English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Aren't you ashamed

Aren't you ashamed translate Turkish

414 parallel translation
Aren't you ashamed?
Utanmıyor musun?
Aren't you ashamed to tell such things? !
Böyle şeyler söylemekten utanmıyor musunuz?
Now, aren't you ashamed?
Hiç utanmıyor musun?
- Aren't you ashamed before your aunt?
- Halanız önünde utanmıyor musunuz?
- Aren't you ashamed?
- Utanmıyor musun?
Aren't you ashamed of yourselves with poor Mama so ill?
Anneniz bu kadar hastayken tartışmaya utanmıyor musunuz?
Aren't you ashamed of yourself?
Hiç utanmıyor musun?
"Wretched thing, aren't you ashamed?"
Ona söyle : "Seni fettan, utanmıyor musun?"
Martin, aren't you ashamed?
Martin, utanman yok mu?
Aren't you ashamed of yourself?
Hiç utanman yok mu?
- Well, aren't you ashamed?
- Hiç mi utanmıyorsunuz peki?
Aren't you ashamed of taking this ever so lightly, Mr. Lombard?
Bu olayı bu kadar hafife aldığınız için utanın Bay Lombard?
Uncle, aren't you ashamed?
Ne bu? Amca, utanmıyor musun?
Ivan Ivanovich, aren't you ashamed?
Ivan Ivanovich, utanmıyor musun?
Aren't you ashamed?
Kendinden utanmıyor musun?
And aren't you ashamed of yourself?
Kendinden utanmıyor musun?
Aren't you ashamed?
Hiç utanmıyor musun?
WHY, YOU OLD GOAT. AREN'T YOU ASHAMED.
- Seni yaşlı keçi, utanmıyor musun?
Aren't you ashamed?
- Utanmadın mı?
Aren't you ashamed of yourself?
Kendinden utanmıyor musun?
Aren't you ashamed of such chatter?
Böyle bir gevezelik etmekten dolayı utanmıyor musunuz?
Aren't you ashamed?
- Utanmıyor musunuz?
Aren't you ashamed to talk like this about your wife?
Karın hakkında böyle konuşmaya utanmıyor musun?
Else, I'll beat you to pulp I'm going to kill you! Aren't you ashamed? Give it to me.
Utanmıyor musun?
Aren't you ashamed?
Utanıyor musun?
Grown men and fathers - aren't you ashamed?
Koca koca adamlarsınız. Utanmıyor musunuz?
- Aren't you ashamed?
- Utanmıyor musunuz?
Dear Proteus, aren't you ashamed of yourself?
Sevgili Proteus, hiç utanma yok mu sende?
After refusing to be Eiko's guarantor, aren't you ashamed to bother me?
Eiko'nun kefili olmayı reddettikten sonra... beni rahatsız etmeye utanmıyor musunuz?
Aren't you ashamed to support the rebellion?
İsyancıları desteklediğin için utanmıyor musun?
Aren't you ashamed of yourselves?
Kendinizden utanmıyor musunuz?
What are you doing? Aren't you ashamed?
Utanmadın mı?
Aren't you ashamed of yourself?
Kendinden utanmadın mı?
Aren't you ashamed you exist?
Utanmıyor musun yaşamaya?
- Aren't you ashamed?
- Utanmıyor musun? - Hayır, efendim.
Arliss, aren't you ashamed, throwin'rocks at that man?
Arliss, o adama taş atmaya utanmıyor musun?
Aren't you ashamed, playing games while two gentle young women await you?
İki genç ve nazik hanım sizi beklerken oyun oynamaya utanmıyor musunuz?
Aren't you ashamed?
Hiç utanmıyor musunuz?
Aren't you ashamed, coming between cousins like that?
Kuzenlerin arasını açmaya utanmıyor musun?
Now, aren't you ashamed of those suspicions you had?
O kadar kuşkulandın, utanmıyor musun şimdi?
Aren't you ashamed of shoving a poor woman who has just seen her child die?
Kızının ölüsünü yeni gören bir bayanı itmekten utanmıyor musun sen!
Aren't you ashamed of yourself?
Utanmıyor musun sen yaşlı sarhoş?
Why, you great brute, aren't you ashamed?
Seni koca pislik, utanmıyor musun?
Pockets, aren't you ashamed of yourself?
Pockets kendinden utanmalısın.
Aren't you ashamed of what you're doing?
Yaptıklarından utanmıyor musun?
Aren't you ashamed a little? Yes.
Ağlama bebeğim.
Aren't you ashamed of yourself to think that a man of such honor would refuse to share his windfall with his old comrades.
Kötü bir niyeti yoktu. Tam bir beyefendi gibi konuştun.
Aren't you ashamed to believe in a fable?
Bir fabl'a inanmaya utanmıyor musunuz?
Aren't you ashamed, pounding on that old car like that?
Bu kadar eski bir arabayı çekiçlemeye utanmıyor musun?
Aren't you ashamed?
Bez getir.
Aren't you ashamed to show your face?
Yüzünü göstermeye utanmıyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]