English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Arranged

Arranged translate Turkish

4,519 parallel translation
Here's the address of an apartment we've arranged for you...
İşte senin için ayarladığımız dairenin adresi.
I've already arranged for you all to be flown out to the ship.
Gemiye ulaşmanız için herşeyi ayarladım.
Uh, Hetty has arranged an NCIS Red Team in Okinawa to meet the ship and surreptitiously track the container when it's off-loaded in Japan, so that we can intercept the drugs at their final destination.
Hetty Japonyada yüklenen gemiyi okinawa da karşılayacak bir NCIS kırmızı birliği gönderdi, Böylelikle onların son uyuşturucu yükledikleri yeri de durdurdurmuş olacağız.
I think I know who arranged Trent Annunzio's murder.
Sanırım Trent Annunzio cinayetini kimin ayarladığını biliyorum.
There may be immediate questions asked as to whether he arranged his own murder.
Kendi cinayetini planladığına dair sorular sorulabilirdi.
It would be more like... an arranged marriage, but... we've arranged it.
bir anlaşmalı evlilik ama biz ayarlarız.
You arranged everything so neatly.
- Her şeyi çok güzel düzenlemişsin.
Is it all arranged?
- Her şey halledildi mi?
Can you tell how you arranged to meet?
Görüşmeyi nasıl ayarladığınızı anlatır mısınız?
Ah.. this Snow for my daughter, I arranged it.
Kar mı? Kızım için özel olarak hazırladım.
That can be arranged.
Bu ayarlanabilir.
So the right side of the third floor home They arranged a room for the mother and son
Üçüncü kattaki sağ taraf iki kişi için özel misafir odasına dönüştürülüyor.
She's been arranged to marry me since I was a little.
Küçüklüğümde benle evlenmesi planlanan kız.
That can be arranged.
Bu düzenlenebilir.
Police arranged the extra flight to escort Park to Seoul immediately.
Polis, Park'a Seul'a kadar eşlik etmek için hemen bir ekstra uçuş düzenledi.
I arranged to meet your father at the hospital lobby.
Babanla buluşmak için hastanenin lobisindeyim.
Count Dracula arranged it for all the rooms.
Kont Dracula bütün odalara ayarladı.
- That can be arranged.
- Bunu ayarlayabiliriz.
He arranged your transport.
Ulaşımını o ayarladı.
You arranged that meeting and lured him out.
O buluşmayı ayarladın ve dışarı çektin.
I arranged her escape, Ishtur.
Onun kaçmasını ben ayarladım, Ishtur.
I've arranged for you to work as a porter at the Prince Regent Hotel.
Sana, Prince Regent Oteli'nde hizmetçilik işi ayarladım.
Well, we've arranged the best room for you.
Sizin için en iyi odayı hazırladık.
My father arranged it last year. What?
- Geçen sene babam öyle istedi.
- That can be arranged.
- Bunu ayarlayabilirim..
There's a remnant of a Sioux tribe in South Dakota that I've arranged to study.
Güney Dakota'da Sioux kabilesine ait bir takım kalıntılar var,... çalışmak için orayla anlaştım.
I see you've arranged transportation.
Nakil işini halletmişsin.
Who arranged this, was it you?
Kim ayarladı bunu, sen mi?
Who arranged tonight?
Bu geceyi kim ayarladı?
It's all arranged.
Her şey ayarlandı.
Bunking will be arranged with youngest at the front and veterans at the back.
Küçükten başlayarak büyüğe doğru önden arkaya ranzalara yerleşeceksiniz.
Hadn't you arranged to meet your, um... your girlfriends tonight? - Yeah.
Sen bu akşam, kız arkadaşlarınla buluşmayacak mıydın?
-.. the people themselves arranged the funds
-... insanlar kendilerine sermaye ayıramamışlardır.
Look, I arranged to meet you here because I thought you might like the photographs.
Bak, seninle burada buluşmayı istedim çünkü fotoğraflardan hoşlanırsın diye düşündüm.
At the same time, it is so cleverly arranged that if you take a left turn, you will also arrive at a lavatory, since at the end of the next car there is also one.
Öyle zekice yapmışlar ki, aynı zamanda sola dönünce de en sonda karşına lavabo çıkıyor. Yan vagonun sonunda da bir tane var.
I've arranged a new pit crew leader for Frankenstein.
Frankenstein için yeni bir takım lideri ayarladım.
That can be arranged.
- Ayarlayabiliriz.
If that's what the girls arranged.
Kızlar ayarladıysa tamamdır.
- We got a little lost driving, and we'd be very grateful if that could be arranged.
- Biraz yolumuzu kaybettik ve oda ayarlayabilirseniz minnettar oluruz.
The murder he had arranged had gone awry, so what to do?
Planladığı cinayet yolundan sapmıştı, bu durumda yapılacak şey ne idi?
Against the advice of Poirot, you have arranged this whole operation.
Poirot'nun önerisine karşı, bütün bu harekatı düzenlemişsiniz.
So Maeby arranged for a meeting that evening at Hollywood's exclusive Ealing Club between Herbert Love and Cindy Featherbottom.
Böylece Maeby o akşam Herbert Love ve Cindy Featherbottom için Hollywood'un elit mekânı Ealing Club'da bir buluşma ayarladı.
That's what I arranged.
- Ayarlamaları yaptım.
Apparently he'd arranged for a massage this morning.
Görünüşe göre, bu sabah onun için bir masaj ayarlamış.
And I personally arranged your hotel accommodations.
Ve hotel kaydını özellikle ben yaptım
Son, I had arranged for everything,
Evlat, onun için her şeyi ayarlamıştım.
Arranged marriages suck, dude!
Görücü usulü iğrenç ya! Seni aptal!
arranged marriage?
Görücü usulü? SEN?
All arranged to make it look like I was responsible.
Tüm bu olaylar ben sorumluymuşum gibi gözükmesi için düzenlenmiş.
My nephew arranged a night sushi with his cousins.
Yeğenim kuzenleriyle birlikte suşi partisi düzenlemiş.
I'm glad you arranged it.
İyi iş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]