English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Asunder

Asunder translate Turkish

156 parallel translation
Someone must break this chain asunder.
Birinin bu zinciri parçalaması gerek.
Are we any the less victims of the war than those whose bodies were torn asunder?
Cesetleri paramparça olmuş savaş kurbanlarından aşağı kalır yanımız mı var?
What God hath joined together, let not man put asunder.
Tanrının bir araya getirdiğini insanlar bozamasın.
As those two can never be torn asunder. Nor can we ever separate.
Nasıl ki onlar birbirlerinden ayrılamaz biz de ayrılamayız.
Those whom God hath joined together, let not man put asunder.
Onları Tanrı birleştirdi, kimse ayırmasın.
- Pluck them asunder! - Good my lord, be quiet.
Ayırın şunları.
"Why is not the earth rent asunder in sorrow?"
"Neden yeryüzü kederle dağılmıyor?"
" Those whom God hath joined together, let no man put asunder.
" Tanrı'nın birleştirdiklerini hiçbir kul ayıramasın.
What God has joined together let no man put asunder. "
"Tanrı'nın bir araya getirdiğini kimse ayıramasın."
Amen. What God hath joined together, let not man put asunder.
Tanrı hiç kimsenin sizi ayrımasına izin vermesin.
Whom God has joined, may no man put asunder.
Tanrının bu bağını, hiçbir insanın bozmasına izin vermeyin.
# # Things go asunder and I wonder why you bother
# # Things go asunder and I wonder why you bother
If we lose the war now... they'll tear our arses asunder.
Savaşı kaybedersek kıçımızı parça parça ederler.
It's the joining of two people together through thick and thin... in a union of spiritual goodness, forever and ever... that only God can put asunder.
İki insanın, iyi günde ve kötü günde hastalıkta ve sağlıkta olmak üzere, sadece Tanrı'nın onları ayırabileceği bir birlikteliktir.
What Brenda Blaney brings together let no man put asunder.
Brenda Blaney'nin bir araya getirdiğini hangi erkek parçalayabilir!
What God has joined together, let no man put asunder.
Tanrının birleştirdiğini hiç kimse birbirinden ayırmasın.
" They shall stone you and cut you asunder with their swords.
"Seni taşlayacak ve kılıçlarıyla seni doğrayacaklar"
Even this noble assembly has been torn asunder by him.
Bu yüce topluluk bile onun yüzünden bölündü.
Those whom God has united, let no man put asunder. In nomine patri et filii et spritus sanctus.
Tanrı'nın birleştirdiği bu çifti kimse ayıramasın.
- Just call her and listen to her voice before you rend asunder the inviolate garment of your marriage.
Evliliğinin kutsal giysisini parçalara bölmeden önce onu ara ve sesini dinle.
Those whom God hath joined together let no man put asunder.
Bu evlilik bölünmez bir bütünlüktür ve kimse onu ayıramaz.
In these days of disintegrating values and lost mores when our children are exposed daily to the hazards of divorce, separation and families torn asunder it's comforting to think back to the days when a family like the Lenox family strove together.
Ahlaki değerlerin yıkıldığı... ve yitirildiği günümüzde... çocuklarımız her gün... boşanma ve ailelerin parçalanması tehlikesiyle karşı karşıyayken... Lenox ailesi gibi bir ailenin hep birlikte mücadele ettiği... o eski günleri hatırlamak bizlere huzur veriyor.
Peg, if Elena gets married, the triplets will be torn asunder.
Peg, eğer Elena evlenirse bu, üçüzlerin parçalanması demek.
" Rives asunder man's delight
" Parça parça eder insanın sevincini
What God has united, let no man tear asunder.
Tanrının birleştirdiğini kimse ayırmasın.
"... the windows of heaven are open and the earth is rent asunder.
" yüksekteki pencereler açıldı ve dünyanın temelleri çatırdıyor.
" Is ripping me asunder
" Beni parçalar.
And now, on to the lawsuit. While carrying canned goods to their local church group my beloved children, Bud and the girl had their futures maliciously torn asunder by the merciless destruction of an Aryan super car.
Şimdi davaya geçelim Yerel kilise gruplarına konserve gıda taşıyan sevgili çocuklarım Bud ve de kız aryan bir süper arabanın acımasızca saldırısıyla Geleceklerinden haince Mahrum bırakılmışlardır.
I need an army to tear asunder!
Karşımda ordu olsa hepsini helak etmek! Sana on kalbim, yirmi kolum var diyorum.
Pluck them asunder!
Ayırın onları!
What Gee Money has brought together let no man put asunder.
Gee Money'nin birleştirdiklerini hiç kimse ayırmasın.
What God has joined, let no man put asunder.
Tanrının bir araya getirdiğini ayırmaya kimsenin gücü yetmez.
When suddenly the skeleton is reconstituted, the Operator... is pulled asunder as the flesh useth to restore himself returneth to it's rightful owner.
İskelet aniden yapılandığında, operatör çekip ayırınca... kendini onarmakta olan et asıl sahibine geri döndü.
Ladies, and by that I mean you guys I'm going to tear this room asunder.
- Hanımlar, sizi kastediyorum beyler. Bu odayı yıkacağım
And I suggest you do it quickly before my cassowary's razor-sharp talons rend you asunder.
Cassowary'min jilet gibi keskin pençeleri seni parçalara ayırmadan acele etmeni öneririm.
My heart is torn asunder
Kalbim parçalanıyor
Those whom God has joined together... let no man put asunder.
Burada bugün, Tanrı'nın birleştirdiklerini hiç bir insanoğlu ayırmasın.
I'm sorry I put us asunder.
Üzgünüm, bizi paramparça ettim.
- Pluck them asunder.
- Onun için aklın varsa bırak beni.
" Then she was in his arms, and all her qualms forgotten as she tore his tunic asunder and thrust her eager lips against the sinews of his naked chest.
" Onun kollarındaydı. Tüm endişelerini unutmuştu. Tuniğini parçaladı ve hevesli dudaklarını onun çıplak, güçlü göğsüne yapıştırdı.
Let no man put asunder what the gods in their infinite wisdom, have blessed.
Hiçbir insanın, Tanrılar'ın sonsuz bilgeliğinde kutsadığını, birbirinden ayrı koymasına izin vermeyin.
What God hath joined together let no man put asunder.
Bugün tanrının birleştirdiklerini hiç bir insanoğlu ayırmasın.
What God and greed have joined together let no love put asunder.
Hangi Tanrı ve ihtiras aşkı yok etmek için bir araya gelmiş acaba?
let no man tear asunder.
ve sonsuza dek sürsün.
Those whom God has joined in marriage... not even I can put asunder.
Tanrı'nın evlilikle birleştirdiklerini... ben bile ayıramam.
And what God joins together, let no man tear asunder.
Ve Tanrının birleştirdiğini, kimse ayıramaz.
Our family has been torn asunder.
Ailemiz paramparça oldu.
Fighting, swearing and tearing... asunder the monuments of civilization.
Dövüş, küfür ve yakıp yıkmak medeniyetten uzak şeyler.
And will you rent our ancient love asunder to join with men in scorning your poor friend?
Demek eski dostluğumuzu bu adamlar ile eğlenmek için gözden çıkardın.
# What we have made shall not be torn asunder
Bizim yapıtlarımız parçalanmayacak
According to the ordinances and the laws of the State of Topeka. What God has joined together, let no man put asunder.
Tanrının bir araya getirdiklerini insanın ayırmasına izin verilmez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]