English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Artifacts

Artifacts translate Turkish

886 parallel translation
Now, if you will follow me... ... I will show you some of their other remaining artifacts.
Şimdi beni takip ederseniz size kalan diğer tarihi eserlerinden bazılarını göstereyim.
And the greatest artifacts of human beings in thousands or tens of thousands of years.
Ve insanoğlunun en önemli yapıtları binlerce ya da on binlerce yılda.
No artifacts.
Sanat eserleri yok.
Made fairly heavy shipments out, of artifacts and reports.
Tarihi eser ve raporlardan oluşan oldukça ağır nakliyatlar yapmışlar.
As you dig for artifacts, be sure you don't bury your reputation.
Parçalar için kazı yaparken, ününü gömmemeye dikkat et.
But up there, in the face of that cliff, there is a vast cave, and in that cave a fabulous treasure of fossils and artifacts.
Ama o kayaların tepesinde uçsuz bucaksız bir mağara var. Ve o mağaranın içerisinde muazzam bir fosil ve kalıntı yığını var.
I've seen some of your fossils and artifacts.
Onları gördüm. Değersizler.
But the artifacts Lying here were found at this level, and date back... 700 years earlier.
Ama burada yatan kalıntılar... bu aşamada bulundular, ve 700 sene evveline dayanıyorlar.
All I've seen around here so far looks like a rummage sale of artifacts. With one exception.
Şimdiye kadar buralarda gördüğüm her şey, biri hariç müzayede eserlerine benziyor.
The Niger Dynasty produced so many fine artifacts.
Nijer Hanedanlığı pek çok güzel sanat eseri yarattı.
The boy was entranced by Fourier's collection of ancient Egyptian artifacts : The mysterious fragments of a lost world.
Çocuk, Fourier'in eski Mısır'dan gelen nesnelerden oluşan koleksiyonuyla,... kayıp bir dünyanın gizemli bölümlerinin kapısını araladı.
France at this time was flooded with such artifacts plundered by Napoleon and now arousing intense interest among scholars and the general public.
Fransa o zamanlar Napolyon'un ganimetleri dolayısıyla bu tip nesnelerle dolup taşmıştı ve şimdi toplum ve bilginler arasında yoğun ilgi uyandırıyordu.
There are no close-up photos, no artifacts nothing that'd convince a skeptic.
Bir şüpheciyi ikna edebilecek ne bir yakın çekim fotoğraf,... ne bir kalıntı, hiçbir şey yok.
They are artifacts manufactured by land creatures whose ancestors last lived in the oceans 350 million years ago.
Bu yapay nesneler ataları 350 milyon yıl önce okyanuslardan gelmiş kara canlıları tarafından yapılmışlardı.
These antiques are ancient Chinese artifacts
Bu antikalar tarihi el yapımı Çin eserleri.
You do have interesting artifacts here but there's one thing you don't have.
İlginç el yapımı şeyleriniz var ama birşeyiniz eksik.
Now if you will follow me, I will show you some of their other remaining artifacts.
Şimdi lütfen beni izlerseniz, size onlardan kalan diğer nadide örnekleri gösteririm.
Artifacts of a bygone era.
Geçmişte kalmış bir devrin kalıntıları.
donald, earth was stripped of artifacts long ago.
Donald, dünya kaynaklarını uzun zaman önce tüketti.
The men are going mad. They're defacing the cathedral... -... pillaging the precious artifacts.
Adamlarımız çılgına dönüyor, katedrali yerle bir ediyor, sanat eserlerini yağmalıyorlar.
The most ancient artifacts which were found on the territory of our town date from the fall of Troy.
Kasabanın tarihi, Truva'nın düşüşüne dayanmaktadır. En eski yerleşimlere ait eserler bulundu.
- that you've closed the Pyramid Mine... because you found alien artifacts inside?
- Pyramid Mine'ı kapatmıştın... Çünkü içinde yaratıkların yaptığı birşey mi bulmuştun?
I wish we could find some artifacts.
Keşke birşeyler bulmuş olsak.
- We're doing alien artifacts now.
- Artık yaratıklar yapabiliyoruz.
I must remind you gentlemen, that we are extremely concerned about donning artifacts.
Beyler, tarihi eserlerle ilgili fazlasıyla hassas olduğumuzu size hatırlatmalıyım
When the artifacts that are left behind begin to decompose, they create poisonous gases.
Mezardaki kalıntılar çürümeye başlayınca... zehirli gazlar oluştururlar.
Why are there no artifacts?
Neden hiç kalıntı yok?
Chinese artifacts.
Çin Eserleri.
ARTIFACTS, ARCHITECTURE, TECHNICAL SYSTEMS- - TELL ME SOMETHING, QUISH.
Onların nasıl oluştuğunu araştırmak için geçmişine ilk elden bakarım.
In the summer, when the drainage subsides, it affords access to this three-mile cavern... in which I found some century-old Indian artifacts.
Yaz aylarında drenajı azalıyor. Ve o Bu üç millik mağara erişimi tanıyor Benim bulduğum bazı asırlık yerli eserler.
You talk about insects, alchemists, artifacts.
Böceklerden,... simyacılardan, el yapımı büyülü aygıtlardan bahsediyorsun.
It's our job to examine the new artifacts.
Bizlerin işi ise yeni sanat eserlerini incelemektir.
Well, the artifacts are clearly exceptional, but only after a much more detailed analysis...
Aaa, eserler açıkça sıradışı, ama daha ayrıntılı incelemelerden sonra...
Coincidence - You can't expect us to believe these two artifacts are in any way connected.
Tesadüf. Bu iki eserin bir sekilde iliskili olduguna inanmamizi beklemeyin.
Isn't that an awful lot of trouble to go through to steal artifacts?
- Basit bir kalinti için bu kadar zahmete ne gerek vardi?
And why would he want artifacts?
- Buluntularla ne ilgisi var?
I had no idea that trading in artifacts had become such a problem.
Tarihsel buluntularin, böylesine sorun haline geldiginden haberim yoktu.
He said both the artifacts were missing. When I tried to stop that little- - That Zavros.
Iki buluntunun da kayip oldugunu söyledi.
We can't let them take off with the artifacts.
- Buluntularla kaçmalarina izin verme.
That was what I was trying to tell you. I removed it so they couldn't take off with the artifacts.
- Buluntunun yanina sakladim.
We were on a dig for Interplanetary Expeditions when we found these artifacts in a vault buried nearly a mile beneath the surface of Ikarra 7.
Gezegenler arası Geziler firmasının kazısında bir mozolede bu tarihi eserleri bulduk. İkarra 7'nin yüzeyinden yaklaşık 1,5 km. aşağıda gömülüydüler.
The weapon was like the organic artifacts we worked on.
Silahı üstünde çalıştığımız organik eserler gibiydi.
- The one who brought in the artifacts?
- Eserleri getiren mi?
Dr. Franklin was attacked by your assistant, covered in armor similar to the artifacts you brought here.
Dr. Franklin asistanınız tarafından saldırıya uğradı. Getirdiğiniz tarihi eserlere benzer bir zırhı varmış.
What can you tell us about these artifacts?
Bu eserler hakkında ne biliyorsunuz?
That information may be contained in the artifacts if I could assist Dr. Franklin in decoding them.
Bu bilgi diğer eserlerde saklı olabilir. Deşifre etmede Dr. Franklin'e yardım edebilirsem.
You knew he didn't put the artifacts through quarantine.
Eserleri karantinaya koymadığını biliyordun.
I could have turned over the artifacts, taken the standard commission.
Eserleri verip, standart komisyonumu alabilirdim.
We can sell artifacts to Interplanetary Expeditions.
Tarihi eserleri Gezgenlerarası Geziler'e satabiliriz.
I must confiscate the artifacts and transfer them to Earth Central.
Tarihi eserlere el koyup Dünya Merkezi'ne götürmem gerekiyor.
I've seen a number of Centauri artifacts but nothing like this.
Daha önce de Centaurilere ait eşyalar gördüm ama böylesini görmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]