Aren't you worried translate Turkish
353 parallel translation
Starting tomorrow, I'll be gone from your world for a week. Aren't you worried about that?
Yarından itibaren bir haftalığına dünyandan uzaklaşacağım, endişelenmiyor musun?
You're worried about Jean, aren't you?
Jean için endişeleniyorsunuz değil mi?
Always worried about me, aren't you?
Hep benim için kaygılanırsın, değil mi?
You're worried about me feeling badly because he's going to be arrested, aren't you?
Tutuklanacağı için kendimi kötü hissetmemden korkuyorsun, değil mi?
You are worried about me being in danger, aren't you?
Tehlikedeyken benim için endişeleniyorsun, değil mi?
You are worried, aren't you?
Endişelisin. değilmi?
Aren't you worried?
- Endişelenmiyor musun?
You're worried about what happened today about where the creature is tonight, aren't you?
Bugün olanlar için endişeleniyorsunuz... yaratığın nerede olduğunu merak ediyorsunuz, değil mi?
You're still worried about it, aren't you?
Hala endişeleniyorsun, değil mi?
You aren't still worried, are you, about Captain Segura?
Hala Baş Komiser Segura konusunda endişeli değilsin ya?
Aren't you worried?
Merak etmiyor musun?
Aren't you worried about everything that's happened?
Bütün bu olanlar hakkında endişeli değilmisin?
Aren't you worried you'll get a ticket?
Ceza almaktan korkmuyor musun?
Aren't you worried about your heels?
- Topuklarından dolayı korkmuyor musun?
Aren't you worried about him?
Onun için endişelenmiyor musun?
Aren't you worried about the kids?
Çocukları da mı düşünmüyorsun?
- Aren't you worried about your crew?
- Mürettebatını merak etmiyor musun?
Ron aren't you worried, Ron- -?
Ron kaygılı değil misin?
Aren't you worried jumping 26 miles across the sea?
40 km'lik denizi atlayarak aşmaya çalışmak seni kaygılandırmıyor mu?
So you're worried, aren't you, Comrade Osin?
Yani endişelisin, değil mi? Yoldaş Osin?
Aren't you worried?
Hiç endişelenmiyor musun?
Aren't you worried?
Endişelenmiyor musun?
You aren't worried that they'll find out?
Sizi tanımalarından korkmuyor musunuz?
Aren't you worried you will not find a husband? Now you've asked for it
Evde kalacaksın böyle densiz!
You're worried, aren't you?
- Endişe ediyorsun değil mi?
Aren't you worried that you'll get killed?
Öldürülmekten korkmuyor musun?
I'm really very up. You're worried about your audition tomorrow, aren't you?
Sinavdan korkuyorsun, degil mi?
When you light your pipe, it's a bad sign. You're worried, aren't you, Dad?
Eğer piponu yakarsan bu kötüye işarettir.
Aren't you at all even worried?
Yani hiç endişelenmiyor musun?
You're still worried about the dog, aren't you?
Hala o köpeği düşünüyorsun, değil mi?
Aren't you worried...?
Endişe duymuyor musun?
You're really worried about your friend, aren't you, Kermit?
Arkadaşın için çok endişelisin, değil mi?
You're worried about breaking the record tomorrow, aren't you?
Yarın, rekor kıracağın için endişelisin, değil mi?
Aren't you worried you can never work for the government now?
Hiçbir zaman, devlet işlerinde çalışamayacağın için kaygılı değil misin?
Aren't you worried about the Pharaoh's curse?
Firavun'un laneti sizi tedirgin etmiyor mu?
You're worried about me, aren't you, babe?
Benim için endişelendin değil mi sevgilim?
You're worried about Geordi, aren't you?
Geordi için endişeleniyorsun, değil mi?
Aren't you worried about the Pharaoh's curse?
Firavun'un lanetinden endişelenmiyor musunuz, Doktor?
Aren't you worried that i might be here to kill you?
Seni öldürmek için buraya geldiğimden endişe duymuyor musun?
Brent, you're worried about the future, aren't you?
Gelecek hakkında endişelisin, değil mi?
Got it? You are worried we don't have very much time left, aren't you?
Çok fazla vaktimizin kalmamış olmasından endişe duyuyorsun değil mi?
Aren't you worried about making such an investment in the West River area now?
Bu ara Batı Nehri bölgesinde böyle bir yatırım yapmaya endişelenmiyor musunuz?
You're worried I'll be able to do it, aren't you?
Yapabileceğimden korkuyorsun değil mi?
You're worried, aren't you?
Endişelisin değil mi?
You're worried about Nikolai, aren't you?
Nikolai için endişelisin değil mi?
Aren't you worried about Ami? .!
Sen Ami için endişelenmiyor musun?
He's been absent for two weeks. Aren't you worried?
Onun hakkında endişelenmiyor musun?
Aren't you worried about the Minbari?
Minbarilerden endişelenmiyor musunuz?
Aren't you worried about me?
Benim hakkımda hiç endişelenmiyor musun?
You're worried about those mobsters, aren't ya?
O gangsterler hakkında endişeleniyorsun, değil mi?
Aren't you worried it's going to track you? Hunt you down with another particle beam?
Seni takip edeceğinden seni başka bir ışınla yakalamasından endişe etmiyor musun Eshter?
aren't you 6426
aren't you sweet 50
aren't you hot 24
aren't you cold 71
aren't you clever 17
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you excited 41
aren't you curious 39
aren't you hungry 75
aren't you sweet 50
aren't you hot 24
aren't you cold 71
aren't you clever 17
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you excited 41
aren't you curious 39
aren't you hungry 75