Colonel, are you going to furnish escort?
- O zaman şimdi haberini var.
Are you going to tell on me?
Beni ihbar edecek misin?
Then we are going to be part of the way together... Can you tell me where you go?
Madem beraber yolculuğa çıkıyoruz, acaba söyler misiniz, yolculuk nereye?
Tell me, why are you going off to the war?
Söylesenize, neden savaşa gidiyorsunuz?
You are going to tell me the truth?
Gerçeği söyleyeceksin, değil mi?
Ohhh, don't tell me you are going to use the shower now.
Sakın duşu kullanacağım deme.
You're not going to tell me where the diamonds are, are you?
Bana elmasların yerini söylemeyeceksin, değil mi?
And what are you going to do with the child, tell me that.
Söylesene çocuklarla ne yapacaksın peki?
Tell me, what are you going to do with it?
Söyle bana, neden? Bilmek istiyorum!
Are you trying to tell me that you're going to count these?
Bana bunları adamdan saydığınızı mı söylemeye çalışıyorsunuz?
Are you really going to tell me that?
- Bana bunu mu söyleyeceksiniz?
You're not going to tell me that you are in love.
Sen söyle gitmiyorsun E? er a? k oldu?
Now there, Mr. cook, tell me... [Blows nose] Exactly what are you going to fix for Christmas dinner?
Bay Aşçı, şimdi söyleyin bana Noel yemeği olarak ne pişirmeye karar verdiniz?
Tell me, Lily, are you still going to school?
Söylesene Lily hâlâ okula gidiyor musun?