Aren't you excited translate Turkish
164 parallel translation
Oh, Nick, aren't you excited?
Heyecanlı değil misin Nick?
- Aren't you excited?
Heyecanlı değil misin?
- Paul, aren't you excited? - Yeah.
- Paul, heyecanlanmadın mı?
Aren't you excited?
Ne heyecanlı, değil mi?
- You're excited about this, aren't you?
- Çok heyecanlısın, değil mi? - Heyecanlı mı?
Aren't you excited?
Heyecanlı değil misin?
Aren't you excited?
Sen de sevinmedin mi?
Aren't you excited?
Heyecanlanmadın mı?
Aren't you excited?
Sen heyecanlanmıyor musun?
You aren't excited about coming here?
- Sen, buraya gelmekten heyecanlı değilsin?
Aren't you getting excited?
Sen heyecanlanmıyor musun?
You're so excited, aren't you?
Çok heyecanlandın, değil mi?
Mom, aren't you excited?
Anne, heyecanlı değil misin?
Oh, Aren't You Excited?
Heyecanlı değil misin?
Troy, aren't you excited?
Troy, heyecanlanmadın mı?
This could be my big break. Aren't you even gonna be excited?
Baba bu benim büyük fırsatım olabilir.
Aren't you excited by mystery?
Gizem seni heyecanlandırmaz mı?
- Why aren't you more excited?
- Neden heyecanlı değilsin?
Aren't you excited by what happened?
Bu olan seni heyecanlandırmıyor mu?
- Aren't you excited?
- Heyecanlı değil misin?
- Why aren't you excited?
- Neden heyecanlı değilsin?
Aren't you excited?
Bu seni heyecanlandırmadı mı?
You're excited, aren't you?
Hayır mı? Heyecanlı, değil misin?
Aren't you students excited about visiting the home of the President and the first family?
Başkanın ve ailesinin evini ziyaret etmekten heyecan duymuyor musunuz?
Aren't you excited? It's playoffs!
Stresli değil misin sonuçta bu final?
Tomorrow's the start of Spring break, aren't you excited?
Yarın bahar tatili başlıyor, heyecanlı mısınız?
( Carrie ) But I'm so excited. Aren't you excited for me?
- Benim için heyecanlanmıyor musun?
You aren't going to ask me about how excited he got when I wore them?
Onları taktığım zaman ne kadar heyecanlandığını sormayacak mısın?
- Aren't you excited?
- Heyecanlanmıyor musun?
Aren't you excited about the idea of breaking loose from everything?
Her şeyi bırakma fikri sizi heyecanlandırmıyor mu?
Aren't you excited about our double date?
Çifte randevumuz için heyecanlı değil misin?
Come on, Ronnie, aren't you excited?
Hadi, Ronnie heyecanlanıyor musun?
Aren't you excited?
Heyecanlı mısın?
Aren't you excited, Bob?
Sen nasılsın Bob?
Aren't you so excited?
Heyecanlı mısın?
So why aren't you more excited?
Neden daha heyecanlı değilsin?
Why aren't you more excited?
Neden heyecanlanmadın?
- Why aren't you excited? - I'm very excited.
- Görebiliyorum.
- Aren't you excited?
- Heyecanlanmadın mı?
You're so excited, aren't you?
Çok sevindin, değil mi?
Why aren't you more excited?
Neden heyecanlı değilsin?
Why aren't you excited?
Neden heyecanlı değilsin?
I was so excited to see you get a chance to be like everyone else, that I guess I forgot for a moment that you aren't.
Herkes gibi olma fırsatı elde ettiğini görünce öyle heyecana kapıldım ki bir an öyle olmadığını unuttum sanırım.
Aren't you excited?
Sen değil misin?
Peter, aren't you excited?
Peter, heyecanlanmadın mı?
But we are really excited to have you do this, and Toby is really excited to play, aren't you, honey?
Ama bunu yaptığınız için çok heyecanlıyız. Toby de oynayacağı için çok heyecanlı, öyle değil mi tatlım?
Why aren't you excited?
Neden heyacanlı değilsin?
Why, aren't you excited?
Neden heyecanlı değilsin?
Aren't you excited to see me?
Beni gördüğüne sevinmedin mi?
- Aren't you excited?
Hiç mi heyecanlı değilsin?
Aren't you excited, Harry?
Sen heyecanlanmadın mı Harry?
aren't you 6426
aren't you sweet 50
aren't you hot 24
aren't you cold 71
aren't you clever 17
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you curious 39
aren't you hungry 75
aren't you afraid 57
aren't you sweet 50
aren't you hot 24
aren't you cold 71
aren't you clever 17
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you curious 39
aren't you hungry 75
aren't you afraid 57