English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Assed

Assed translate Turkish

511 parallel translation
Even though he was a crazy-assed convicted cannibal.
Oğlu kafayı sıyırmış mahkum bir yamyam olsa bile.
I can't go around bare-assed - not at my age.
Bu yaşta kıçı açık dolaşamam ki.
Your heritage is nothing but a bunch of raggedy-assed spirituals and foul-smelling chitlins.
Senin mirasın, bir takım beş para etmez kutsal şeyler ve pis kokulu yemeklerden başkası değil.
So there we are, bare-assed, and we jump in the pool.
Tam burda durup, çıplak kıçımızla havuza atlıyoruz.
Just tell that half-assed hospital to get some Lipiodol and we'll take some X-rays.
O salak hastaneye söyle, Lipiodol alsın. Biz de röntgen çekelim.
Get up, you sloppy, fat-assed, red-eyed jerk!
Kalkın, koca popolu, kırmızı gözlü pislikler!
I've got a gypsy band up here... incense is burning, the booze is flowing! Miss Piggott and I are playing frogleap bare-assed! Is that any better?
Odada çingene çalgıcılar var, tütsü yanıyor, içkiler su gibi akıyor ve Bayan Piggott'la "birbirdir" oynuyoruz.
I'm talking about the thinking public not all those little tight-assed matrons up in Hillsborough.
Seyirci gibi düşünerek konuşuyorum. Hillsborough'deki geri kafalılar gibi değil.
He was a bit of a split-assed type then too.
O zamanlar da herkesten farklı bir tipti.
You big assed, piss-smelling little tramp...
Seni koca kıçlı, bok suratlı serseri...
A new, bare-assed, fanny-swinging Gilberte.
Çıplak koca poposunu sallayan, yeni bir Gilberte.
So don't come on like a half-assed genius.
O halde ufak çaplı dahi ayaklarını bırak.
Remember the time we used to swim in there bare-assed... you, Rocky, Angie and me?
Burada anadan doğma yüzdüğümüz zamanları hatırlıyor musun... sen, Rocky, Angie ve ben?
I could have a troop of bare-assed Eagle Scouts... in for the afternoon and she wouldn't blink an eye.
Gündüz gözü eve çıplak izcileri doldursam... kılı bile kıpırdamaz.
- You can go on bare-assed if you want.
- İstersen çıplak bile çıkabilirsin.
You'd be bare-assed naked.
Çırılçıplak ortada kalırsın.
You big fat-assed son of a bitch.
Seni koca götlü orospu çocuğu.
To be in some half-assed sandlot production by a tasteless Johnny-come-lately hustler like you?
Senin gibi zevksiz bir dolandırıcının yaptığı iki paralık, kıçı kırık, ucuz bir yapımda oynamayı mı?
This is not the time or the place to perform some kind of a half-assed autopsy on a fish.
Yarım yamalak bir otopsinin ne yeri ne de zamanı.
Some kind of half-assed astronaut?
Bir tür astronot mu?
Not some Injun runt and his half assed half breed.
Buna cüce bir Kızılderili'yle aptal yardımcısı karar veremez. Üzgünüm.
Old Braxton's gonna be one surprised-assed son of a bitch, ain't he?
Yaşlı Braxton aniden dımdızlak kaldı, öyle değil mi?
I raise cattle so my son can be a merchant, so his son can move to Newport, Rhode Island, buy a sailboat and never see one of these bastard-assed son-of-a-bitchin'mountains again.
Ben hayvanlarla uğraşıyorum. Öyleyse benim oğlum da tüccar olabilir. Oğlu Newport'a, Rhode Island'a yerleşip, bir yelkenli satın alabilir ve o lanet olası, aşağılık dağları bir daha hiç görmeyebilir.
Back at the house she asked me. : "Who were you talking to? " Who was that flat-assed little goose? "
Eve gidince bana kiminle konuştuğumu sormuştu : "Düz popolu o küçük kaz kimdi?" Bunu dün gibi hatırlıyorum.
Hard headed and hard-assed.
Kalın kafalı ve kalın kıçlı.
Then you give me some half-assed story about some delivery guy busting his arm.
Sonra da kalkmış kolunu kıran şoförle ilgili uyduruk bir hikaye anlatıyorsun.
Not like some poor wasted rag-assed renegade.
Zavallı paçavra donlu bir dönek olarak değil.
I can't do things half-assed anymore.
Artık yarım yamalak işler yapamam.
What she's gotta do is, she's gotta be bare-assed when she does this.
Yapması gereken, bunu yaparken poposu çıplak olmalı.
What the hell kind of half-assed operation is this?
Ne biçim yarım yamalak bir operasyon bu?
Are you so hot that you have to go around almost bare-assed?
Memeler, popo, her bir tarafın ortada!
Let me tell all you fancy-assed ballplayin'Negroes something.
Siz kendini beğenmiş topçu zencilere bir çift lafım var.
Don't go half-assed.
Beceriksiz olduğunu düşünme.
What are you two sorry-assed individuals looking at?
Siz ikiniz neye bakıyorsunuz ulan?
Candy-assed, but fine.
İki çaylak, çok iyi.
And there ain't no fuckin'tribe of tommin', wimpy-assed red men, neither.
Ne şu siktiğimin kabilesi, ne de şu aşağılık osuruktan kızılderililer!
A few days ago this was a bunch of half-assed kids.
Birkaç gün önce bu çocuklar hiçbir şey yapmıyorlardı.
A half-assed job, I don't get my doctorate and neither do you.
Bu sakat bir iş, bununla doktora alamam, sende alamazsın.
Pretty sophisticated for a bunch of half-assed mountain boys.
Bir avuç yarım akıllı dağ çocuğu için oldukça sofistike bir şey.
A half-assed management being decimated by a price war they cannot win.
Kazanamayacakları bilet fiyatı savaşı yüzünden beceriksiz yönetim mahvoluyor.
Those guys last night at the mini mart made a half-assed stab at the money in the till.
Şu dün gece minimarkete girenler kasadaki paraya ciddi ciddi asılmadılar.
- Red-assed Mexican.
Kızıl yağlı kıçlı pis meksikalı!
That's the most spooky-assed question I ever heard.
Hayatımda duyduğum en garip soru.
You're sleeping bare-assed now?
Şimdi de kıçın açık mı uyumaya başladın?
He's got some half-assed private eye business.
Yarım yamalak bir şekilde özel dedektiflik işi yapıyormuş.
Okay, Mr. half-assed Dick Tracy, tell me where the money is...
Pekâlâ, beceriksiz yarrak kafalı Tracy, bana paranın yerini söyle.
I wanna look him straight in the eye and tell him what a cheap, lying, no good, rotten, four-flushing low-life, snake-licking, dirt-eating, inbred, overstuffed ignorant, bloodsucking, dog-kissing, brainless, dickless, hopeless heartless, fat-assed, bug-eyed, stiff-legged, spotty-lipped worm-headed sack of monkey shit he is!
Gözlerinin içine bakıp, ona nasıl bir..... cimri, yalancı, bir işe yaramaz, kokuşmuş, düzenbaz..... aşağılık, sinsi, bok yiyen, piç kurusu, şişko..... cahil, kan emici, köpek öpücü, beyinsiz, ödlek, umutsuz, kalpsiz... .. kıçı büyük, patlak gözlü, çarpık bacaklı, yamuk dudaklı..... solucan beyinli bir bok torbası olduğunu söylemek istiyorum!
Americans have turned themselves into fat-assed lazy slobs who'd rather sell their toes than get up and walk a block.
Amerikalılar koca götlü, tembel ve hantal oldular. Kalkıp bir sokak yürümektense ayaklarını satıyorlar.
G, you're doing a half-assed job, man.
Yarım yamalak iş yapıyorsun adamım.
And if they were mine, I'd give them a bare-assed whipping.
Onlar benim çocuğum olsaydı kıçlarına sopayla vururdum.
That's low-down shit-assed racing.
Bu kadar geri zekâlıca bir yarış görmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]