English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / As much as i'd like to

As much as i'd like to translate Turkish

274 parallel translation
I don't get to see you quite as much as I used to, or as I'd like to, Trudy.
Seni eskisi kadar, ya da istediğim kadar göremiyorum Trudy.
Thanks very much, sir, because I'd like to be home if possible when... ls there any official estimate as to how much longer?
Çok teşekkür ederim, efendim çünkü mümkün olursa evde olmak istiyorum. Her şey- - Ne kadar süre kaldığı hakkında resmi bir bilgi var mı?
But first, I'd like to gather as much information as possible... and I'll see if I can learn anything from that village girl.
Ama öncesinde, mümkün olduğu kadar bilgi toplamak istiyorum... ve bu köydeki kızı görüp bir şeyler öğrenmek istiyorum.
I'd just like to say that it was as much my fault as Stacey's, sir.
Benim de en az Stacey kadar kabahatimin olduğunu söylemek isterim, efendim.
Much as I'd like to, I won't ask any more questions.
Ne kadar istesem de, daha fazla soru sormayacağım.
Because now I'd like to live, be independent, do as much as I can on my own.
Çünkü hayatımın bu çağında, doyasıya yaşamak istediğimi yapmak, tam olarak özgür olmak istiyorum.
It was as if my great rush of anger had washed me clean, purged me of hope, and staring up at that night sky, for the first time I opened my heart to the sweet indifference of the universe, and I felt that it was so much like myself, almost like a brother, that I realised that I'd been happy, and that I was happy still.
Sanki ani öfke nöbetlerim beni temizlemiş içimdeki umudu alıp götürmüştü ve o gece gökyüzüne bakarken kalbimi ilk kez kâinatın tatlı kayıtsızlığına açtım ve tıpkı benim gibi neredeyse bir kardeş gibi olduğunu hissettim ve mutlu olduğumun farkına vardım ve öyle de kaldım.
I'd very much like to, if I could, but I need to take the boy to his father in Maebara as soon as I can.
Kalabilmeyi çok isterdim, ama en kısa zamanda çocuğu Maebara'daki babasına götürmem gerekiyor.
"My reason for writing is to say that I'm a bachelor and I would appreciate it if you could suggest a nurse who might like me as much as I'd like her and if so, we could begin a friendship that might lead to the altar."
"Bunu yazmamın sebebi bekâr olmam ve sonu mihrapta bitebilecek bir arkadaşlığa başlayabilmem için benim ondan hoşlanacağım kadar benden hoşlanabilecek bir hemşire bulabilirseniz memnun olurum."
No, No Mr. Neal... but I'd like you to stay in your apartment as much as possible because this last message threatens you personally.
- Hayır hayır Bay Neal ama mümkünse bir süreliğine evinizden çıkmasanız iyi olur.
Your housekeeper said I should wait here as I'd very much like to speak with you.
Hizmetçiniz, sizinle konuşmak istiyorsam burada beklemem gerektiğini söyledi.
If I knew as much as you do about life and what a fella's born to be I'd be one hell of a man, huh? Just like you, son.
Eğer bu hayatta benim kadar deneyimli olsaydın, karşıma geçip böyle konuşmazdın ve söylediklerinden utanırdın.
Well, much as I'd like to stay and discuss the loves I won,
Tamam, burada kalıp seninle aşkta neler kazandığımı tartışmayı çok isterdim.
It doesn't happen to me as much as I'd like.
- İstediğim kadar sık olmaz.
Sometimes I don't get to spend as much time with you as I'd like.
Seninle biraz daha zaman geçirmek istiyorum.
I don't get out as much as I'd like to.
İstediğim kadar dışarılara gidemiyorum.
So you can't go back and kill Hitler, much as we'd like to... because it could cause a chain reaction of events... that could alter or even destroy mankind.
Bu yüzden geçmişe gidip Hitler'i öldüremeyiz, her ne kadar istesekte... çünkü bu insan ırkının değişmesi veya yıkımı olabilecek... bir dizi olaylara sebebiyet verecektir.
As much as I'd like to do something with you, ice fishing just isn't it.
Baba bak, ben de seninle bir şeyler yapmayı çok istiyorum. Ama buz balıkçılığı onlardan biri değil.
And as much as I'd like to inflict this on Lilith, I'm looking for fast and educational, all right?
Bunu Lilith'e de kabul ettirmek istemekle beraber, hızlı ve eğitici arıyorum, tamam mı?
As much as I'd like to, I can't afford to maintain the pool.
Ben fakirim. Ne kadar istesem de, havuzun bakımını karşılayamıyorum.
I'd like to say it's not this project that worries me as much as the ones that'll follow in its wake.
Bu proje beni, onun ardından gelecek projeler kadar kaygılandırmıyor.
And as much as I'd like to sit on Uncle Nico's lap...
Myko amcanın kucağına her ne kadar çok oturmak istesem de...
So as much as I'd like to believe you, even if you believe it all bets'll be off once you get your godhood back.
Bu yüzden sana inanmak istediğim kadar... eğer sen bile buna inanırsan... Tanrılığı'nı geri aldığın zaman bütün bahisler kapanmış olacak.
As much as I'd like to have you stay until the end of the year... I can't overlook the seriousness of certain accusations.
Yılsonuna kadar kalmanı istesem de ciddi suçlamaları görmezden gelemem.
As much as I'd like to see the two of you living it up in a warm, tropical setting I would just miss you too much.
İkinizin sıcak, tropik bir yerde yaşaması fikri benim de hoşuma gidiyor ama sizi çok özlerim.
Well, anyway, as much as I'd like to stay here and get silly with you, Mom,
Neyse, bak seninle oturup zevzeklik yapmayı çok isterdim, anne.
Mr Mayor, as much as I'd like to stand here talkin'about how great I am if you don't move, I'll have to haul your ass off to jail.
Sayın Başkan, bütün gün ne kadar iyi biri olduğumdan söz etmeyi ben de isterdim, ama hemen gitmezseniz sizi hapse attırırım.
As a matter of fact, there's something I'd very much like for you to see.
Aslına bakarsanız, görmekten hoşlanacağınız bir şeylerim var.
Much as I'd like to pay my respects, catch up with my god-cousins, and meet the god-neighbours,
Vaftiz amcanın duasına gitmeyi çok isterdim. Vaftiz kuzenlerim ve vaftiz komşularımla hasret gidermeyi de
Well, you know, as much as I'd like to continue the celebration, in three minutes, we have a show.
Kutlamaya devam etmek isterdim ama üç dakika sonra program başlıyor
As much as I'd like to help you sort this thing out, there is a beautiful woman in here who wants me desperately.
Her ne kadar bu durumu çözmenizde yardım etmek istesem de bu odada delicesine beni isteyen bir kadın var.
As much as I'd like to meet Josh and warn him Emily and I won't be here.
Ne kadar Josh'la tanışıp onu uyarmak istesem de Emily'le ikimiz burada olmayacağız.
Much as I'd like to, I don't hold anything against you.
Çok istesem de, sana hiçbir kinim yok.
Much as I'd like to take credit for that, you might wanna hand me my gun.
Kendim yaptım demek isterdim ama tabancamı versen iyi olur.
I'd like you to spend as much time with her as possible.
Bu yüzden onunla mümkün olduğunca çok vakit geçir.
Oh, well I thought I'd tell her that you know, as much as I love her, and as much as I'd like to stay in San Francisco, I can't.
Oh, şey sanırım ona onu seviyor olsam da, San Francisco'da kalmak istesem de kalamayacağımı söyleyeceğim.
- Much as I'd like to think so,..... the evidence doesn't point that way.
Öyle olduğunu düşünmek istememe rağmen, kanıtlar bunu göstermiyor.
I'd like to think I know Captain Janeway pretty well myself, and as much as she'd like to get her crew home, I don't think she'd be willing to kill them in the process.
Kaptan Janeway'i gayet iyi tanıdığımı düşünmek isterim, ve mürettebatını eve götürmeyi isteyeceğinden eminim, ama onların ölmesine neden olacak bir işlemde bulunacağını zannetmem.
As much as I'd like to take credit for it, I did nothing.
Her ne kadar katkım olsun istediysem de, hiçbir şey yapmadım.
And, as much as you'd like to, you can't pin it on me. - I had nothing to do with it.
Her ne kadar isteseniz de suçu üstüme atamayacaksınız.
Look, as much as I'd like to blame you for the miserable shithole my life has become, what's wrong with me is inside me.
Bak, ben de hayatımın içine battığı bu bok çukuru için sizi suçlamak isterdim ama... problem benim içimde.
Before we decide how to proceed, I'd like to learn as much about it as we can.
Bu işte ilerlemeye karar vermeden önce, öğrenebildiğimiz kadar şey öğrenmek isterim.
I know you've made a statement to the police, but I'd like to ask you some questions about that, and I'd like you to answer in as much detail as both you and your lawyer are comfortable with.
Ama bende bazı sorular sormak istiyorum. Lütfen sizi ve avukatınızı rahatsız etmeyecek şekilde çok ayrıntılı cevap verin.
As much as I'd like to deny it, most times, those introductions have consequences.
Kabul etmek istemesem de bu bilgilerin çoğu genelde önemli bilgiler.
As much as I'd like to, I'm afraid I'm in it.
Bunu ben de çok isterdim ama korkarım içindeyiz. Hepimiz içindeyiz.
It's just I won't have as much time to spend with you as I'd like.
Ama birlikte istediğim vakit geçiremeyebiliriz.
- What's up, nigger? - You know, as much as I'd like to watch the two of you whack each other, the smart thing to do is walk away.
- Her ne kadar sizin birbirinizi doğramanızı izlemek istesem de, akıllıca olanı ayrılmanız.
OW! LOOK, YOU KNOW I CAN'T ASK YOU, AS MUCH AS I'D LIKE TO.
Bak sana soramam, ne kadar sormak istesem de...
Much as I'd like to see how this plays out, don't we have something important to do?
Bu tartışmanın sonucunu çok merak ediyorum fakat daha önemli işlerimiz yok mu bizim?
Actually, I'd like to do as much as possible.
Aslında mümkün olduğunca fazla iş yapmak istiyorum.
Yeah. I'd like to see that reversed as much as possible. And I agree.
Doğru.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]