Arlena translate Turkish
134 parallel translation
Do you mean Arlena Stuart?
Demek istediğin Arlena Stewart mı?
Well, if that's Arlena, she must be being dressed by Woolworths these days.
Eğer bu Arlena'ysa bugünlerde Wollworth'dan giyiniyor olmalı!
Take it easy, Arlena. We'll soon be there.
Merak etme Arlena, nerdeyse varmak üzereyiz.
I'm Kenneth Marshall and this is my wife, Arlena.
Kenneth Marshall ve bu da karım Arlena.
Arlena! Arlena, darling, I love you!
Arlena, Arlena hayatım seni seviyorum.
And I don't think you know Arlena.
Ve Arlena'yı tanıdığını da sanmıyorum.
Yes, I do. Arlena and I are old sparring partners.
Arlena ile ben eski idman arkadaşıyız.
Arlena and I were in the chorus of a show together... not that I could ever compete.
Arlena ile bir gösterinin korosunda birlikteydik. Elbette ona rakip olabileceğimden değil!
Do have a good, long, peaceful rest, Arlena.
Şimdi gidip rahat ve güzel bir uyku çek Arlena.
- Arlena, darling...
Arlena tatlım!
- Arlena, my favourite leading lady!
Arlena en sevdiğim başrol oyuncusu!
It's wonderful to see you, Arlena.
Seni gördüğümüze çok sevindik Arline.
Arlena, darling, it's simply sensational to see you again!
Arlena tatlım, seni yeniden görmek o kadar güzel ki! Merhaba Rex.
I must talk to you, Arlena darling.
Seninle konuşmam gerek Arlena tatlım.
- Good morning. - Oh, good morning, Arlena.
Günaydın Arlena!
Arlena, darling, you look quite divine in that outfit.
Arlena tatlım, bu kıyafet içinde tanrısal görünüyorsun!
Arlena, I was wondering if you've had a chance to read the proofs of the biography yet?
Arlena, biyografinin düzeltmelerini okuma fırsatı bulup bulamadığını... merak ediyorum.
But, Arlena darling, you promised. When we were in New York. I've spent the advance.
New York'tayken bana söz vermiştin... ben avansı çoktan harcadım.
But, Arlena, angel, you must.
Ama, ama Arlena. Meleğim mecbursun!
And that's final. You're going to regret this, Arlena.
Buna pişman olacaksın Arlena!
Arlena, here you are, it's the script that I promised you.
Arlena, işte sana söz verdiğim senaryoyu getirdim.
The Arlena Stuarts of this world do not count.
Bu dünyanın Arlena Stewartları ciddiye alınmamalı.
About Arlena?
Arlena hakkında mı?
Arlena's alright.
Arlena iyidir.
Arlena is my wife. That's all there is to it.
Arlena benim karım ve hepsi bu kadar işte!
He just happens to be a guest here, Arlena... because you just happened to book him in.
Arlena burada kalan bir müşteri çünkü ona odayı sen tuttun... öyle değil mi?
Arlena and I are just good friends, that's all!
Arlena ve ben sadece iyi arkadaşız.
What's the matter? Is it Arlena?
Arlena yüzünden mi?
I'll come back with Arlena, I'll walk.
Ben Arlena'yla dönerim ya da yürürüm.
She may have been a bit flighty, Arlena, but no one would've wished this on her.
Arlena biraz havai olabilirdi ama... başına bunu gelmesini kimse istemezdi.
You had no chance to speak to Madame Arlena?
Madam Arlena'yla konuşma şansınız olmadı mı?
I was coming in on the boat and I saw Arlena on one of them pedal things going into a beach along there.
Tekneyle geliyordum ve Arlena'yı... o pedallı şeylerden birinin üstünde gördüm. İşte oradaki plaja doğru gidiyordu.
I was very fond of Arlena, as you well know.
Bildiğiniz gibi Arlena'yı çok severdim.
So, that young man's been sniffing round Arlena, has he?
Evet, demek bu genç adam da Arlena'nın etrafında dolaşıyordu.
I'm sorry, Sir Horace, but it's my duty to put it to you that you were furious with Madame Arlena... that you were determined to get your jewel back... you came up here in order to demand it.
Üzgünüm Sir Horace ama... Madam Arlena'ya kızgın olduğunuzu hatırlatmak benim görevim. Ondan mücevheri almaya karalıydınız.
You'll find they're favourite when dealing with the Arlenas of this world.
Arlena gibi biri söz konusu olduğunda kurtulmak isteyecek ilk kişi o olmalı.
And you must have passed the bay on which Arlena was murdered?
Öyleyse Arlena'nın öldürüldüğü körfezden de geçmiş olmalısınız.
Yes. Yes, I did. I also saw Arlena sunning herself.
Evet geçtim ayrıca Arlena'nın orada güneşlendiğini de gördüm.
And I am suggesting to you... you could have gone down to the beach... murdered Arlena Marshall and still been in time for your staff meeting at 11 : 30.
Bu yüzden bana sorarsanız plaja inmiş Arlena Marshall'ı öldürmüş Ve yinede on bir buçuktaki personel toplantısına zamanında yetişmiş olabilirsiniz. Peki hala...
What utter balderdash! You can't possibly think I'd want to kill Arlena just because the silly cow succeeded on the boards and I didn't.
Bu çok saçma sırf o aptal kadın sahnesinde başarılı oldu ve... ben olamadım diye öldürmüş olabileceğimi nasıl düşünebilirsiniz?
It matters because Madame Arlena was in the way.
Önemli çünkü Madam Arlena ikinizin arasına girmiş.
He was jumping up and down and screaming blue murder at Arlena.
Olduğu yerde zıplayıp duruyor ve zavallı Arlena'ya bağırıyordu.
You had no reason to love Arlena Marshall, madame.
Arlena Marshall'ı sevmek içinde sebebiniz yoktu Madam...
We'd barely started when the news about Arlena came.
Arlena'yla ilgili haber geldiğinde maça yeni başlamıştık.
Why should I be sorry for Arlena?
Arlena için neden üzülecekmişim?
She couldn't have murdered Arlena.
O Arlena'yı öldürmüş olamaz...
That slimy Rex Brewster's the one you should be talking to. He hated Arlena.
Bence konuşmanız gereken kişi sinsi Rex Brewster denen adam.
He's the one who really wanted her dead.
Arlena'dan nefret ediyordu, ölmesini isteyen asıl kişi oydu.
He'd written this filthy book about her which she wouldn't allow him to publish.
Onun hakkında bir kitap yazmıştı ve Arlena yayınlanmasına izin vermiyordu.
That'll be Arlena.
Bu Arlena olmalı.
No, Arlena Marshall.
Hayır hayır Arlena Marshall.