English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Astonishing

Astonishing translate Turkish

862 parallel translation
It's astonishing, maybe even perfect.
Hayret verici. Belki mükemmel bile olabilir.
This is an astonishing picture.
Bu büyüleyici bir tablo.
Wegener was forced to the astonishing conclusion that all the dry land on the planet had once been part of a single land mass, a supercontinent that he called Pangaea.
Wegener, gezegendeki tüm kuru toprakların bir zamanlar tek bir kara kütlesi ; kendinin Pangaea dediği bir süper kıta oluşturduğu şeklinde inanılmaz bir sonuç çıkarmak zorunda kalmıştı.
They knew there had to be ways of getting animals and plants from one continent to another because you had these astonishing similarities, especially in the Southern Hemisphere.
Hayvanların ve bitkilerin bir kıtadan diğerine geçmesinin bir yolunun olduğunu biliyorlardı zira özellikle de Güney yarımkürede, inanılmaz benzerlikler söz konusuydu.
And see how they all form these astonishing stripes.
Ve hepsinin bu şaşırtıcı çizgileri oluşturmasına bir bakın.
What the computer told Vine was quite astonishing.
Bilgisayarın, Vine'a söylediği son derece şaşırtıcıydı.
But as they've slowly pieced together the planet's past, they've been forced to an astonishing conclusion, that the time scales of Earth history are almost inconceivably long, that time itself is far vaster than they'd ever guessed.
Ancak gezegenin geçmişini ufak parçalardan yavaşça birleştirirken şaşırtıcı bir sonuca varmak zorunda kaldılar ; Dünya'nın tarihindeki zaman birimleri, neredeyse anlaşılmayacak kadar uzundur ve zamanın kendisi, tahmin ettiklerinden çok daha geniştir.
- What an astonishing motto.
- Bu ne kibarlık böyle, baba.
Astonishing creature.
Şaşırtıcı bir varlık.
- Isn't it astonishing?
- Şaşırtıcı değil mi?
It's astonishing and incredible, but...
Bu çok şaşırtıcı ve inanılmaz, ama...
"... was privileged to witness the most dramatic and astonishing scene in this inspiring day. "
"... bu ilham verici günün en dramatik ve şaşırtıcı olayına tanık oldu. "
Astonishing what money can do.
Para insana neler yaptırabiliyor.
Being a botanist, I find an astonishing parallel between a woman's heart and the wind flower or Anemone nemorosa.
Bir botanikçi olarak, kadın kalbi ile rüzgar çiçeği,... yani Anemone Nemorosa arasında şaşırtıcı bir paralellik buldum.
Why? What's so astonishing about that?
Bu şaşkınlığının sebebi de nedir?
There's never any telling what you'll say or do next but it's bound to be astonishing.
Ne yapip ne söyleyeceginizi kestirmek güç... ama daima hayret verici olacagi kesin.
- It's astonishing.
- Şaşırtıcı.
I found them quite astonishing.
Onları çok şaşırtıcı buldum.
I noticed that one of them- - quite an astonishing one- - reminded me of something.
Onlardan biri... oldukça şaşırtıcı olan bir tanesi bana bir şey hatırlattı.
Astonishing.
Çok şaşırtıcı.
Now that's astonishing ;
Bu hayret verici!
To say that the two young people of then are now husband and woman... it is indeed astonishing, the meetings!
O iki utangaç gencin, artık karı koca olduklarını düşünmek değişim gerçekten de şaşırtıcı!
You have an astonishing ability to take time off whenever you like.
İstediğin zaman izin almak gibi hayret verici bir yeteneğin var.
This book purports to be a true account of espionage written by a former German military attaché it reveals the most astonishing details of a case occurred within His Majesty's Embassy in Turkey in 1944 and in which hundreds of top secrets including plans for the invasion of Normandy were stolen and transmitted to the Germans.
Gerçek bir casusluk olayını anlattığını iddia eden ve eski bir Alman askeri ataşesi tarafından yazılan bu kitap şaşırtıcı bir vakanın detaylarını ortaya koyuyor ve 1944 yılında Majestelerinin Türkiye Büyükelçiliği'nde Normandiya Çıkartması'nın planları da dahil yüzlerce gizli sırrın çalınarak Almanlara iletildiğini anlatıyor.
Not very astonishing for a geisha...
Bir geyşa için şaşırılacak bir durum değil.
Patients have made astonishing recoveries.
Hasta bazen beklenmedik şekilde iyileşir.
I had taken it upon myself to invite the highest movie brass I could find in Rome Mr Black of America, Monsieur Blue of France, and Mr Brown of England The difference between European and American movie magnates is astonishing
Kendi kendime, uluslar arası sinema dünyasının Roma'da bulduğum en yetkili temsilcilerini gösterime davet etmeye karar verdim.
Astonishing how the courts dried off.
Kortun hemen kuruması şaşırtıcı, değil mi?
That last spring in school, it was most astonishing how many dreadful thunderstorms there were.
Okulda geçirdiğimiz son bahar mevsimi... o kadar fırtına kopması çok şaşırtıcıydı. Hatırladın mı?
What an astonishing thing.
Ne aptalca bir durum.
It's astonishing how much.
Şaşırtıcı derecede çok özledim.
So you accomplished the astonishing feat of restoring a man lost in time to his own period?
Yani, zamanda kaybolmuş bir adamı kendi dönemine döndürmek gibi sersemletici bir beceriyi gösterdiniz?
- Astonishing!
Ve işte bu kadar!
Astonishing detail for a telescopic lens.
Telescopik lense göre şaşılacak ayrıntı.
"Eminent lawyer's astonishing private life."
"Ünlü Avukatın Şaşırtıcı Özel Yaşamı"
In the midst of their recreation they chanced to witness an astonishing sight :
Dinlencelerinin ortasında,... muhteşem bir manzaraya tanık olma şansı yakaladılar :
I just had to pop back and tell you what an astonishing performance you gave tonight, and to a half-empty house.
Kulise gelip bu akşamki performansının akıllara zarar olduğunu söylemek istedim. Hem de yarısı boş bir salonda.
It is with an astonishing honesty that they perform their rites.
etkileyici bir dürüstlükle dinsel törenlerini canlandırıyorlar.
Astonishing.
Hayret verici!
- She's astonishing!
- O ne güzellik! - Guiche!
And the astonishing fact is that he doesn't exist.
Ve şaşırtıcı gerçek aslında onun var olmadığı.
In the distant reaches of our galaxy, we have made an astonishing discovery.
Galaksimizin uzaklarında şaşırtıcı bir keşif yaptık.
But I will report your astonishing marksmanship to Air Headquarters.
Ama senin şaşırtıcı keskin nişancılığını Hava Merkezine rapor edeceğim.
Astonishing behavior!
Olağanüstü bir davranış!
You are astonishing.
Çok şaşırtıcısınız.
You have excellent qualifications, astonishing ones, in fact as a communications engineer.
Nitelikleriniz mükemmel. Aslında, iletişim mühendisi için inanılmaz nitelikler.
You are astonishing and adorable.
Sen gerçekten muhteşem bir kadınsın.
Astonishing that anything of that bulk could move so rapidly.
Böylesine büyük bir şeyin bu kadar hızlı hareket etmesi inanılmaz.
It is nothing like the astonishing tissues from Mr. Colbert's manufactories.
Hiçbirşey ince ipeğin dokunuşu gibi değildir. Mr. Colbert's fabrikarından.
The astonishing thing is you're likeable
Şaşırtıcı olan sevimli olmanız.
They are fruit that rots with an astonishing speed.
Şaşırtıcı bir hızla çürüyen bir meyve gibiler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]