Asked and answered translate Turkish
142 parallel translation
- Asked and answered.
- Soruldu ve cevaplandı.
Asked and answered, asked and answered, asked and answered!
- İtiraz ediyorum. Tanık onu hiçbir şeyin şaşırtmadığını zaten belirtti.
- Asked and answered! Mr. Cage!
İstediğiniz cevabı alıncaya kadar onu sorgulamaya devam mı edeceksiniz?
Asked and answered. Oh.
- O bantlar nerede?
Asked and answered.
Soruyu sordu, cevabını aldı.
Asked and answered.
Cevap verildi.
Asked and answered.
Soruldu ve cevaplandı.
Asked and answered.
Soruya cevap verildi.
Asked and answered in prior testimony.
Önceden sorulup cevabı alındı.
Asked and answered.
Ben cevabımı aldım.
Asked and answered, counsel.
Sordunuz ve cevapladınız avukat.
Yes, it is. These questions have been asked and answered.
Bu sorular soruldu ve cevaplandı.
Asked and answered.
Sorum cevaplandı.
Asked and answered, right?
Sordun ve cevabını verdim, değil mi?
- asked and answered, becca.
- Sordun ve cevabını aldın, Becca.
Asked and answered.
Sorunun cevabı alındı.
The question of new evidence has been asked and answered.
Yeni delil sunmak istediler ve siz de cevabınızı vermiştiniz.
You've both asked and answered that question.
Hem sordun hem de cevapladın ya.
Today, I asked you who was more important, a general or a corporal, and you answered, "general." Of course, I agreed with you.
Kim daha önemli demiştim, bir general mi, onbaşı mı. "General" dedin. Tabii ki sana katıldım.
You know, I've asked you a dozen times to marry me, and you've never answered.
- Senden pek çok defa benimle evlenmeni istedim, sense bana hiç yanıt vermedin.
Twice you've asked that question, and twice I've answered it.
İki soru sordun ve İki cevabın var.
You asked one question, I answered that question and then...
Önce bir soru sordun sonra cevap verdim ve sonrasında...
They found the boy wandering in the hills... and when they asked his name he answered : Alexander!
Çocuğu teperlerde buldular... ve adını sorduklarında şöyle cevapladı :
When Sigmund Freud lay dying, his students all gathered about him and they asked if there was one question his work had not answered. And he replied,
Sigmund Freud ölmek üzereyken, bütün öğrencilerini toplamış, ve cevap bulamadığı tek soruyu, onlara yöneltmiş :
In seven years I asked her to marry me 8 times, and she always answered "no".
Yedi yıl boyunca ona sekiz kez evlilik teklif ettim, ve onun cevabı hep "hayır" oldu.
You have asked the East and the West, and they have answered "yes"!
N'Tomo'nun kutsal ağacına yalvarıyorum!
- It's been asked and has not been answered.
- Soru soruldu ama cevap verilmedi.
I've asked you the same question a thousand times and you ain't never answered me?
Ama sana aynı soruyu binlerce kez sormama rağmen hala bana bir cevap vermedin.
You know I have asked you 6 questions tonight and you haven't answered one.
Biliyor musun bu gece 6 soru sordum ve hiçbirini yanıtlamadın
I asked him which God he worshipped, and he answered with a Tok'ra password.
Hangi Tanrıya taptığını sordum ve o bana Tok'ra şifresi ile cevap verdi.
'I once asked you to show me your face, and you answered me so :
" Bana yüzünü bir kez göstermeni istedim,... ve bana cevaben şöyle dedin :
An old woman answered and he asked her for directions.
Kapıya yaşlı bir kadın baktı. Yol sorduk.
You asked if I thought she was trying to contact me, and I never answered.
Bana onun bana ulaşmaya çalıştığını düşünüp düşünmediğimi sordun, ve ben sana cevap vermemiştim.
- I've asked her several times... and she has answered me too!
- Ona birkaç kez sordum ve cevap verdi!
I asked him if he had an appointment, and he answered me that... yes, with me.
Ona randevusu olup olmadığını sordum ve bana cevap verdi... evet, benimle.
The other day one of the boys asked the geography teacher... what communism was... and this is what Tablinova answered to him.
Geçen gün öğrencilerden birisi, geometri öğretmenine komünizmin ne olduğunu sordu. Tablinova'da şöyle cevap verdi :
No, I swear. I just asked her a question and she answered and shejust kept talking and talking I dont know how I can thank you
Hayır. Yemin ederim. Sadece soru sordum.
Asked and answered, Counselor.
Sordunuz ve cevapladınız, avukat.
'And Jesus asked him, "What is thy name?" 'And he answered saying, " My name is Legion ;
Ona sorar : "Adın nedir?" O da cevap verir, "Adım Legion."
And it's eating me up You asked me a stupid question once and I could have answered it and I didn't because I was...
Bana aptal bir soru sormuştun ve cevap verebilirdim ama vermedim çünkü...
I asked a question back at my house and you never answered me.
Evdeyken size bir soru sormuştum ve cevaplamamıştınız.
I asked him "and when did you hear the command to fire?" and he answered "after the first shot went off."
Ona, ateş emrini ne zaman duyduğunu sordum ve o da,... ilk atıştan sonra duyduğunu söyledi.
You asked me a question, I answered it, and we didn't have an argument about it.
Bana bir soru sordunuz, cevapladım ve bu konuda tartışmadık.
In my case it is because my mom talked a lot with me, from small, we were talking history, politics, asked me many things, and I answered.
Çünkü annem küçüklüğümden beri benimle çok konuşurdu. Tarihten, politikadan bahsederdik. Bana hep sorular sorardı.
It means that your question has been asked and been answered.
- Sorunuza cevap vermiş oldum.
Asked and answered.
Cevap alındı.
And if someone asked you "What for?", you'd answered " Are you stupid?
Eğer ki sana sorsaydılar "Ne için?" Senin cevabın "nasıl ne için?" salak mısın? olurdu
One of those men answered the door. I asked after Dawson, and he told me he was dead.
Dawson'u sorduğumda öldüğünü söyledi.
Somebody asked me a question, and I answered them.
Biri bana bir soru sordu, ben de cevap verdim.
They asked me questions, and I answered.
- Bu benim için önemliydi. - Yapamadım.
Asked and answered.
Soruldu ve yanıtlandı.